"يُدعى" - Translation from Arabic to Turkish

    • adı
        
    • diye
        
    • denen
        
    • adındaki
        
    • ismi
        
    • denir
        
    • denilen
        
    • isminde
        
    • olan
        
    • isimli bir
        
    • diyorlar
        
    • adını
        
    • Buna
        
    • adında
        
    • adlı
        
    Ve Buna sebebiyet veren unsurun AMP kinaz adı verilen bir enerji proteini olabileceğini düşündük. TED و اعتقدنا أن الأمر له علاقة بالبروتين الذي يُدعى بـ أي إم بي كاينيز .و هو بروتين الطاقة
    Ardında kütle merkezi adı verilen bir fizik kavramı yatar. TED السر يكمن في مفهوم فيزيائي يُدعى: مركز الكتلة.
    İlk görüşte ya da ilk öpücükte aşk diye bir şey yoktur. Open Subtitles لا وجودَ لما يُدعى حبّاً من النظرةِ الأولى، أو من القبلةِ الأولى.
    Aritmi, ciddi kramplar, tükenmişlik sendromu diye bir şeyde artış ve yüksek tansiyon. Open Subtitles عدم انتظام ضربات القلب ، التشنج الشديد ، زيادة شيءٍ يُدعى مرض الهزال
    Afrika'nın karşı karşıya bulunduğu mücadeleyi, yoksulluğun azaltılması denen bir çaresizlik mücadelesinden bir umut mücadelesi çerçevesine oturtmamız gerekiyor. TED نُريد إعادة تأطير التحديات التي تواجه أفريقيا من تحديات البؤس، البؤس الذي يُدعى الحد من الفقر، إلى تحديات الأمل.
    1993 yılında Seattle’daki konferansta bir masa vardı ve Marc Andreessen adındaki bir adam WWW için yazdığı küçük browserini tanıtıyordu. TED في 1993، كان هناك طاولة في نفس المؤتمر في سياتل، وكان هناك شخص يُدعى مارك أندريسن قام بعرض متصفحه الصغير للويب
    Eskiden onlara fil faresi denirdi ama artık Afrika'daki ismi olan "sengi" olarak anılıyorlar. Open Subtitles كان يُدعى سابقاً الفيل الفأري، لكنه الآن يُسمّى بإسمه الإفريقي سنجي.
    Buna, doğal çıkarım denir ve bu vücudunuzun yaptığı her harekette olur. TED وهذا يُدعى بالمنعكس الفطري وهو يحدث في كل حركة يقوم بها جسدك.
    Yoğun bir bulut, Jeans kütlesi adı verilen belirli bir sınıra ulaştığında kendi üzerine çöker. TED عند وصول غيمة كثيفة إلى حدّ معين يُدعى تكّتل جينز، تنطوي على بعضها.
    4 yıl önce buraya gelmişti avlanmak için bir avukatla, adı Irwin. Open Subtitles لقد كان هنا منذ 4 سنوات مضت فى رحلة صيد مع محامى يُدعى اروين
    Bunun adı aşk. Open Subtitles هذا الذي يُدعى بـ الــــــحـــــــــــــــــب
    Kanınızda kriyoglobulin adı verilen bazı özel proteinlerin seviyeleri anormal düzeyde yüksek. Open Subtitles يحتوي دمك على كمية كبيرة من نوع معين من البروتينات يُدعى الغلوبولين البرديّ تصبح ثخينة عند تعرضها للبرد من الخارج
    adı Matador. 50 yaş üstü kadınlar üzerinde çok etkiliymiş. Open Subtitles يُدعى الماتادور يليق خصيصاً للنساء فوق الخمسينيات
    Belli bir gelir seviyesine ulaşmış kişiler için tercih diye bir şey söz konusu. TED فالناس التي لديها مدخولٌ معين من الاموال تملك شيئاً يُدعى الإختيار
    İlginç bulduğum şeylerden biri de Amazon yakınlarda Amazon para diye bir şey çıkardı. TED ماوجدته مثيراً حول أمازون أنها أصدرت برنامج يُدعى نقاط أمازون
    Spor olsun diye öldüren insansa medeni sayılıyor. Open Subtitles الرجل الذى يقتُل من أجل الرياضة, يُدعى مُتحضراً
    Sana tereyağlı ıslak çörek denen şeyi yemenin iyi bir fikir olmadığını söylemiştim. Open Subtitles يا صاح، أخبرت بأنّك أكل شيء يُدعى عمود زبدة الكعك كان فكرة سيئة
    Örnek niteliğinde iş yapan birimlere de "Birlik Nişanı" denen bir şey verirler. Open Subtitles وزعوا أيضا شيئا يُدعى وحدة التنويه للفرق التى قامت بعمل أكثر من ممتاز
    Dahası, aşılarda bulunan thimerosal adındaki bileşenin otizmin nedeni olduğu düşünülüyordu. TED و بالإضافة إلى ذلك، فإن واحداً من مكونات اللقاحات، و هو يُدعى الثيرموسال، كان يُعتقد بأنه مسبب مرض التوحد.
    İsmi serebellar şistomiyazise bağlı gecikmiş aşırı duyarlılık reaksiyonu. Open Subtitles يُدعى فرط الحساسيّة المتأخّر لبلهارسيات الدماغ
    Asla evden çıkmayan insanlar vardır. Buna, panik sendromu denir. Open Subtitles هناك أشخاص لم يخرجواْ قطّ الأمر يُدعى الخوف المتلازم
    Ablamın en son nereye gittiği öğrendim. Dae Gwang Kereste denilen bir yer. Open Subtitles لقد وجدت آخر مكان ذهبت إليه أختي إنه مكان يُدعى أخشاب داي غوانغ
    Yaklaşık üç yıl önce Londra'da Howard Burton isminde bir kisi gelip bana dedi ki, temsil ettiğim bir grup ile birlikte bir teorik fizik enstitüsü kurmak istiyoruz. TED إذاً منذ حوالي ثلاث سنوات كنت في لندن أتى إليّ شخص يُدعى هوارد بورتون و قال لي أنا أُمثل مجموعة من الأشخاص ونريد أن نُؤسس معهداً في الفيزياء النظرية
    Çünkü bütçeye destek olan ve dış yardım olarak adlandırılan birisi var. TED ذلك ﻷن هنالك أحداً يُدعى معونة خارجية يساهم لها.
    Aaron Stampler isimli bir çocuğun tuttuğu oda için bakmıştım. Open Subtitles أبحث عن غرفة يقيم بها فتى يُدعى "آرون - ستامبلر"
    Ulusal Muhafızlar'da ne diyorlar bilmiyorum, ama Kötü Hâl Göstermek, K.H.G. diye bir şey vardır. Open Subtitles لا أَعْرف مثل هذه الامور في الحراسة لكن هناك شئ يُدعى إطلاق التصرّف السيئ بي سي دي
    Bana World Wide Web adını verdiği önerisinden bahsetti. TED وأخبرني عن نظامه المقترَح الذي يُدعى الشبكة العنكبتوية العالمية.
    Atria adında uzak bir güneş sistemi kökenli olduğunu tahmin ediyorlar. Open Subtitles بأن مسار المركبة الفضائية قد قدِمت من نظام شمسي يُدعى 'اتريا'
    Uzun yıllar Swami Satchidananda adlı bir öğretmenle yoga çalıştım, TED لقد درست اليوغا لسنوات عديدة مع مدرس يُدعى سوامي ستشيدنايدي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more