"aileye" - Translation from Turkish to Arabic

    • العائلة
        
    • للعائلة
        
    • لعائلة
        
    • العائله
        
    • الأسرة
        
    • بالعائلة
        
    • العائلةِ
        
    • بعائلة
        
    • عائلته
        
    • دار
        
    • عائلتنا
        
    • عائله
        
    • للأسرة
        
    • الوالدين
        
    • للعائله
        
    Ama bir daha asla aileye karşı başkasının tarafını tutma. Open Subtitles و لكن اياك أن تنحاز لأحد ضد العائلة ثانية أبدا
    Ama bir daha asla aileye karşı başkasının tarafını tutma. Open Subtitles و لكن اياك أن تنحاز لأحد ضد العائلة ثانية أبدا
    Ama bir daha asla aileye karşı başkasının tarafını tutma. Open Subtitles و لكن اياك أن تنحاز لأحد ضد العائلة ثانية أبدا
    Ama bu çiftin, Gordon'ın parasını aileye kazandırmak için bir plan yaptığını anlamıştın. Open Subtitles ولكنك كنت تعلم انهم كانوا يخططون ضد هذا الثنائى ليستعيدوا اموال جوردن للعائلة
    On Emir işini başka bir aileye bıraksak olmaz mı? Open Subtitles ألا يمكن لعائلة أخرى أن تهتم بأمر الوصايا العشر ؟
    Bir adaya yapılan tehdidin bütün aileye karşı yapıldığını kabul ederiz. Open Subtitles نحن نعامل التهديد على حياه المرشح كأنه تهديد على العائله كلها
    Amcalarının vasiyetine bakıp, aileye para kalıp kalmadığını öğrenmişler ve-- Open Subtitles نظرا في وصية خالهما ليعرفا مقدار المال المتبقي في العائلة
    Bu hastalığın aileye bir illet gibi bulaşmış olduğunu anladım. Open Subtitles و بأن الجنون متوارثٌ في العائلة كنهر أسود من الأمراض.
    Bir aileye sevdiklerinin dönmeyeceğini söylemektense savaşa gitmeyi tercih ederim. Open Subtitles أفضل القتال على إخبار العائلة أن أحد أحبائها لن يعود
    Siz bu aileye ve torunuma çok iyi davrandınız Doktor. Open Subtitles ايها الطبيب لقد كنت لطيفا مع هذه العائلة مع حفيدتي
    Teklifim hâlâ geçerli. Fotoğrafı bana ver, aileye ben göstereyim. Open Subtitles اسمع، لا يزال عرضي قائماً، أعطني الصورة وأنا سأريها العائلة
    Bu edepsiz kadın bu aileye için utanç kaynağı oldu. Open Subtitles تلكَ المرأة سيئت التربية لم تَجلب لهذه العائلة سوة العار.
    Cinayetlerden sonra Preston, aileye neredeyse tam bir mali destek sağlamış. Open Subtitles و من ثم بعد الجرائم بريستون,قام بدعم العائلة ماديا بالكامل تقريبا
    İtalyan cenaze törenlerinde ziyaretçiler ölüyü görünce aileye para yardımı yapar. Open Subtitles حسنًا في الصّحوات الإيطاليّة، المُفتجّعون يهدوْن العائلة تبرّع بعدما يروا الفقيد.
    Çocukken, bu aileye hizmet etmek için bir yemin ettim. Open Subtitles عندما كنت طفله لقد أقسمت أن أقوم بخدمة هذه العائلة
    Orada durup da hiçbir şey olmamış gibi aileye geri dönmeni gülümseyerek izleyemem. Open Subtitles لا يُمكنني الوقوف والإبتسام، وأُشاهدك تعود إلى هذه العائلة وكأنّ شيئًا لم يحدث.
    Tüm aileye yetecek kadar yer olduğunu söylemeye gerek yok. Open Subtitles بدون الحاجة إلى الحديث يوجد العديد من الغرف للعائلة بأكملها
    Yoksa sen sokağın aşağısındaki aileye olanlar için mi endişelisin? Open Subtitles أو أنت قلق مما حدث. للعائلة التي في أخر الشارع.
    Yaşadığı şeyler yüzünden, bir şeyin parçası olması gerek. Bir aileye ihtiyacı var. Open Subtitles ومع كلّ ما يمر به، يحتاج لأن يكون جزءاً من شيء، يحتاج لعائلة.
    Birkaç gün sonra, belki bir hafta sonra aileye bir seans düzenlememizi önerdim. Open Subtitles بعد بضعة أيام أو ربما إسبوع أقترحت على العائله أن نقوم بعمل إستحضار
    aileye, Kanada'daki ilk yıllarında destek olabilmek için yeterli miktarda para biriktirmeniz gerekiyor ve ardından uçağa binip şehrinize geliyorlar. TED عليك أن تجمع ما يكفي من المال لدعم الأسرة لعامهم الأول في كندا وبعدها يستقلون حرفياً طائرة إلى مدينتك
    Ve cenaze aileye ulaştı, sonra tabutla birlikte morga gittiğinden eminiz. Open Subtitles و بيت الجنازة سيتصل بالعائلة ليتأكد بأن النعش سيذهب إلى المشرحة
    Bir aileye bir polis yetmez mi sence ha? Open Subtitles أخيراً، الا تعتقدي بان شرطي واحد في هذه العائلةِ كافي؟
    Birimiz dönemezsek, öbürü kalan aileye bakacaktı. Open Subtitles الفكرة دائماً كانت أنه من يخرج يعتنى بعائلة الأخر.
    Eğer o aileye şansı olduğunu söylersen, yapacağın tek şey umutlarını yükseltmek olur. Ohhh! Open Subtitles وإن أخبرتِ عائلته غير ذلك، فأنت ترفعين من آمالهم وحسب
    Ama annesi onu koruyucu aileye verdiğinde imzaladığı kağıtlar var. Open Subtitles لكن أمه وقعت الأوراق عندما تركته في دار رعاية المتبنين
    Büyük bir aileye sahip olmak kariyerlerimizden daha önemliydi. Open Subtitles وكما أردنا وظائفنا الكبيرة أردنا عائلتنا الكبيرة
    Aslında, en önemli şey bir aileye sahip olmak. Open Subtitles في الحقيقه، الأمر الاكثر أهميه هو أن يكون لديك عائله
    Tüm misafirlerin oturduğuna emin olduğunda sadece o anda, aileye başsağlığı dileyebilirsin. Open Subtitles وعندما تتأكدي بأن كل الضيوف جالسون. في تلك اللحظة , بإمكانك أن تعرضي للأسرة تعازيكِ الحارة.
    Biri aileye bitirmek üzere olduğumuzu söylesin. Open Subtitles ليخبر أحدكم الوالدين بأننا إنتهينا تقريباً.
    Oğlum Charles'ın kaldığına dair haberi aileye gönderdim ve Fransız Saray'ı için ayrıldığını söylediler. Open Subtitles أرسلت بمبعوث للعائله التي يقطن ولدي تشارلز معهم, وقالوا بأنه قد تركهم وذهب للقصر الفرنسي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more