"brendan" - Translation from Turkish to Arabic

    • بريندن
        
    • براندن
        
    • برندان
        
    • براندون
        
    • برندن
        
    • بريندان
        
    • وبريندن
        
    • كونلن
        
    Brendan Harris, onu görmeyi beklermiş gibi dükkana geldi. Open Subtitles الفتى بريندن هاريس جاء للمتجر كان يتوقع رؤيتها
    Brendan ya da başka bir Harris'in Katie ya da başka bir kızımla çıkmasını istemem. Open Subtitles لم أشأ أن يواعد بريندن أو أي من عائلته إحدى بناتي
    Bence sabah ilk iş Brendan Harris'le konuşalım. Open Subtitles أرى أننا يجب أن نتحدث مع بريندن هاريس في الصباح
    Karnıma sancılar girdi Brendan. Kendimi hasta hissediyorum. Open Subtitles أننى أعنى ألاماً فى معدتى براندن أنا مريضة
    Kaynaklarımız, valinin kocası Brendan Grant'a kadar uzanan... bir suikast girişimini kesin olarak doğruluyor. Open Subtitles وتشير مصادرنا الى مؤامرة كبيرة ربما تورط فيها رجال ذو مناصب كبيرة مثل براندن جرانت زوج الحاكمة
    Peki Brendan senden ne yapmanı istedi, peder? Open Subtitles فما كان برندان يطلب منك القيام به، الأب؟
    2005'de Brendan Nyhan ve Jason Reifler tarafından yapılan bir çalışmada Amerikalılar'ın, Irak Savaşı'yla ilgili fikirlere yönelik tutumlarını inceledi. TED في دراسة قام بها براندون ناين وجيسون رايفلر عام 2005 اختبروا مواقف الأمريكيين بخصوص تبريرات الحرب على العراق.
    Brendan'la yarın evimize döneceğiz. Open Subtitles حسناً , برندن سيعود للمنزل يوم غد
    - Böyle bir yöntemle talepte bulunmak uzun zaman alır, Brendan. Open Subtitles عملية ضبط وإحضار المجرمين تأخذ وقتاً طويلا يا بريندن
    - Brendan Dean, NSA. - Söylemişlerdi. Open Subtitles ـ أنا بريندن دين من الأمن القومي ـ أخبروني عنك من قبل
    En favori isimlerden biri heceleme yapamadı ve Brendan Vu yarışma dışı. Open Subtitles الضخم المحبوب تهجئ هجاءً سئ و بريندن فو خرج من المنافسة
    Hayır, Gus, Brendan ve annesi dışında kimse bilmez. Open Subtitles لا , جس , ليس هناك أحد يعرف هذا ماعدا بريندن وأمه
    Brendan, ödemen için 90 gün verebilirim. Open Subtitles اسمع يا بريندن, يمكنني أن أمنحك 90 يوماً للتسوية.
    Ama sana bundan fazlasına söz veremem Brendan. Bu kadarı bana yeter. Open Subtitles لكن لا يمكنني أن أعدك بأكثر من ذلك يا بريندن.
    En iyilerle antrenman yap ve en iyi ol Brendan. Open Subtitles أنت تتدرب مع الأفضل لتكون الأفضل يا بريندن.
    Brendan, müzik grubu kurma şansın bile daha yüksek olur. Open Subtitles أجل. بريندن, لديك فرصة أكبر في النجاح في تكوين فرقة موسيقية. سأتحدث إليك غداً.
    Tabi Brendan Rowe'un nerde olduğunu söylersen. Open Subtitles إن أخبرتني أين يمكنني أن أجد، براندن رووْ
    Brendan namı diğer, Bay Medusa Dokunuş burayı tekrar yarattı. Open Subtitles براندن أو السيد لمسة قنديل البحر خلق هذا المكان من جديد
    Brendan lise istiyorsa biz de ona lise veririz. Open Subtitles عندما يرغب براندن في الثانوية سنعطيه الثانوية
    Ve, evet, eski şeyler değerli olur, ama Brendan McHale kitabı vermek yerine, birinin onu öldürmesine izin verecek kadar şanssız mıydı? Open Subtitles ونعم، الأشياء القديمة ذات قيمة، ولكن كان برندان مكهيل سيء الحظ فقط جعل شخصاً ما قتله بدلا من الانتهاء؟
    Arkadaşım Brendan'ı küvetinde vurdun! Open Subtitles صديقي براندون أطلقت النار عليه و هو عاري في حمامه
    Brendan, tanıştırayım kızım Megan Hunt. Open Subtitles برندن ، أود أن تقابل ابنتي ميغان
    Bu yüzden halkın Brendan'ın davasındaki haksızlığa karşı tepkisini anlıyorum. TED لذلك أتفهم الغضب العام من الظلم في قضية بريندان داسي.
    Karısı hamileydi, küçük Brendan. Open Subtitles زوجته كانت حامل وبريندن الصغير
    Ve Brendan Conlon'ı seçmiş fakat açıkçası sebebini anlayamadım. Open Subtitles واختار بريندن كونلن, وهو شيء لا أفهمه حقاً.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more