"ciddi bir" - Translation from Turkish to Arabic

    • خطير
        
    • خطيرة
        
    • جاد
        
    • خطيراً
        
    • خطيره
        
    • حادة
        
    • جسيم
        
    • خطيرا
        
    • الجدية
        
    • خطيرًا
        
    • جدّيُ
        
    • عويصة
        
    • علاقة جادّة
        
    • كبيرة في
        
    • فادح
        
    Her türlü kötü habere hazırım ama umarım ciddi bir hastalık değildir. Open Subtitles ،أنا مستعدة لأيّ أخبار سيئة ولكنني أتمنى أن لا يكون مرض خطير
    - ciddi bir sorun... - Bir durum var... Aman Tanrım. Open Subtitles نواجه مشكلة خطيرة يا سيدي سيد كلامب، لدينا موقف خطير ..
    Efendim, böyle ciddi bir durum varken medyaya ihtimam göstermek... Open Subtitles سيدي ، لدينا موقف خطير هنا وانت تخرج لتدليل الصحافة
    ciddi bir şey yok, sadece... aptalca. Oh, Charlie, sakın yanlış düşüncelere kapılma. Open Subtitles ليست اشياء خطيرة فقط حمقاء و الأن تشارلى لا تبدأى فى تخيل أشياء
    Bu ciddi bir durum, efendim. Fransız Polisi yolda. Durun! Open Subtitles هذا أمر جاد يا سيدي الشرطة الفرنسية في طريقها، توقف
    Efendim, böyle ciddi bir durum varken medyaya ihtimam göstermek... Open Subtitles سيدي ، لدينا موقف خطير هنا وانت تخرج لتدليل الصحافة
    Annemizi öldüren şey hakkında oldukça ciddi bir ipucumuz olduğunu düşünüyoruz. Open Subtitles نظن بأنه لدينا دليل خطير على ذلك الشيء الذي قتل والدتنا
    Ve sizin psişik olduğunuza dair bile ciddi bir şüphe var. Open Subtitles وهناك شك خطير بالنسبة إلي كونك روحي ذو مستوى عالي جدا
    Her şey senin suçun, çok ciddi bir sorunun var? Open Subtitles بأن كل هذا خطؤك, بأن هنالك شيء خطير قد أصابك؟
    Umarım Pablo ve aranızdaki çok ciddi bir tartışma değildi. Open Subtitles أتمنى أن لا يكون حدث أمر خطير بينك و بابلو
    ciddi bir şey olduğu için sizi saatler sonra çağırdılar. Open Subtitles إنهم فقط يتصلون بك بعد ساعات عندما يكون الأمر خطير.
    Bayılmak ciddi bir hastalığın habercisi olabilir. İyice bir muayene olmalısın. Open Subtitles فقدان الوعي قد يكون شئ خطير يجب ان تخضعي للفحص الجسدي
    O ve karısı trafik kazası geçirmişler. ciddi bir şey değil. Open Subtitles كان هو و زوجته في حادث سيارة لم تحدث إصابات خطيرة
    Başvuru formunda yalan beyanda bulunmanın ciddi bir federal suç olduğu açıkça belirtilmiştir. Open Subtitles الاستبيان ينص بوضوح ، مما يجعل منه إدعاء كاذب و جريمة فدرالية خطيرة
    ciddi bir beyin hasarı olabilir ve bunu şu anda tespit etmemiz gerekiyor. Open Subtitles إذا كان لديها إصابة خطيرة في الرأس، نحتاج أن نعرف حول ذلك الآن.
    Shin Bet'in ciddi bir krizde olduğu aşikardı ve örgütte herkes bunun farkındaydı. Open Subtitles كان واضحاً ان الشاباك يواجه أزمة خطيرة والجميع في الشاباك كان يعرف ذلك
    ...ve çok ciddi bir şey konuşurken şişme havuza düştü. Open Subtitles بينما نحن في نقاش جاد جدًا سقط في المسبح الصغير
    - Beni bağışlayın. - Umarım ciddi bir şey değildir. Open Subtitles ــ اعذروني جميعاً ــ أتمنى أن لا يكون الأمر خطيراً
    Çiftlik evi baskınında ciddi bir kayıp yok. Open Subtitles لا يوجد إصابات خطيره من مجموعه بيت المزرعه
    Bu adam, ölümünden önce ciddi bir kalp rahatsızlığı yaşamış. Open Subtitles نعم، هذا الرجل عانى من نوبة قلبية حادة قبل موته.
    Köy göründüğünde tecrübesiz köpek takımı ciddi bir hata yapıyor. Open Subtitles ضِمن مرأى البيت , فريق الكِلاب القليل الخِبرة يقوم بخطأ جسيم.
    Yani kaçırılması ciddi bir ulusal güvenlik tehdidi teşkil edebilir. Open Subtitles هذا يعني أن اختطافه قد يكون تهديدا خطيرا للامن القومي
    Ama bundan sonra söyleyeceğim şeye gülersen, ben ölürüm, çok ciddi bir şey, belki şok edici. Open Subtitles لكن إن ضحكت على ما سأقوله الآن، سأموت لأنني سأقول شيئاً بالغ الجدية ربما مصدم
    Sürülerin çoğu için bu burjuva iki ayaklılar kendi bölgeleri için ciddi bir tehditti. TED بالنسبة لمعظم المجموعات، تمثل هذه الكائنات المتزايدة تهديدًا خطيرًا لأراضيهم.
    Bak kimseye söylemeyeceğim ama bu ciddi bir durum. Open Subtitles انظري، أنا أنا لَنْ أُخبرَ أي احد لكن هذا امر جدّيُ أَحتاجُ الى الحقيقة
    Bu son derece ciddi bir problemi çözmekte başarısız olmanın yürek acısı. TED هو ألم قلب مفطور لعجزه عن حل مشكلة عويصة.
    Onunla henüz ne tanıştım ne de onayladım ciddi bir şey olamaz. Open Subtitles حسناً، لمْ ألتقِ به أو أوافق عليه بعد لذا لا يُمكن أن تكون علاقة جادّة.
    Sana bunu hiç söylemedim, ama annemin ciddi bir kumar sorunu vardı. Open Subtitles لم أخبرك بهذا من قبل لكن كانت لأمي مشكلة كبيرة في المقامرة
    Eğer bu yeri yere yıkmaya uzak olduğumu düşünüyorsan, ciddi bir şekilde yanılıyorsun. Open Subtitles إن ظننتني لن أحرق هذا المنزل عن بكرة أبيه فإنّك مخطئ بشكل فادح.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more