"gözlüğü" - Translation from Turkish to Arabic

    • نظارات
        
    • النظارات
        
    • نظارة
        
    • النظارة
        
    • نظارته
        
    • ونظارات
        
    • نظارتي
        
    • نظّارات
        
    • العدسات
        
    • نظاراته
        
    • نظارتك
        
    • نظاره
        
    • نضارات
        
    • لنظارة
        
    • بيجي لا يستطيع ان يرى
        
    İri, yağlı, kıvırcık saçlı, küçük, gaddar gözleri ve siyah gözlüğü var. Open Subtitles ضعيف البنية, ذو شعر مجعد, و عينا صغيرتان, و يضع نظارات شمسية.
    Ayakkabı giyiyoruz, şapka, eldiven, Skullcaps, güneş gözlüğü ve hazırız. Open Subtitles . إني أرتدي أحذية، قبعات، قفازات،طاقيات، نظارات شمسية ونكون مستعدون.
    Bu gözlüğü alabilmek için çok fazla zaman ve para harcadım. Open Subtitles قضيت الكثير من الوقت والمال من أجل الحصول على هذه النظارات.
    Çok ama çok güneş gözlüğü sattım. TED وقد بعت الكثير الكثير من النظارات الشمسية
    Şimdiyse durmuş bana avcı gözlüğü giyen bir adamı bulamadığını mı söylüyorsun? Open Subtitles أتخبرني أنك لا تستطيع العثور على قاتل ماجور واحد يرتدي نظارة تصيد؟
    Şimdi bir adım daha atarak gidip bu gözlüğü alacağım ve buradaki masaya koyacağım. TED سأتقدم الآن خطوة إلى الأمام و آخد هذه النظارة و أتركها هنا بجانب المكتب.
    Biz çok üzüldük.Bir sapka ile güneş gözlüğü takmış mıydı? Open Subtitles شعرنا بالحزن لأجله هل كان يلبس قبعة او نظارات شمسية؟
    Sanırım Japon yağmur gözlüğü taktığın zaman gerçekleri görmek zorlaşıyor. Open Subtitles لأنه من الصعب أن ترى الحقيقة عندما تلبس نظارات جوجلية
    Güneş gözlüğü ve şapka takıp arabayı 2 blok öteye park etmiştim. Open Subtitles مرتدياً نظارات شمسية و قبعة و قد ركنت السيارة على بعد شارعين
    Ya da sen evde güneş gözlüğü ve kapüşon takmış, en uygun şarkıya yeni bir koreografi oluşturuyorsundur. TED أو أنتِ في بيتك ترتدين نظارات شمسية وقميصاً ثقيلاً ذو القبعة، تبتكرين رقصةً جديدة للقطعة الموسيقية المناسبة.
    Neden güneş gözlüğü taktığımı merak ediyorsunuzdur, Bunun tek cevabı cazibe hakkında konuşmak için burada olmam. TED قد تتسائلون لما ذا أرتدي نظارات شمسية وأحد الأجوبة هو لأنني هنا لأتحدث عن الإبهار
    Reçetem için gerekli gözlüğü yaptım. TED إذاً، لقد صنعت الآن نظارات نظر تلائم نظري.
    Lord hazretlerinin evinin dışında peruk ve gözlüğü çıkarır ve saklar, sonra zili çalar, sofra hizmetçisi kapıyı açar ve onu içeri alır. Open Subtitles خارج منزل اللورد, تقوم بازالة و اخفاء الباروكة و النظارات وتقرع الجرس للمنزل, ويفتح لها كبير الخدم الباب, ويُدخلها
    Kocanızın kaç gözlüğü (glasses) vardı? Open Subtitles كم كان عدد أزواج النظارات التي كان يملكها زوجكِ ؟
    Hey, güneş gözlüğü takıyorsun diye kör olduğun anlamına gelmiyor, ese. Open Subtitles ليس لأنك تَلْبسُ النظارات الشمسيةَ تعتقد بأنّك أعمى
    Mahallemizde güneş gözlüğü takan ilk oğlandı ve daha geldiği hafta âşık olmuştu. Open Subtitles كان أول شخص يرتدي النظارات الشمسية في الحي ولم يستغرق طويلاً حتى وقع في الحب
    Güneş gözlüğü takabilmek için lens takmak zorunda kaldım. TED حصلت على نظارة شمسية حيثُ كان يتوجب علي ارتداء عدسات لاصقة حتى أستطيع ارتدءها.
    Ama arabadaki, mavi saçlı ve gözlüğü deniz kabuklarıyla örülmüş kadıncağız bana sordu: Bu kim? Open Subtitles ولكن السيدة التي شعرها أزرق والتي كانت تلبس نظارة شمسية سألت من تكونا
    Biliyor musun, Komiser, daktiloda yazı yazıyor idiysen, okuma gözlüğü takardın. Open Subtitles أتعلم ملازم ؟ سترتدي النظارة لو كنت تطبع
    Onun genellikle kullandığı gözlüğü kontakt lenslere alışıncaya değin yedek olarak cebinde tutuyordu. Open Subtitles نظارته العادية احتفظ بها كدعم في جيبه حتى أصبح يستعمل العدسات
    Cüzdanında 50 papel, Güneş gözlüğü ve birkaç anahtar. Open Subtitles وجدت في محفظته 50 دولار ، ونظارات وبعض المفاتيح
    - Küpeyi mi, hayır. Ama güneş gözlüğü buldum. Open Subtitles الاقراط لا لكني وجدي نظارتي الشمسية
    Bu gözlük; bu bir röntgen gözlüğü. Open Subtitles الآن هذه النظارات الواقية؛ هم نظّارات اشعة سينية.
    İnsanların okuma gözlüğü veya bifokal lens takmasının nedeni budur. TED هذا هو سبب ارتداء الناس نظارات القراءة أو العدسات ذات البؤرتين.
    Ve pilotun gözlüğü, kaskının üstündeydi. Open Subtitles وذلك الطيار كان لديه نظاراته الواقية على خوذته
    Sonra sen gözlüğü düşürdün, ben de yerden aldım. Open Subtitles أنت أسقطت نظارتك وأنا التقطه لك.
    Bu oldukça güzel. Büyükbabamın gözlüğü. Open Subtitles هذه جميله جدا هذه نظاره جدى
    Biliyorum ki bazılarınız güneş gözlüğü reklamını neden banyoda çektiğimizi merak ediyor. Open Subtitles الآن أعلم أن بعضكم قد يتسائل لماذا نصور اعلان نضارات شمسية في حمام
    Bunları yazdığını anlayacak kadar. Güneş gözlüğü reklâmı da olabilir tabii. Open Subtitles أنا واثق أن هذا ما قلت إما هذا أو أنه إعلان لنظارة شمس
    Ateş yakmak istiyorduysan, gözlüğü rica... Open Subtitles بيجي لا يستطيع ان يرى ، اذا اردت ان تحصل على النار كان يتوجب عليك فقط ان تطلبها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more