"hasta" - Translation from Turkish to Arabic

    • مريضاً
        
    • المريضة
        
    • المرض
        
    • مريضه
        
    • بالمرض
        
    • مرض
        
    • تمرض
        
    • المريض
        
    • أمرض
        
    • مرضت
        
    • مريضًا
        
    • المرضى
        
    • يمرض
        
    • بالغثيان
        
    • مرضي
        
    Bir gün baban hasta yatağında yatarken ben de onun yanı başında bekliyordum. Open Subtitles .تعلمين , عندما كنت في الجانب السيء من والدك .كان مريضاً جداً حينها
    hasta gibi duruyorsunuz, Sahib. Belki de bir gün izin alıp dinlenmelisin. Open Subtitles تبدو مريضاً ، ربما يكون عليك أخذ يوم إجازة من إجازاتك الشخصية
    - Tamam, söyleyeceğim. - hasta bir kedi gibi ağlamalısınız. Open Subtitles حسناً ، سأقولها يجب عليك أن تبكى مثل القطة المريضة
    Zaten hastayım. Eğer bunu yersem daha da hasta olurum. Open Subtitles أنا مريضه بالفعل واذا اكلت هذا سأعاني من المرض اكثر
    Hoşuma gitmiyor ama hasta, yalnız ve umutsuzca sana ihtiyaç duyan bir kadın için üzülmeme de engel olmuyorlar. Open Subtitles إننى لا أحبهم لكن هذا لا يمنعنى من الأسف على امرأة تشعر بالمرض و الوحدة و بحاجة شديدة للمساعدة
    hasta çalışanlarım için her zaman yedek bir odam vardır. Open Subtitles هناك عرفة, إذا مرض أي واحد منهم بإمكانهم المجيء لهنا
    Kız Öğrenci yurdunda tabancayla yakalandı. Onu nasıl hasta olarak kabul edeceğiz? Open Subtitles لقد أعتقل مع مسدس في سكن الطالبات كيف يمكننا إعتباره مريضاً ؟
    Ta ki eskiden burada hasta olan birini bulana dek. Open Subtitles حتّى أعثر على شخص اعتاد على أن يكون مريضاً هنا
    Resmi ölüm sebebi bu olabilir ama ölmeden önce bayağı hasta olduğu kesin. Open Subtitles ذلك ربما كان ايصال الدفع الرسمي لكنه كان بالتأكيد مريضاً جداً قبل ذلك
    hasta kediler için hazırlanmış olan TAG'dan üzerime sıktığım günden de fazla. Open Subtitles أفضل بكثير من ذلك اليوم الذي رششت على نفسي جاذب للقطط المريضة
    Ne tür hasta bir insan böyle şeyler yapar ki? Open Subtitles أي نوع من العقل المريضة سوف تفعل مثل هذه الأشياء؟
    Jairo ile hasta olan annesi arasında geçen bir konuşmayı yakaladı. Open Subtitles بين هاريو وهو أحد قتلة إسكوبار المستأجرين و بين والدته المريضة
    Ben... Ben çok hasta bir bebektim. Kalbim çok zayıftı. Open Subtitles كنت طفلاً يعاني من المرض الشديد كان قلبي ضعيف جداً
    Dediklerini yuttum hazmetmeyi denedim ta ki beni hasta edene kadar. Ne? Open Subtitles لقد أبتلعت هذا و جعلته يتمخض في معدتي حتى جعلني هذا مريضه
    Ben maç varmış gibi yapacağım, sonra ona gidemiyecek kadar çok hasta numarası yapacağım, yani ertesi gün okula gidemiyecek kadar "çok hasta" Open Subtitles ، سأتظاهر أن هناك مباراة ، لكنني لن أذهب لأنني أتظاهر بالمرض و بالتالي مريض جداً . في اليوم التالي ولن أذهب للمدرسة
    11 yıl önce çocuğum hasta bahanesiyle ulaşım ekiplerine transfer edilmişsin. Open Subtitles انتقلت الى فريق النقل من 11 عام بسبب مرض ابنك لماذا؟
    Tıpkı bir kız gibi! Azıcık kan görünce hasta oluyor. Open Subtitles هذا ليس مثل فتاة تمرض من منظر دماء قليلة
    Bir düşünün, ciddi kafa travmasıyla gelen bir hasta olduğunda, beyni şişiyor ve bu onun kafatası basıncını artırıyor. TED عليكم تخيل عندما يأتي المريض مع صدمة حادة في الرأس، يكون دماغه متورماً وهو يزيدُ من الضغط داخل جمجمته.
    Bu nedenle domuz gibi hissetmelisin. Siz erkekler beni hasta ediyorsunuz. Open Subtitles لهذا السبب يجب ان تشعر بانك خنزير انتم الرجال تجعلوني أمرض
    Sadece 5 dakikada bir diyor. Açıkçası duymaktan hasta oldum. Open Subtitles في كُلّ خمس دقائقِ بصراحة أنا مرضت مِنْ سماع ذلك
    hasta veya çok fakir olmadığınız sürece birçok seçeneğiniz var. TED لديك اختيارات، إلا إذا كنت مريضًا أو فقيرًا.
    Bu, daha fazla hasta tedavi edilebir, daha fazla can kurtarilabilir anlamına gelir. TED وهو ما يعني المزيد من المرضى يمكن علاجهم، يمكن حفظ المزيد من الأرواح.
    Charles Darwin bile, 1860'da Asa Gray'e yazdığı bir mektupta, tavus kuşu kuyruğu görmenin onu hasta ettiğini yazdı. TED حتى تشارلز داروين، في عام 1860 أرسل خطاباً إلى اسا جراي كتب فيه أن منظر ذيل الطاووس جعله يمرض.
    Kafam ve kalbim birbiriyle çelişiyordu ve idam cezası düşüncesi beni hasta ediyordu. TED وكان عقلي وقلبي في صراع، وفكرة تمرير عقوبة الاعدام أشعرتني بالغثيان
    Bu arada hava kuvvetlerinizi geri çekin. Yolcularımı hasta ediyorlar. Open Subtitles في هذه الأثناء، الغي قوتك الجوية لانهم يجعلون مسافريني مرضي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more