"hastaların" - Translation from Turkish to Arabic

    • المرضى
        
    • مرضى
        
    • مرضاك
        
    • المريض
        
    • للمرضى
        
    • المرضي
        
    • مرضانا
        
    • مرضاه
        
    • مريضتك
        
    • بالمرضى
        
    • لمرضى
        
    • والمرضى
        
    • من المصابين
        
    • مرضاهم
        
    Ve böyle çok hızlı bir şekilde hangi hastaların pozitif hangilerinin negatif olduğuyla ilgili ikinci bir fikrimiz oluyor. TED وبذلك، هذا سريع جدا، فإننا يمكن أن نحصل على استشارة ثانية لمعرفة أي من المرضى مصاب، وايهم غير مصاب.
    Bu sadece hastaların korktuğu manasına gelmesin: doktorlar da korkar. TED لكن ليس فقط المرضى هم من يخافون؛ الأطباء يخافون أيضًا.
    İlk spiral Bolivya'daki hastaların sadece yarısını başarılı bir şekilde tedavi edebildi. TED إن اللفافة الأولى تمكنت أن تعالج بنجاح نصف المرضى في بوليفيا فقط.
    İşte onun ve diğer hastaların sanatoryum bahçesindeki tuhaf görüntüleri. Open Subtitles هنا صور نادرة له مع مرضى آخرين في أرض المصحة
    Doktor isimleri, hastaların sigorta numaraları, şu ufak girişimine dair her ayrıntıyı. Open Subtitles كل أسامي أطبائك. كل أرقام مرضاك. كل التفاصيل الدقيقة عن مشروعك الصغير.
    hastaların ihtiyacı ve doktorların uyguladıkları arasındaki kopukluğu giderebilir miyiz? TED هل نستطيع تجاوز هذا التعارض بين مايحتاج المريض وبين ما يفعله الأطباء؟
    Bunun, tedaviye cevap veren hastaların neredeyse hepsinde olduğunu gördük. TED لقد وجدنا أنه يحدث تقريبا لكل المرضى الذين يستجيبون للعلاج.
    Şaşırtıcı olan şu, başka bir şirket doğru bir klinik deneyi yaptı, hastaların yarısına placebo, diper yarısına da ilaçtan verdiler. TED الأمر الرائع أن شركة أخرى قامت بالتجربة العلمية على النحو الصحيح حيث اعطوا نصف المرضى العقار و النصف الآخر دواء وهمي
    Ekranda, sekiz değişik kanser tipi için hastaların hayatta kalma oranları görünüyor. TED إذن ها هي معدلات بقاء المرضى من 8 أنواع مختلفة من السرطان.
    Bu demek oluyor ki, doktorlar ve hemşireler... ...hastaların sağlıklarına yeterli zamanı ayıramıyorlar. TED مما يعني أن الأطباء و الممرضات الموجودين لن يتوافر لهم الوقت لرعاية المرضى.
    Ben hastaların ne istediğini bilirim. Dinlenme sessizlik ve huzur. Open Subtitles أنا أعرف ما يحتاجه المرضى انهم يحتاجون للراحة والسلام والهدوء
    hastaların sana Çin restoranından yemek almanı söyleyip, seni sevdiklerini söylüyorlar mı? Open Subtitles هل هؤلاء المرضى يطلبون منك إحضار طعاماً صينياً ويقولون لك .. أحبك؟
    hastaların içinde gazlı bez unutur sonrada yanlış saydı diye hemşireleri suçlar. Open Subtitles هو ينسى اسفنجات داخل المرضى ثم يلوم الممرضات إذا اخطئوا في العد
    Bazı hastaların hafızaları bir günde geliyor, ve bazılarının asla! Open Subtitles يوم خلال ذاكرتهم يستعيدون المرضى بعض والبعض ابدا يفعل لا
    Ama böyle bir kombinasyonda ve miktarda hastaların çoğu komalık olur. Open Subtitles لكن مع ذلك الخليط والكمية مُعظم المرضى كانوا ليكونوا في غيبوبة
    Bu değişim ,yine de, gerçek bir değişim miydi, yoksa hastaların kendi hayal güçlerinin bir ürünü müydü. TED على الرغم من أن هذا التغيير هو تغيير حقيقي، أم أنه من نسج خيال المرضى.
    Biz, düzeltici yüz ameliyatı olan hastaların fotograflarına karşı ergenlik çağındakilerin tavırlarını inceledik. TED لقد درسنا مواقف المراهقين لاستجابتهم لصور المرضى الذين خضعوا لجراحات وجهه تصحيحية.
    Bir avuç dolusu ilaç varmış. Diğer hastaların ilaçlarından toplanmış. Open Subtitles فخرجت منه حفنة من الحبوب جُمعت من أدوية مرضى آخرين
    Tüm hastaların için eczane yenilemelerini yazdım. Open Subtitles لقد كتبت كل الادوية فى الصيدلية لصرفها لجميع مرضاك
    Doktorlar her hastayla görüşmek zorunda diye hastaların her doktorla görüşmesi gerekmiyor. TED فإذا كان على الأطباء أن يروا كل المرضى لا يعني أن المريض عليه أن يرى كل الأطباء.
    Birincisi şu: biz hastaların tüm önemli ilaçlara erişiminin olmasını istiyoruz. TED الأول: نريد أن يكون للمرضى قدرة الحصول على جميع الأدوية الهامة.
    Bu hastaların tavırları hep aynı. Open Subtitles أولئك الفتيان المرضي لديهم سلوكاً نمطياً
    Ya da hastaların kızları hakkında fanteziler kurmayız. Open Subtitles أو نحلم بمضاجعة بنات مرضانا المراهقات أيضاً
    Tıbbi kullanıma uygun eroini temin edip hastaların içine saklıyormuş. Open Subtitles والذي استطاع الحصول على هيروين طبي الاستخدام وتخبأته داخل مرضاه
    hastaların bu kadar tutkulu bir doktora sahip oldukları için çok şanslı. İnandığı şeyden taviz vermeyen biri. Open Subtitles مريضتك مجظوظة أن طبيبها شغوف هكذا يدافع عم يؤمن به
    Ama işi asıl alma sebebim, hastaların bakımını iyileştirmekti. Open Subtitles رغماً, قبِلت المنصب لتحسين العناية بالمرضى
    Telefonlara cevap veriyor, hastaların randevu taleplerini alıyor. Open Subtitles كانت تقوم باستلام المكالمات الهاتفية وجدولة المواعيد لمرضى زوجها بكل اجتهاد
    Bell'in etrafında öğrencilerle poliklinikte oturduğunu bir yandan da hastaların acil servise geldiğini, kayıt olduğunu ve içeriye alındığını düşünün. TED فتخيلوا بيل جالساً في العيادة الخارجية, والطلاب ملتفون من حوله, والمرضى يسجلون في غرفة الطوارئ وقد سجلوهم وأتوا بهم.
    Lupus olan hastaların %95'inde antikardiyolipin antikor çıkmıştır. Open Subtitles خمسة و تسعون بالمئة من المصابين بالذئبة يكون لديهم خلايا مشعة
    Boston Tıp Merkezi, tıbbi ekibe avukatlar ekleyerek doktorların hastaların sağlığını geliştirebilmesini sağladı çünkü avukatlar hastalarının tıbbi olmayan ihtiyaçlarına hitap ediyorlardı. TED إذ قام مركز بوسطن الطبي بإضافة محامين إلى أعضاء هيئة الفريق الطبي ليتمكن الأطباء من التركيز على تحسين صحة مرضاهم بينما يقوم طاقم المحاماة بمعالجة الاحتياجات غير الطبية للمرضى.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more