"komşular" - Translation from Turkish to Arabic

    • الجيران
        
    • جيران
        
    • الحي
        
    • والجيران
        
    • جيراني
        
    • جيراننا
        
    • الجار
        
    • بالجيران
        
    • كجيران
        
    • الحيّ
        
    • الجيرانَ
        
    • جيرانٌ
        
    • للجيران
        
    • جيراناً
        
    • وجيران
        
    Şimdide Komşular annenle babanı tartışmak için buraya gelmek istiyorlar. Open Subtitles والآن الجيران يريدون المجىء الى هنا الليلة لمناقشة أمر والديك
    Bütün Komşular bu durumdan şikayetçi, ama kimse karışmaya cesaret edememiş. Open Subtitles كل الجيران مستاءون من الموقف، لكن لا أحد يجرؤ على التدخل.
    Komşular böyle şeyler yapar. Başka ne yaparlar biliyor musun? Open Subtitles هذا مايعمل الجيران مع بعضهم هل تعرف مايفعلون ايضا ؟
    Komşular olabilir, otel odası, ebeveynleriniz. TED من المحتمل أن يكونا جيران .. في غرفة فندق أو والديكم.
    Komşular iki hafta önce taşındı ve şimdi polisi çağırıyorlar. Open Subtitles نعم، لقد جاء الجيران للسكن منذ أسبوعين، و اتصلوا بالشرطة.
    Komşular, 10:30 sularında büyük bir patlama sesi duyduklarını söylediler ve polis geldi Open Subtitles الجيران يقولون أنهم سمعوا إنفجاراً في العاشرة والنصف هذا الصباح .. الشرطة وصلت
    Bir komşunuz pasta yiyorsa diğer Komşular da o pastadan yerler. Open Subtitles حصل جارٌ على بعض الحلوى ويريد باقي الجيران بعضاً من الحلوى
    Diğer Komşular işini beğensin ve ona iş versinler diye benim bedava yaptı. Open Subtitles إنه يقص عشبي مجاناَ على أمل أن الجيران الآخرين لا يعجبون بعمله ويوظفونه
    Komşular birbirimize bağırdığımızı duymuş... ama onlar Angela nın gezisini görmediler. Open Subtitles وسمعنا الجيران نصرخ على بعض لكنهم لم يروها تتعثر من نفسها
    Sesli mesajın bırakıldığı gün Komşular adamın küfürler ederek kurbanın kapısını yumruklarken görmüş. Open Subtitles نفس اليوم الذي ترك ذلك البريد الصوتي شاهده الجيران يطرق الباب يصيح بالشتائم
    Komşular inleyen ve ağlayan bir kadının sesini duyduklarını söylüyor. Open Subtitles الجيران قالوا أنهم سمعوا إمرأة تئن وتقوم بالعويل بصوت مُنخفض
    Komşular gelir ve annenin kederini paylaşır ve kimse babayı kutlamaz. TED الجيران يأتون يواسون الأم، ولا يباركون للأب.
    bir bar vardı ve topluluk buluşması sırasında Komşular sesli bağırtılardan ve gürültüden şikâyet ediyorlardı. TED في اجتماع السُكان، هناك حاجز أعلى واشنطن هايتس، وكان الجيران يشتكون من الصُّراخ والضجيج.
    Her zaman bu merenge patlaması, inşaat alanlarında sosyalleşen Komşular ve domino oynarken canlandırılan sohbetler vardı. TED وصوت موسيقى الميرينغي يصدح, يتبادل الجيران الحديث على شٌرفات المنازل وتنشطُ المحادثات مع لعب الدومينو.
    Komşularıyla birlikte ellerine boya fırçası alarak, Komşular yalnızca kafalarıyla değil elleri ve kalpleriyle bağ kurabileceklerdi. TED وعند إمساك الجيران لفرشاة الطلاء مع آخرين، لن يتشاركوا فقط برؤوسهم بل بسواعدهم وقلوبهم أيضًا.
    Ancak bunun öncesinde, beş yaşında Komşular tarafından tecavüze uğradım. TED لكن قبلَ ذلك، اغتصبني بعضَ الجيران عندما كنت في الخامسةِ من عمري.
    Komşular seni yeterince beslemediğimi düşünüyor, sanırım. Open Subtitles الجيران يعتقدون أنني لا أُطعمكَ بالشكل المناسب، أعتقد.
    Bu yumrular sürekli tomurcuklanarak ve dallanarak genetik olarak özdeş Komşular oluştururlar. TED هذه الاورام تبرعم وتتفرع بشكل مستمر.. الى جيران متماثلة وراثيا.
    Belki, siz yaramaz Komşular bir şeyler biliyorsunuzdur. Böylece gerçeğe ulaşabiliriz. Open Subtitles لَرُبَّمَا أنت جيران أشقياء نَطحوا الرؤوسَ لذا نحن يُمْكِنُ أَنْ نَصِلَ إلى الحقيقةِ الحقيقيةِ.
    Bu Komşular arasında sadece bir evde aile yemeği, özel anlamını koruyabildi... Open Subtitles وكان هنالك منزلاً واحداً في الحي يكون العشاء فيه ، مناسبةٌ عائليه
    Ne zaman bu endüstriyel görünüm dev parçaların şehirde, bir binada ziyaretçiler ve Komşular tarafından deneyimlendiğini görsem hâlâ tüylerim diken diken olur. TED ومع ذلك مازلت أشعر بالقشعريرة عندما أرى هذه القطع العملاقة من الأراضي الصناعية في قلب المدينة، في مبنى، يطيل الناس والجيران النظر فيه.
    Şimdi Komşular yerel gazeteyi aramadan önce hemen yayınla. Open Subtitles الآن انشري ذلك قبل أن يقوم أحد جيراني بالإتصال بصحفي آخر.
    Ve Komşular ben yanlarında gelmezsem kalmalarına izin vermişti. Open Subtitles و سمح لهم جيراننا بالإقامة لديهم على شرط ألا أجئ معهم
    Nabersiniz Komşular! Tam pipo havası. Çalıları yakmam inşallah. Open Subtitles مرحباً أيها الجار ، إن الطقس جميل اليوم يجعلني أرغب بإستنشاق الأزهار
    Artık burada yaşıyoruz... ..ve her şeye burnunu sokan Komşular olmak istemiyorum. Open Subtitles لا أريد أن يعرفنا الجميع بالجيران الفضوليين
    Bilmiyorum. Neden normal Komşular gibi sessiz olup birbirlerine gülümsemiyorlar? Open Subtitles لا ادري لماذا لا يصمتان ويفعلان الامر بهدوء وابتسامة كجيران
    Fakat bu Cuma'dan sonra, Komşular asla aynı olmayacaklar. Open Subtitles لكن بعد هذه الجمعه الحيّ لَن يكون على نفس الوضع
    Ama Komşular evlat edindiğimizi anlayacak. Onlar ne diyecek? Open Subtitles لكن الجيرانَ سَيَعْرفونَ اننا تَبنّينَا ، ماذا سَيَقُولونَ ؟
    Zor durumdaki kasabaya yardım eden iyiliksever Komşular. Open Subtitles إنهم جيرانٌ طيبون فحسب ساعدوا بلدةً كانت في محنة
    Sadece üst katında gece yaşayan tuhaf Komşular oturuyor. Open Subtitles ليس شبحاً، إنها مجرد أنشطة ليلية للجيران
    Biliyorum biraz fazla olacak ama iyi Komşular olduğumuz için cesedi görebilir miyiz? Open Subtitles أعلم أنني أثقل عليك بهذا ، لكن ... بما أننا كنّا جيراناً صالحين له فهلّا رأينا الجثة ؟
    Her tarafta kameralar vardı ve her tarafta Komşular vardı. TED وكان هناك كاميرات في كل مكان وجيران في كل مكان.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more