"lakin" - Translation from Turkish to Arabic

    • ولكن
        
    • لكنني
        
    • لكنّي
        
    • لكنّ
        
    • ولكنني
        
    • لكنّها
        
    • لكن سواء
        
    • لكننا
        
    • إلّا
        
    • لكنْ
        
    • رغم ذلك
        
    • لكنّه
        
    • ولكننا
        
    • لكن لم
        
    • و مع
        
    Lakin onların ayrılışı Doğu Almanya'nın ekonomisine ciddi kan kaybettiriyordu. Open Subtitles ولكن رحيلهم كبد اقتصاد ألمانيا الشرقية خسائر ضخمة أنذرت بإنهياره
    Ne yapamaya çalıştığını bilmiyorum, Lakin görnüşe göre tam da zamanında gelmişiz. Open Subtitles لا اعلم ماذا كنت تخطط ولكن يبدو اننا وصلنا في الوقت المناسب
    Düz saç yapmada daha iyiyiz ama, olur. Lakin uyanmanız gerekiyor işte. Open Subtitles نقوم بالأفضل وهو الشعر الغير مجعد، لكنه أنيقُ، ولكن عليك أن تستيقظ.
    Lakin ben, Vashisht, Avantik ve Aditi'nin gerçek kardeşi değilim Open Subtitles لكنني بعد ذلك لست لفاشيشت .. افانتيكا واديتيا اخا حقيقا
    Lakin benimkini alamazsın. Diğer ikisi için de aynısı geçerli. Open Subtitles لكنّي لن أعطيك بطاقتي، ولن أعطيك أيّ من البطاقتين الأخرتين.
    Lakin görüştüğüm adam, ne adamla ne de kadınla tanışmadığını söyledi. Open Subtitles لكنّ الرجل على المكتبِ الأماميّ يقول أنّه لم يقابل أيّ منهما.
    Lakin, ben sizi kurtarmaya istekliyim, ancak öncelikle siz bana yardım etmelisiniz. Open Subtitles ومع ذلك , فإنني سأسر بإنقاذك ولكن يجب عليك مساعدة لي أولا
    Lakin daha ileri gitmeden önce, bilmen gereken bir şey var. Open Subtitles ولكن قبل أن تتكلمي بالمزيد أعتقد أن هنالك شيء عليكِ معرفته
    Yıllar önce bir kadını sevdin Lakin sonu kötü bitti. Open Subtitles أحببت امرأة منذ زمن بعيد ولكن الأمور انتهت بشكل سيء
    Çok isterdim; Lakin revire düşüşünden evvel Ahmet'in beni görmesi iyi olmaz. Open Subtitles بكل سرور ولكن لا يمكن أن يراني أحمد قبل أن يكون بالعيادة
    Lakin hedefin kıyafetiyle uyumsuz olmaları gerekçesiyle evde bırakılma riski mevcuttur. Open Subtitles ولكن تلك الأشياء لا تستخدم طيلة الوقت ومن الممكن نسيانها بالمنزل
    Lakin olduğun durumu göz önüne alırsam yemin ederim ki sana yalan söylemem. Open Subtitles ولكن في حالتك هذه، الشيء الوحيد الذي سأقسم عليه هو عدم الكذب عليك
    Hayatımızın baharı güllük gülistanlıktı. Lakin artık gece vakti çöküyor. Open Subtitles كان صيف حياتنا مليئاً بالبراعم ولكن أوشك المساء على الحلول
    Bir kadının aile hayatını arzulamasını anlarım Lakin bir adamınkini? Open Subtitles أستطيع فهم رغبة المرأة في الحياة المنزلية ولكن رغبة الرجل؟
    Lakin ne polis sireni duyabiliyorum. Ne de silahını almaya çalıştığını görebiliyorum. Open Subtitles لكنني لا أسمع أيّة صفارات انذار، أو أرى أنّكِ تحاولين الوصول لسلاحكِ
    Ailem benden büyük işler bekliyor. Lakin buna katlanamıyorum. Open Subtitles ووالدي يعلّق آمالاً كبيرة عليّ، لكنّي لم أعُد أطيق ذلك.
    Lakin hepimizde geçerli olduğu gibi son kararı kendisi verecek. Open Subtitles و لكنّ القرار الأخير يعود إليه.. كما هو حالنا جميعاً
    Kaynağını bulamadığım altı mektup var hâlâ Lakin altı tane muhtemel tehdit buldum. Open Subtitles هنالك 9 لا أستطيع معرفتها مصدرها ولكنني قد حددتُ 6 مُشتبه بهم محتملين
    Lakin yolculuk çok zorluydu. "Adadan ayrılmak için bindiğim gemi fırtınaya yakalandı." Open Subtitles لكنّها كانت رحلة عصيبة، فبعدما غادرتُ الجزيرة تعرّض قاربنا لعاصفة.
    Lakin kurban veya fail olun, eğer sıranız geldiyse, biz sizi buluruz. Open Subtitles لكن سواء كنت المجني عليه أَو الجاني، إذا ظهر رقمك، سنعثر عليـك
    Hala kayıplar. Lakin polisin işi berbat etmesine izin veremeyiz. Open Subtitles مازالوا مفقودين لكننا لا يمكن أن نفسد الخطة بتدخل الشرطة
    Denemeye devam edebilirsin, canım, Lakin beni asla yenemeyeceksin. Open Subtitles بإمكانك الاستمرار بالمحاولة يا عزيزتي، إلّا أنّكِ لن تهزميني أبداً.
    Lakin kurban veya mücrim, eğer zamanınız geldiyse biz sizi buluruz. Open Subtitles لكنْ سواء كُنتَ ضحيّةً أو مرتكبَ جريمةٍ، إن ظهر رقمكَ، سنجدُكَ.
    Lakin buradasın ve belki de ölüme götürdüğün bir çocukla eve dönüyorsun. Open Subtitles وها أنت ذا رغم ذلك, تعود إلى الديار مع طفل قد تكون بصدد تسليمه للموت.
    Evet, tamamlanmıştı; Lakin bana bazı yerlerin arazi araştırmasını göndermekle yükümlüydü. Sanırım bozuştuğumuz için onları göndermeyip alıkoydu. Open Subtitles أجل، لكنّه بقيَ مدينًا لي ببعض المسح أعتقدُ بأنّه كان يحفظهم بعيدًا عنّي بسبب إنفصالنا
    Sağolun, Lakin siz gelene kadar zaten şanslı sayılırdık. Open Subtitles شكراً لك, ولكننا كنا نحظى بالحظ الطيب قبل وصولك
    Yakınlarda ki avcılar için kolay bir hedef. Tehlikeyi hissettiler, Lakin artık çok geç. Open Subtitles انهم هدف سهل للمفترسين انهم يشعرون بالخطر لكن لم يعد هناك وقت
    Diğer üreticiler de gerekli önlemleri aldılar elbette. Lakin bu eylemler nedeniyle Poseidon'la kurduğunuz ilişkilere son vermek kimsenin çıkarına hizmet etmeyecektir. Open Subtitles .و قمنا بتنفيذ نفس الإجراءات على الأقسام الأخرى ..و مع هذا، سيكون من المؤسف تصوُّر أن هناك إرتباط

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more