"partiler" - Translation from Turkish to Arabic

    • الحفلات
        
    • حفلات
        
    • الأطراف
        
    • الأحزاب
        
    • والحفلات
        
    • الاحزاب
        
    • بالحفلات
        
    • حفلاته
        
    • يحتفلان
        
    • للحفلات
        
    • حفلاتٍ
        
    • وحفلات
        
    • التعصبية
        
    • الأطرافِ
        
    Chop,seksi partiler, normal partiler kadar büyük değil, değil mi? Open Subtitles تشوب حفلت الاثاره ليست كبيره مثل الحفلات العاديه, هذا صحيح؟
    Bu şeylerle iş sonrası yapılan partiler bayağı müthiş olabilirdi. Open Subtitles الحفلات التي تلي هذه المُؤتمرات يُمكن أن تُصبح قذرة للغاية.
    Haftalarca evimde spontane partiler oldu. TED انطلقت الحفلات بشكل عفوي في منزلي كل ليلة لأسابيع
    Bazen özel partiler düzenler ve kulüpten kızları oraya çağırırdı. Open Subtitles انه يقيم حفلات خاصة احيانا و يستأجر فتيات من النادى
    Çünkü sen doğumgünlerini sevmezsin, zaten sürpriz partiler de çok korkunç olur. Open Subtitles لأنك تكره يوم ميلادك أو إنك تظن أن حفلات أعياد الميلاد فضيعة
    Evet ve sonra, buraya insanları doldurup partiler veririz. Open Subtitles نعم, ثم ندعو الناس الى هنا ونقيم الحفلات ثانية
    Biliyorsun ki böyle partiler hep sarhoş kavgalarıyla sonuçlanır. Open Subtitles تعرف نوع الشجارات المرتكبة من قبل السكارى التي تحدث في تلك الحفلات
    Sana ne. Ahlak kuruluna ne tür partiler verdiğini anlatmamı istedi. Open Subtitles انها تريدني ان اذهب الى مجلس الأعلان واخبرهم كل شيء بخصوص الحفلات
    Şarkılı, flüt sesli, ilahili partiler sebt mi deniyor ne deniyorsa artık. Open Subtitles الحفلات بالغناء والناي و الاناشيد هذة هي مؤتمرات للساحرات
    Ben de eskisi kadar partiler verip yakışıklı İtalyanlar peşinde koşmuyordum. Open Subtitles ربما أنني لم أنسى أموري مثل الحفلات والإيطاليون الوسيمين
    Sonra millete hediye dağıtmaya, hesap tutmadan partiler vermeye başladı. Open Subtitles ثم يبدأ بإعطاء الهدايا ويقيم الحفلات الفخمة
    Her an bir şeyler çıkabilir. Zaten partiler geceleri düzenleniyor, gündüzlerim boş. Open Subtitles الشيء يمكن أن يأتي بأي لحظة لكن الحفلات في الليل
    Ben çocukken, böyle yemekli eğlenceli partiler yoktu. Open Subtitles لم نحصل على هذه الحفلات في الصغر بالطعام المتكلّف والترفيه
    Bir parti yaptık. Burası Afrika -- Afrika'da güzel partiler yapıyoruz. Ve geçen ay, benim için sürpriz bir parti yaptılar. TED حسنا , كنا في حفل , هذه هي إفريقيا كان لدينا حفلات جميلة في إفريقيا . و الشهر الماضي , أقاموا لي حفلاً مفاجئً
    partiler, piknikler, barbeküler ve kilise pazarlarına gittin mi? Open Subtitles او هل يراك الاشخاص الشباب ؟ ذهبتي إلى أي حفلات،نزهات، حفلات شواء، او الاسواق الخيرية للكنيسة؟
    Bazı partiler için şimdiden teklifler gelmeye başladı bile. Open Subtitles أقسم ، حصلنا على بعض الطلبات لنعمل حفلات عشاء
    Pastalar, hediyeler ve çeşit çeşit köfteler olan partiler. Open Subtitles حفلات فيها قالب حلوى وهدايا والكثير من الأطعمة وأرغفة اللحم
    O'nun parasıyla neşe içinde partiler planlıyorsunuz. Open Subtitles بمنتهي السعادة أنتِ ترتبين حفلات وسهرات بأمواله
    Müzik, kızlar, partiler. Open Subtitles انها موسيقى رائعه , ولديك الاثرياء ولديك الأطراف
    partiler için böyle yerlerin kiralandığını bilmiyordum. - Adın ne? Open Subtitles لم أكن أعرف هل يمكن استئجار الأماكن مثل هذه الأحزاب.
    Başkaları gibi, doğum günleri ve partiler için yanıp tutuşmuyorum. Open Subtitles أنا لا أكترث كما يفعل الناس بكل أعياد الميلاد والحفلات.
    Diğer gazeteler ise, huzursuzluk milliyetçi partiler içinde tetikleyici unsurlar oldu diyor... Open Subtitles اخرون يقولون ان الاضطرابات اشتعلت بواسطة عناصر من الاحزاب القومية
    partiler umurumda bile değil. Hepsi bu kadar, beyler. Open Subtitles ..أنا لا آبه بالحفلات .هذا كل شيء للآن أيها السادة
    Verdiği partiler Akdeniz'in öbür tarafından bile duyulabiliyormuş derler. Open Subtitles يقولون بأنه يمكنك أن تسمع صدى حفلاته في الجهة الخرى من البحر المتوسط
    Marge, geceleri küçük partiler verselerdi, tuhaf olmaz mıydı? Open Subtitles (مارج) ، ألن يكون غريباً لو أنهما يحتفلان بالليل؟
    İşlerim ve birlikte partiler düzenlediğim Bollywood yıldızları kayboldular. TED نجوم بوليوود الذين كنت أذهب للحفلات معهم وكانوا يشترون أعمالي اختفوا.
    Çok çıIgın partiler yapıyor olmalılar. Open Subtitles لابد أنهم في أيامهم أقاموا حفلاتٍ صاخبة.
    Adamım, hayat dediğin oydu.. kızlar, partiler 8 katrilyon desibelden dolayı çatlamış anfiler Open Subtitles كانت تلك الحياة مذهلة نساء وحفلات وموسيقى عالية للغاية
    Şimdi, hikayeyi anlatabilmek için, ABD tarihinde çok önemli bir ana geri dönmek istiyorum, bu an partiler arası anlaşmazlığın ve particiliğin doğduğu an. TED الآن، لأقول لكم القصة، أرغبُ في العودة إلى لحظة مهمة حاسمة في تاريخ أمريكا، وهي تلك اللحظة التي تم فيها ظهور الخلافات التعصبية والحزبية.
    Yardım için böyle lüks partiler düzenlemek biraz tuhaf değil mi? Open Subtitles ألَيسَ من الغريب أنهم يَرْمونَ هذه الأطرافِ المُبهرجةِ للمالِ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more