"patates" - Translation from Turkish to Arabic

    • البطاطس
        
    • بطاطس
        
    • البطاطا
        
    • بطاطة
        
    • والبطاطا
        
    • البطاطة
        
    • والبطاطس
        
    • الرقائق
        
    • وبطاطا
        
    • بالبطاطس
        
    • وبطاطس
        
    • بطاطا مقلية
        
    • البطاط
        
    • اليام
        
    • بطاطةِ
        
    Charlie baksana, sence altı haftada ne kadar patates soymuşsundur? Open Subtitles أخبرني، كم تعتقد عدد البطاطس التي قشرتها فى ستة أسابيع؟
    Roka salatasıyla başlayacağım... ve sonra patates kızartmasıyla... biberiyeli tavuk istiyorum. Open Subtitles أود أن أبدأ بسلطة الجرجير وأريد الدجاج بالروزماري مع البطاطس المقلي
    Bir günde kaç kişi öğle yemeği için patates kızartması yiyor? Open Subtitles ـ لا .. أنا فقط كم واحد يطلب البطاطس المحمرة تقريباً؟
    Senin gibi patates çuvalına atlayıp önüme ilk gelen diyabetli patates ile tanışmıyorum. Open Subtitles أنا لا أقفز إلى كيس البطاطس، رفقة أول بطاطس أراها مُصابة بمرض السكري
    Yani şimdi çantasında patates taşıyan 83 yaşında bir adamım. Open Subtitles أعني أنني رجل ذو 83 سنة ولديه بطاطس في حقيبته
    Eksik parçalar ve dişlerle sonunda korkunç derecede yıpranmış Bay patates Kafa'ya benzeyebilirsiniz. TED ستبدو في النهاية بالٍ ربما مثل السيد رأس البطاطا وبطقم أسنانٍ وأجزاء ناقصة.
    Adam başına bir parça tavuk ve bir patates. Gerisini saklayalım. Open Subtitles قطعة دجاج و أخرى من البطاطس لكل واحد و سنوفر الباقى.
    İlk komadan önce biftek ve patates yemişti, ikincisinden önce hastanede balık yedi. Open Subtitles تناول اللحم و البطاطس قبل غيبوبته الأولى و قدمت المستشفى السمك قبل الثانية
    Taşıyıcı kayışa yerleştirirsin, hava yağ yüzünden ağırlaşır patates cipslerinin pişmesini izlersin. Open Subtitles أجلس بجانب حزام حامل, في جو معبق بالزيت تشاهدين قطع البطاطس المقلية
    Sadece kendi için eve patates, et ve tereyağı getiriyor. Open Subtitles انه يجلب للمنزل البطاطس ، والزبد ، واللحوم لنفسه فقط
    Bunu patates çuvalı diye çağırıyorlardır. Hey, şişko, işte gidiyor! Open Subtitles هذا ما يسمونه البطاطس الساخنة أيها السمين ، إنه هناك
    Buraya sürüklediği ölü kızın bir çuval patates olmadığına bakarsak, evet. Open Subtitles ليست في الواقع كيساً من البطاطس كما يقول , فإذاً نعم
    Ben bir biftek alacagim, elma dilim patates ve kenarda sogan halkalari. Open Subtitles و أنا سآكل شريحة فيليه مع البطاطس المقرمشة و بعض حلقات البصل
    Bugünün özel deniz ürünleri yemeği, karides, patates kızartması ve bira. Open Subtitles طبق مميز من الطعام البحري والجمبري الكبير مع بطاطس مقلية وبيرة
    Sanki biri Bayan patates Kafa'ya tecavüz etmişte heryere dökmüş gibi. Open Subtitles بدا الأمر وكأنه شخص للاغتصاب السيدة بطاطس و تركت كل مكان.
    Mısır çorbası, patates salatası, salam ve sucuk. Open Subtitles ذرة مخفوق للحساء,و سلطة بطاطس,و سُلامى ,و كبد
    Bol sirkeli patates kızartması ve bir de bol ekşili soğan halkası. Open Subtitles البطاطا المقلية بالكثير من الخلّ و حلقات بصل بالكثير من مخلّل الملفوف
    Geçen sene, ofise koca çanta içinde patates bazukasıyla gelmiştim. Open Subtitles العام الماضي أتيت للعمل بمسدس البطاطا الخاص في كيس قماش
    Biri şu beyaz kıza yardım etsin. patates salatasına yumurta kabuğu kaçırıyor. Open Subtitles ليساعد أحدكم تلك الفتاة البيضاء إنها تسقط قشور البيض في سلطة البطاطا
    Yapma adamıım, sen bir patates değilsin. Open Subtitles ها، يا رجل. أنت لست بطاطة. أنا متأكّد لست راقصا.
    Peki, o zaman biz iki burger patates kızartması ve diet kola alalım... Open Subtitles إذا لماذا لا تعطينا شطيرتي لحم والبطاطا المقلية وعلبتي كولا خالية من الغازات
    Harika patates kızartıyor ve sadece bir kaşık yağa ihtiyaç duyuyor. Open Subtitles انه يقلي شرائح البطاطة و يستخدم لذالك ملعقة صغيرة من الزيت
    10 bin kişilik çikolatalı milkshake ve patates alabilir miyiz? Open Subtitles أيمكننا الحصول على هزة الشوكولاته والبطاطس لأجل عشرة ألف رجل؟
    Bana biraz cephane, biraz su ve varsa patates kızartması bırakın. Open Subtitles فقط أترك لى بعض الذخيرة و المياه و بعض الرقائق إن كان لديك منها.
    Seks için hamburger, sürtme için patates kızartması, göstermek içinse turşu alıyordum. Open Subtitles تلقيت برغراً مقابل المواعدة وبطاطا مجعدة مقلية مقابل المداعبة ومخللاً مقابل المشاهدة
    İşin aslı, odada duran bu şeyler, deneklerin patates cipsinin ne kadar hoşlarına gideceği hakkındaki düşüncesini değiştiriyor. TED في الحقيقة، هذه الأشياء الموجود في الغرفة تغيّر مدى إعتقاد الأشخاص بالإستمتاع بالبطاطس المقلية.
    Kızarmış tavuk ve kızarmış patates yemeği, 1000 kalori ve %50 yağ içerir. Open Subtitles دجاجة مقلية وبطاطس مطحونه بها 1000 سعرة حرارية و دهون بنسبة خمسون بالمائة
    Onlar patates kızartması istiyor, siz de para harcamak istemiyorsunuz. Open Subtitles انهم يريدون بطاطا مقلية وأنت لا تريد ان تخترق البنك
    Haydi. patates kızartmalarınızı yiyin. Open Subtitles هيا ، أنتِ ، تنأولي رقائق البطاط الخاصة بك.
    Isıtılacak olan çok fazla tatlı patates var. Open Subtitles وهناك عدد كبير جدا من اليام ليتم تسخينها. تزداد اليام شخص ما في صوت قبالة هذه الجزيرة
    Kısmen hidrojenli soya yağı sığır eti izleri, şeker ve patates nişastası. Open Subtitles مُهَدرَج جزئياً نفط حبّ صويا، آثار دِهن لِحمِ البَقَرِ، سُكّر ونشا بطاطةِ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more