"tedaviyi" - Translation from Turkish to Arabic

    • العلاج
        
    • الترياق
        
    • علاج
        
    • علاجاً
        
    • اللقاح
        
    • للعلاج
        
    • بالعلاج
        
    • الرعاية
        
    • الدواء
        
    • العناية
        
    • المعالجة
        
    • الشفاء
        
    • بالترياق
        
    • علاجٍ
        
    • العلاجات
        
    Aynı tedaviyi tekrar uyguladı ve üç yıldır ağrım yok. TED وقدم لي نفس العلاج والآن شفيت تماماً منذ ثلاث سنوات.
    Bazı bipolar hastaları, duygularını ve yaratıcılıklarını yitirme endişesiyle, tedaviyi reddederler. TED يرفض بعض المرضى العلاج خوفًا من تبلد مشاعرهم وتدمير قدراتهم الإبداعية.
    tedaviyi sprey haline getirip uçaklardan bırakmak istiyorlar fakat işe yaramaz. Open Subtitles يريدون نشر العلاج بالرذاذ ويلقونه من الطائرات ولكن هذا لن يُجدي
    tedaviyi ilk bulan kişi ona ne yapacağına karar verir. Open Subtitles من يجد الترياق أوّلًا، فيكون له القرار في غاية استخدامه
    Bu aile biz daha tedaviyi bilmeden çok önce mahvolmuştu zaten. Open Subtitles هذه الأسرة عائث فيها الفساد قبلما نعلم بأمر الترياق بأمدٍ طويل
    Sessiz kalma ve verilen tedaviyi kabul etme günleri geride kaldı. TED الأيام التي كنت صامت بها وتأخذ أي علاج يمكن أن تنتهي.
    Baban tedaviyi tamamlamış. Dosyasına göre yıldızlı pek iyiyle hem de. Open Subtitles أعني، أن والدك اجتاز رحلة العلاج بكل سهولة، طبقًا إلى ملفه
    tedaviyi indirip gitmesi gereken yere ulaştırdıktan sonra seve seve katılırız. Open Subtitles حالما نفرغ العلاج ونوصله أين ما يفترض سنكون هناك بكامل طاقتنا.
    tedaviyi siz yaymazsanız, başkanımız bizzat bizim yayacağımızı bilmenizi istedi. Open Subtitles أن لم تنشر العلاج رئيسي يرغب ان تعرف اننا كذلك.
    Telefonda, çalışanın hangi tedaviyi uygulayacağına karar vermesine yardımcı olacak talimatlar var. TED هناك تعليمات على الهاتف لمساعدة العامل في تحديد العلاج الواجب تقديمه
    Fakat hastalar sonuçları görmeden tedaviyi sıkıcı, gereksiz, karmaşık ve uzun buluyor. TED لكن المرضى يشعرون بأن العلاج الطبيعي ممل ،ومخيب للأمل ،ومقلق وطويل قبل أن يروا النتائج.
    İsteğimiz, fizyologların bu dijital tedaviyi kullanmaları ve hastaların evlerindeki tedavilerine eğlence katmak. TED نريد أن نمكِّن أطباء العلاج الطبيعي من وصف هذا العلاج الرقمي ومساعدة المرضى باللعب حتى التعافي في المنزل.
    Neyse ki Mama Jane ve arkadaşı için bir yardımsever tedaviyi üstlendi. Böylece onları 3 saat uzaklıktaki en yakın hastaneye götürebildik. TED لحسن الحظ بالنسبة لماما جاين وصديقتها، فقد وَفَّر متبرع العلاج لذا استطعنا أن نأخذهم الى أقرب مستشفى الذي يبعد مسيرة ثلاث ساعات.
    tedaviyi bulmamıza bir gün kaldı. Bunu gözümün önünden ayırmayacağım. Open Subtitles يفصلنا يوم عن إيجاد الترياق ولن أدعها تغيب عن ناظريّ
    O tedaviyi alıp insan ol, sen kimsesin, bir hiçsin. Open Subtitles فما إن تتناولي ذلك الترياق وتعودي إنسانة، إلّا وستُمسي نكرة
    tedaviyi öğrenen arttıkça peşine düşende artacaktır. Open Subtitles كلّما زاد من يعلمون عن الترياق كلّما زاد من يسعون إليه
    Bu da, tedaviyi bulmaya her zamankinden daha çok ihtiyacım var demektir ama sense burada post-modern kar taneleri yapıyorsun. Open Subtitles مما يعني أن توقي لإيجاد الترياق زاد عن ذي قبل، بينما أنتَ ترسم لوحة عن الجليد.
    Size olabilecek en basit şekilde anlatmaya çalışırım ama bu tedaviyi anlayıp ona göre karar vermeniz fikri bile çılgınlık. Open Subtitles يمكنني أن أشرح بهذا قدر الإمكان لكن احتمال أن تفهموا علاج ابنكما الكامل و اتخاذ قرار مبني عليه شئ جنوني
    Tüm ihtiyaçlarının giderilmesini ve en iyi tedaviyi almasını sağlayabilirim. Open Subtitles و الحرص أن يحصل على أفضل رعاية و أفضل علاج.
    Virüs zarar vermek yerine tedaviyi ulaştıracak. Open Subtitles عوضاً عن التسبب بالأذى الفايروس يُدخل علاجاً
    Çünkü virüsün ilk hali olmadan tedaviyi üretemeyiz. Open Subtitles من الأفضل لك لأننا لا نستطيع صنع اللقاح بدون العينة البدائية
    Yani birçok ülke tedaviyi öncelikli hâle getiremiyor. TED وهذا يعني أن العديد من البلدان ببساطة لم تتمكن من إعطاء الأولوية للعلاج.
    Sonra Alaska teletıp teknolojisini uzmanlara bilgi aktarımında kullanıyoruz, Anuk'a ihtiyacı olan tedaviyi getirecek olan uzmanlara. TED ونطبق بعدها تكنولوجيا التطبيب عن بعد الخاصة بألاسكا لنقل البيانات للمتخصصين، الذين يربطون أنوك بالعلاج الذي يحتاجه.
    Bu sadece kadınlar için tıbbi tedaviyi ilerletmek değildir. TED وهذا لا يقتصر فقط على تحسين الرعاية الطبية للنساء.
    Bir de şuna kulak verin: tedavi görenlerin yüzde birinin onda dördünden azı ilaç almayı bıraktı ya da tedaviyi ihmal etti. TED أسمعوا هذا: أقل من أربع أعشار واحد في المائة من الذين يتم علاجهم توقفوا عن تناول الدواء أو غير ذلك من ترك العلاج.
    İhtiyacı olan tedaviyi alabileceği bir kliniğe götürülse? Open Subtitles لم لايطلقون سراحه جزئيا ويرسلوه للمنزل او الى مركز يلقى فيه العناية اللتي يريدها
    Oralarda bekleme listeleri var. Özel tedaviyi karşılayacak paramız yok. Open Subtitles هنالك قائمة بالإنتظار, و لم نستطع تحمل تكاليف المعالجة الخاصة
    Onca araştırma ve testin arasında aslında yapmaya çalıştığı bize en büyük tedaviyi vermekmiş. Open Subtitles فى كل تلك الساعات البحث , الاختبار ما كان يحاول فعلة حقاً كان ايصالنا الى الشفاء المطلق
    Her ne kadar ölmeni izlemek istesem de hâlâ benim için o tedaviyi bulamadın. Open Subtitles رغم أنّي أتوق لرؤيتك تحتضر فإنّك لم تأتِ لي بالترياق بعد
    Grant Aerospace'te çalışırken Jessie hastalığı için en iyi tedaviyi görüyordu. Open Subtitles حين كنتُ أعمل بفرع "غرانت" كانت (جيسي) تحظى بأفضل علاجٍ لمرضها
    Ve tedaviyi bıraktığımızda, ama ben istediğim için değil, doktor öyle dediği için. Open Subtitles و حينما أوقفنا العلاجات و ليس لأنني لا أرغب بل لأن الطبيب أخبرنا بذلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more