"yakın" - Translation from Turkish to Arabic

    • بالقرب
        
    • قريبين
        
    • مقربين
        
    • مقربة
        
    • القريب
        
    • مقرب
        
    • القرب
        
    • المقربين
        
    • اقرب
        
    • قريبون
        
    • قريبه
        
    • بقرب
        
    • مقربان
        
    • القريبة
        
    • المقرب
        
    Göze yakın bir tıkanma görüş problemleri ve retina tıkanmasına sebep olabilir. TED إذا حصل الانسداد بالقرب من العين سيؤدّي إلى اضطرابات بالرؤية وانفصال الشبكيّة.
    Yere yakın bir dizi göze ufuk sonsuza dek gidiyormuş gibi hissettirir. TED من مجموعة من العيون بالقرب من الأرض، يبدو الأفق وكأنه مد البصر.
    O gece, birbirimizi daha önce hiç hissetmediğimiz kadar yakın hissettik. Open Subtitles تلك الليلة , شعرنا بأننا قريبين لبعضنا اكثر من ذي قبل
    Görünüşü göre birkaç yıl aynı adreste beraber kalmışlar yani birbirlerine yakın olabilirler. Open Subtitles كانا يعيشان سوياً في نفس المبنى لعدد من السنوات، لذا قد يكونا مقربين
    Bende bu yatağı seçerdim, yangın söndürücüye en yakın olan bu. Open Subtitles انه المكان الذي كنت سأختاره ، على مقربة من طفاية حريق
    Şempanzelere tıklıyorum ve genetik olarak en yakın akrabamıza ulaşıyorum. TED أضغط على رابط الشيمبانزي وأتوصل إلى القريب الأقرب جينياً لنا
    İnsanların kendilerini sana yakın sanıp başından neler geçtiğini hiç bilmemeleri tuhaf şey. Open Subtitles الغريب أن يعتقد المرء أنه مقرب جداً من أحدهم لكنه يجهل تماماً مايعانيه
    Daha önce hiç bir silaha bu kadar yakın olmamıştım. Open Subtitles فانا لم اكن بهذ القرب من اطلاق نار من قبل
    Bu demek oluyor ki, yakın arkadaşlarınızın ve akrabalarınızın 5'te 2'sine bir çeşit kanser teşhisi konulacaktır ve onlardan birisi ölecektir. TED هذا يعني أن 2 من كل 5 أشخاص من أصدقائك المقربين وأقاربك سيتم تشخيصه بنوع من أنواع السرطان، وسيموت واحد منهم.
    Bütün bu olanlar seni kendime yakın tutmak istediğim için oldu. Open Subtitles كل ما حدث , حدث لأننى كنت أحاول إبقائك بالقرب منى
    Sanırım bunları biliyorsun. Buraya yakın bir yerde oldu kaza. Open Subtitles أظن أنك تعلم بأن هذا قد حدث بالقرب من هنا
    Sana yakın bir okula gelmeli ya da hızlı araba almalıyım. Open Subtitles يجب أن أحول لمدرسة بالقرب منك أو أحصل على سيارة سريعة
    Ama çoğu acı çektiklerini görmek için kurbanlarına yakın olmak ister. Open Subtitles لكن معظمهم يريدون ان يكونوا قريبين من ضحاياهم ليشاهدوهم وهم يعانوا
    Bak, zor olduğunu biliyorum. Ben de bana yakın insanları kaybettim. Open Subtitles ،انظر، أعرف أن ذلك صعب لقد فقدت أناساً مقربين لي أيضاً
    Muhtemelen bu ameliyatı eninde sonunda olmak zorundayım ama o zamana kadar ona yakın olmamı sağlayan tek şeyi kaybetmeyi göze alamam. Open Subtitles أعلم أني عاجلاً أم آجلاً سأخضع لتلك الجراحة لكن حتى ذلك الحين، لن أخاطر بفقدان الشيء الوحيد الذي يجعلني على مقربة منها
    Bu yüzden harekete geçmezsek, bugün bir şeyler yapmazsak, çok yakın bir zamanda, bazılarının tabiriyle zaman ayarlı tedavi bombasıyla yüzleşeceğiz. TED لذلك ما لم نتصرف ، ما لم نفعل شيئا اليوم فسنواجه في القريب العاجل ما أسماه البعض قنبلة الزمن بالنسبة للعلاج.
    Sen ateşli damat ve en yakın gay dostun karışımısın. Open Subtitles أنت كزوج مثير و صديقٌ مقرب منحرف الإثنان في واحد
    Bir seri katile o kadar yakın olmak. Çok tuhaf olmalı. Open Subtitles لابد أنه شعور غريب أن تكون بهذا القرب من قاتل متسلسل
    Nihayetinde, despot eğilimleri en yakın arkadaşlarını bile ona düşman etti. TED في النهاية، نجح ميوله الاستبدادي في قلب حتى أصدقائه المقربين ضده.
    Lütfen koşmayınız. Mümkün olduğunca çabuk en yakın çıkışa yürüyün. Open Subtitles نرجوكم عدم الركض سيروا باسرع ما يمكنكم الى اقرب مخرج
    Biliyorsun, biz yakın arkadaşız ve öyle olmaya devam edeceğiz. Open Subtitles أنت تعلم نحن أصدقاء قريبون ونحن احتجنا ان نكون قريبون
    Ama çok derin ya da kemiğe çok yakın bir yara ne kadar çok çabalasanız da kanamayı durduramazsınız. Open Subtitles لكن بعض الجراح تكون عميقه جدا أو قريبه من العظم ومهما عملت عليها لا يمكنك ان توقف النزف للدماء
    Otoyol hızlanma şeridine yakın binaya bitişik park yeri bulunmalı. Open Subtitles ساحات توقف مرفقة مواقع بقرب الطرق السريعة على أرصفة محاذية
    İkinizin yakın olduğunu biliyorum fakat bu duygusal bir karar değil. Open Subtitles انظر، أدرك أنكما مقربان من بعضكما لكن هذا ليس قراراً عاطفياً
    Yüksek performanslı bilişim ağları ile ve yakınlarınızda olan diğerleriyle niyetlerini anlamak için sürekliye yakın şekilde iletişiminizin olması gereklidir. TED يجب أن يكون لديك اتصال شبه مستمر مع شبكات الحوسبة ذات الأداء العالي والشبكات الأخرى القريبة لكي تفهم ما يقصدون
    Ekip gittiğin o çocuk benim en yakın arkadaşım olur. Open Subtitles هذا الرجل الذى حطمتيه يصادف ان يكون صديقى المقرب حسنا؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more