"yemeğin" - Translation from Turkish to Arabic

    • العشاء
        
    • الطعام
        
    • طعامك
        
    • الوجبة
        
    • عشائك
        
    • الطبق
        
    • عشاء
        
    • وجبة
        
    • وجبتك
        
    • غدائك
        
    • بالطعام
        
    • عشاءك
        
    • للطعام
        
    • عشاؤك
        
    • الوجبات
        
    Hepsi de böyle olmayacak. yemeğin sonunu bekleyenler de çıkar. Open Subtitles لن يكونوا كلهم كذلك البعض منهم قد يبقى اثناء العشاء
    cümlesi o yemeğin nasıl üretildiğini anlatmak isteyen kimseye verilen olağan bir cevap. Open Subtitles هو الرد المعتاد لأية محاولة لإخبار أحدا ما كيف أن أنتج ذلك العشاء.
    Bunlar yemeğin seni beslemeden önce beslenmek için yediği şeyler. Open Subtitles هذا هو الطعام الذي يطعمونه لغذائك قبل أن يطعمونك إياه
    Artık burada değer yaratmak için yemeğin kalitesini arttırmanız gerekmez, kokudan kurtulup yerleri temizlemeniz gerekir. TED ان افضل شيئ يمكنك فعله لخلق قيمة هو عدم تحسين الطعام اكثر انه التخلص من الرائحة وتنظيف الارضية
    Eşinin parfümünü veya en sevdiğin yemeğin tadını hatırlıyor musun? Open Subtitles هل تتذكر رائحة عطر زوجتك أو طعم طعامك المفضل ؟
    Ya da akşam yemeğine davetli bir konuk, yemekten sonra cüzdanını çıkartarak size yemeğin parasını ödemeyi teklif ederse, bu da fazlasıyla garip bir durum olur. TED أو إذا قام ضيف مدعو للعشاء بعد الوجبة باخراج محفظته وعرض دفع مبلغ الوجبة، ذلك يمكن أن يكون تصرف أخرق بالمثل.
    Biz lüks yemeğin keyfini çıkarırken, sokaktaki adam acı çekiyor. Open Subtitles في حين أننا تناول العشاء في ترف فالمواطن العادي يُعاني
    Tamam, tamam. Ama müziksiz yemeğin hiç zevki çıkar mı? Open Subtitles بالطبع، بالطبع، لكن أين يكون جمال العشاء دون بعض الموسيقى؟
    yemeğin yanındaki palavraları yutmam için alkol şarttı. Open Subtitles كان يجب أن أتناول شئ لتحمل ذلك الهراء على العشاء
    Çocuklar açken, yemeğin hazır olduğunu duyup güldüklerinde, orada olacağım. Open Subtitles سأكون في طريق الأطفال و هم يضحكون عندما يكونوا جائعين و هم يعرفون أن العشاء جاهز
    Bu yöntemi yemeğin nerede olduğunu hatırlamak dışında da kullanabilirsin. TED يمكنكم إستخدام هذا في أكثر من مجرد تذكركم أين هو الطعام.
    İyi yemeğin sürekli çeşitliliği ekonomik olarak daha sağlıklı bir nüfusun artmasını sağladı. TED كما أن الوفرة المستمرة من الطعام الجيد مكنت الشعب المتمتع بصحة جيدة من الإزدهار إقتصادياً.
    Yemek, yemek borusundan mideye indiği zaman kasın görevi yemeğin yukarı doğru gitmesini önlemektir. TED بعد دخول الطعام إلى المعدة من المريء، تتجسّد مهمّة هذه العضلة بإيقافه من الارتجاع مرّة أخرى إلى الأعلى.
    İşletmelerin fazla yiyeceklerini alıyoruz ve yemeğin olmadığı yerlerde ücretsiz marketler açıyoruz. TED حيث نستعيد الكمية الفائضة من المؤسسات ونجهز محال اجتماعية للخضار تماماً في منتصف صحراء من الطعام.
    İhtişam müşteri çekecek ama... onları geri getiren senin yemeğin olacak. Open Subtitles أجراس وصفارات لامعة سيجلب الناس في، لكن طعامك يحتفظ بها والعودة.
    Geçen gece yemeğe gittik, yemeğin sonunda hesap geldi. Open Subtitles ذهبت للمطعم أول أمس و جاءت الفاتورة آخر الوجبة كالعادة
    yemeğin tadını kaçırmak istemem, ama benim dondurulma cezam tatlı bir ninni değildi. Open Subtitles لا أريد إفساد عشائك لكن عقوبتى لم تكن محبّبة إطلاقاً
    Bu inanılmaz siyah demirden satır bu yemeğin gerçek sırrıdır. Open Subtitles هذا الساطور المدهش ذو الحديد الأسود. السر الحقيقى لهذا الطبق
    Tatlım, akşam yemeğin masada ablanın kafasının yanında. Open Subtitles عزيزي، هناك عشاء على الطاولة بجانب رأس أختك مباشرةً
    Baget ekmeğin ve salatan varsa kolay bir yemeğin var demektir. Open Subtitles لذا ، إذا كان لديك الرغيف الفرنسي والسلطة لديكِ وجبة سهلة
    Belki sen köprü altlarında uyumak nasıl birşey bilmiyorsun... ve bir sonraki yemeğin nerden geleceğini bilmeden yaşamak ama ben yaşadım bunları Open Subtitles ربما لا تعرف معنى أن تنام تحت الجسور و لا تعرف أبداً متى ستأتيك وجبتك التاليه، و لكنى أعرف
    Hollywood'dan gelen adamla yemeğin nasıl gitti? Open Subtitles قولي لي، كيف تحول غدائك بدوره مع ذلك الرجل من هوليوود؟
    Bütün hanımları selamlamak yemeğin tadını çıkarmama engel oldu. Open Subtitles تحية كل السيدات حرمتني الإستمتاع بالطعام
    Bu akşam ebeveyn toplantısındayım. Akşam yemeğin dondurucuda. Open Subtitles لدي مقابلة مع أولياء الأمور اليوم عشاءك في الفريزر
    Korkma senden yemeğin parasını istemeyeceğim. Ye! Open Subtitles لا تقلقي لن أدعكِ تدفعين ثمناً للطعام التهمي كل شيء
    Bizim akşamımız. yemeğin neredeyse hazır. Open Subtitles إنه العصر لدينا عشاؤك جاهز تقريبآ
    yemeğin nasıl pazarlandığını düşünün. Open Subtitles شركات الوجبات السريعة لاحظ طريقة وضع الشعارات

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more