Bak, geçen gün sana verdiğim tavsiye için özür dilerim. | Open Subtitles | اسمع , انا آسف لأني اعطيتك تلك النصيحه ذاك اليوم |
Bana hayaletlere inandığını söylediğin zaman senden şüphe ettiğim için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسف لأني شككت بك حين أخبرتني بما آمنت به بشأن الأشباح |
Üzgünüm, sana karşı pislik gibi davrandığım için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسف، أنا آسف لأني كنت بمثابة الحقير بالنسبة لكِ |
Yalan haber suçlamasıyla, yeniden dava edilmek istemediğim için kusura bakma. | Open Subtitles | آسف لأني لا أريد أن أتابع بتهمة التشهير ثانية |
Dinle, seni öyle bıraktığım için özür dilerim. | Open Subtitles | اسمعِ، أنا حقا ً آسف لأني تركت بتلك الطريقة. |
Vinny, sana güven göstermediğim için çok üzgünüm ve bunun için özür dilerim. | Open Subtitles | فيني، أنا آسف لأني شككت فيك في أي وقت مضى، ولهذا أعتذر |
Bu önlemleri almak zorunda olduğum için özür dilerim. Houston'dan bu sabah geldim. | Open Subtitles | آسف لأني اتخذت هذه التدابير الوقائية لقد طِرتُ هذا الصباح من هيوستن |
Aramadığım için özür dilerim. Geç saate kadar çalışmam gerekti. Bir iş çıktı. | Open Subtitles | آنا آسف لأني لم أتصل بك كانت لدي أعمال متأخره , وهناك شئ حدث |
Sana kızdığım için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسف لأني غضبت منك لا بأس،، أنا أتفهم ذلك |
Geciktiğim için özür dilerim Bayan Bubchik. | Open Subtitles | آسف لأني تأخرت سيدة لوبتشيك كان يوماً طويلاً |
Aramadan geldiğim için özür dilerim. | Open Subtitles | انظري, أنا آسف لأني أتيت إلى هنا من دون اتصال |
Bak, haber vermeden geldiğim için özür dilerim. | Open Subtitles | انظري, أنا آسف لأني أتيت إلى هنا من دون اتصال |
Belediye yanlış arabayı çekmiş, dostum. Senden şüphelendiğim için özür dilerim. | Open Subtitles | الونش سَحب السيارة الخاطئة, رجل آسف لأني شككت فيك |
Senin üzerine yıktığım için özür dilerim ama konuşacak başka kimsem yok. | Open Subtitles | آسف لأني فضفضت لك بهذه الطريقة ولكني لم أجد أي شخص آخر لأتحدث له |
Aynı okula gidemediğim için özür dilerim. | Open Subtitles | آسف.. لأني لم أستطيع الدخول في نفس المدرسة العليا |
Müteşekkir olmam gerektiğini düşünüyorsun, biliyorum. Olmadığım için özür dilerim. | Open Subtitles | أعلم أنك تظن بأنه يجب علي أن أكون شاكراً لك و أنا آسف لأني لست كذلك |
Yalan haber suçlamasıyla, yeniden dava edilmek istemediğim için kusura bakma. | Open Subtitles | آسف لأني لا أريد أن أتابع بتهمة التشهير ثانية |
Dün gece geç kaldığım için kusura bakma. Yapacak çok işim vardı. | Open Subtitles | آسف لأني تأخرت بالليلة الماضية الكثير من العمل قبل الليلة |
Evet, uğrayıp selam veremediğim için kusura bakma ama zamanım çok kıymetli. Yardım edebilirsen çok memnun olurum. | Open Subtitles | أجل، آسف لأني لم آتي لألقي التحية، لكن الوقت هو جوهر العقد. أي مساعدة يمكنك تقديمها ستكون محل تقدير بالغ. |
Sizi korkuttuğum için kusura bakmayın, çok ziyaretçim olmaz. | Open Subtitles | آسف لأني أفزعتكم هناك فأنا لا يردني الكثير من الزائرين |
Bir anlamı varsa, sana ateş ettiğim için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسف لأني أطلقت عليك الرصاص |
Kapıyı açtığıma pişman oldum. Sandviçimin gelmesini bekliyordum. | Open Subtitles | آسف لأني فتحت الباب، كنت انتظر العشاء. |
Burada olup sana okuyamadığım için çok özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسف لأني لم كانت قادرة على أن تكون هنا لقراءة لك. |