ويكيبيديا

    "آلة تصوير" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • kamerası
        
    • fotoğraf makinesi
        
    • bir kamera
        
    • kamerayı
        
    • kameraları
        
    • kameranın
        
    • kameranız
        
    • kamerasından
        
    • kamerasını
        
    • kamerasında
        
    • kamerasının
        
    • kamerasıyla
        
    • fotoğraf makinası
        
    • bir kameram
        
    Buraya geldiğimizden beri tek bir güvenlik kamerası bile görmedim. Open Subtitles لم أرَ آلة تصوير واحدة للمراقبة مذ أن دخلنا هنا
    Hareketi yavaş çekimde kaydetmek için bir film kamerası kullanıyor. Open Subtitles إنه يستخدم آلة تصوير تعمل بالأشرطة لإلتقاط الحدث بالتصوير البطىء
    fotoğraf makinesi, fotoğraf ya da video kaset bulamadılar. Gale onları saklamış olmalı. Open Subtitles لم يجدوا آلة تصوير أو صور أو فيديو أو أيّ شيء
    Ama çevirince sıkıştırılmış vakumu olan minyatür bir kamera oluyor. Open Subtitles لكنّك تقلّبه إنتهى وهو آلة تصوير صغيرة بالحاقن الجوي المضغوط.
    kamerayı yeni aldım. Daha nasıl kullanıldığını bile.. Open Subtitles أنا فقط اشتريك آلة تصوير , ولم أتعلم كيف
    Çıkış kameraları, kızı kumarhaneden çıkarken yakalamış. Open Subtitles آلة تصوير خروجِ إلتقطتْها تَرْك الكازينو في 10:
    Hareketi yavaş çekimde kaydetmek için bir film kamerası kullanıyor. Open Subtitles إنه يستخدم آلة تصوير تعمل بالأشرطة لإلتقاط الحدث بالتصوير البطىء
    Bir kamerası var ve kısa mesafede lazer ışığı ve tarama sistemi var. Open Subtitles إنه يحتوي على آلة تصوير, ذبذبات ليزر قصيرة، إضافةً إلى محلل شبكة.
    Şirketi, bir yıl önce Teraherz kamerası üretmek için Pentagon'la anlaşma yaptı. Open Subtitles شركته تعاقدت مع وزارة الدفاع الأمريكية للصناعة a terahertz آلة تصوير موجة.
    Bu Maggie'nin arka sokağındaki güvenlik kamerası kaydı. Open Subtitles هو الفلمُ مِنْ الأمنِ آلة تصوير في ممرِ ماجي.
    Müşteri içeri girer, fotoğraf makinesi almak istiyordur. Open Subtitles يَجيءُ الزبونُ فيه يُريدُ شِراء آلة تصوير.
    Yaverim! fotoğraf makinesi olan birini bul. Open Subtitles أيها الملازم، إذهب لترى إذا كان يوجد أحد لديه آلة تصوير
    Annem, babamla tanıştıktan bir hafta sonra, piyangodan bir fotoğraf makinesi kazandı. Open Subtitles في ذلك الإسبوع بعد أن ألتقت أمي بأبي عندما ربحت آلة تصوير من اليانصيب
    Yan binadaki sushi restoranında otoparkı gören bir kamera mevcut. Open Subtitles ثمّة آلة تصوير للمراقبة بمطعم السوشي المجاور، تغطّي موقف السيّارات
    İçinde fiber optik bir kamera var böylece seni izleyebilirim. Open Subtitles فيها آلة تصوير ألياف ضوئية بالداخل، لكي يمكن أن أراقبك
    Bir ihtiyarın elinden kamerayı almak için neden beş kişi birden uğraşıyoruz ki? Open Subtitles لماذا نَحتاجُ لخمسة رجالَ لأَخْذ آلة تصوير مِنْ رجل عجوزِ واحد؟
    Video kamerayı getirme mi ister misin? Open Subtitles يا، تُريدُني أَنْ أُصبحَ آلة تصوير الفيديو؟
    NSA hemen bölgedeki tüm kameraları araştırsın. Open Subtitles اجعلي وكالة الأمن القومي تقوم بإرسال بيانات بشأن أيّ آلة تصوير في تلك المنطقة.
    Sanırım o bir kameranın parçası 21 No'lu yer sadece bir yayın yeri değil Open Subtitles أعتقد أنه جزء من آلة تصوير رقم 21 أليس فقط إستوديو للبث.
    Size sordum, ve kameranız olduğunu reddetmediniz. Open Subtitles سألت كليكما, لذا لن يسعكما انكار أن لديكم آلة تصوير
    Cinayet sabahı polis arabasının kamerasından. Open Subtitles إنها ملتقطة من آلة تصوير سيّارة شرطيّ، الصباح الموالي للجريمة
    Uzaktan kumanda kullanarak Firewalker'ın kamerasını tekrar kullanılabilir hale getirdik. Open Subtitles لكن بالإستعمال البعيد telemetry، نحن كنّا قادرون على تنشيط آلة تصوير فيروالكير.
    Emzirme kamerasında olduğunu biliyordu. Open Subtitles حسنا، لقد علم أنّه كان في مجال مراقبة آلة تصوير منطقة المرضعات
    Güvenilir berraklığıyla IMAX kamerasının bunu yapmak için en iyi yol olduğunu biliyorduk. Open Subtitles عرفنا آلة تصوير ماكس مع الوضوح العالي كانت أفضل طريقة لعمل ذلك
    Sinemaya video kamerasıyla girdim ve filmi çektim. Open Subtitles ما حدث هو أنّي قمت بأخذ آلة تصوير صغيرة إلى دار العرض وقمت بتسجيل الفيلم.
    Majesteleri. Bu garip alete fotoğraf makinası deniyor. Open Subtitles فخامتكِ, هذه البدعة تدعي آلة تصوير.
    Ama hâlâ bir kameram vardı ve ona, o sınıftaki bir sandalyede oturmayı hak ettiğimi göstermeye kararlıydım. TED لكن كان لدي آلة تصوير وأنا كنت مصرة أن أثبت له بأني أستحق مقعداً في ذلك الصف.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد