Aranızdan kim, umutlarını ve hülyalarını denize bağlamaya hazır? | Open Subtitles | من بينكم جاهز ليربط آماله وأحلامه مع البحر ؟ |
Benim büyük büyük babam bu ülkeye ilk geldiğinde tüm umutlarını ve hayallerini New York'un doğu yakasındaki küçük bir kasap dükkanına bağladı. | Open Subtitles | عندما جاء جدي الأكبر إلى هذا البلد أول مرة وضع كل آماله و أحلامه في محل اللحم الذي كان يديره |
Bu hikâyeyi bir daha anlatmamı isteme, çünkü bu bir kardeşe insanlık üzerine tüm umutları kaybettirecek türden bir hikâye. | Open Subtitles | لا تخبرني بأن أحكي لك هذهِ القصة ثانية لأنّ ذلك هو نوع القذارة الذي يجعل الشخص يفقد آماله في الإنسانية |
umutları, rüyaları ondan alınmamalıydı ama onlar aldılar. | Open Subtitles | آماله وأحلامه ما كان يجب أن تؤخذ منه ولكنها أُخذت |
Çünkü bir yanın söylediklerimin doğru olmasını, yani gençliğini geri getirebilmemi umut ediyor. | Open Subtitles | لأنَّ جزءاً منك يضع آماله على أمل أن يكون ما أقوله هو الحقيقة، و هو أنني أستطيع إعادة شبابك |
Biyolojik baban senin için ne planlamış olursa olsun bu onun hayali ve umudu, senin değil. | Open Subtitles | مهما كان ما يخططه أبوك الحقيقي لك فإنها آماله وأحلامه وليست آمالك وأحلامك |
Günahkar bir adam ölünce ümitleri de telef olur. | Open Subtitles | عندما يموت شخص شرير تفنى آماله |
İnsanlar senin bir numara olduğunu düşündüklerinde onları hayal kırıklığına uğratıyorsun ancak. | Open Subtitles | عندما يعقد الجمهور آماله عليك، لا يمكنك خذلهم |
Yalnızca halkın güvenini kazandığımızda onların umutlarını ve hayallerini gerçekleştirebiliriz. | Open Subtitles | يجب أن نتحلى بهذه الثقة حتى يصبح المواطن قادرًا على تحقيق آماله وتطلعاته |
umutlarını ve hayallerini anlatırken onu dinleyip destekleyen de işine odaklanmasını sağlayan da benim. | Open Subtitles | أنا من أخبره أنه رائع. أنا من شجعه واستمع إليه بتحدث مراراً عن آماله وأحلامه. |
Bir çocuğun geleceğini mahvedeceksin hayallerini ve umutlarını yıkacaksın. Peki ne için? | Open Subtitles | سوف تحطمّين كل أحلامه و آماله لأجل ماذا ؟ |
Ben sadece umutlarını tekrar yükseltmek istedim ve şimdi yine mahvettim. | Open Subtitles | لقد قمت برفع آماله والآن عليّ تحطيمه مجدداً |
Buraya sadece gelip onun umutlarını yükseltemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك المجيء إلى هنا وتزيد من آماله |
İyi niyetliydi. Ancak umutları çocukçaydı. | Open Subtitles | نواياه كانت عفيفة، لكن آماله كانت ساذجة. |
İyi niyetliydi. Ancak umutları çocukçaydı. | Open Subtitles | نواياه كانت عفيفة، لكن آماله كانت ساذجة. |
umutları ve hayallerinin canlı kalmasını sağlamak artık bizim sorumluluğumuz. | Open Subtitles | والآن الدور على كُل واحد مننا لنحرص على ديمومة آماله وأحلامه. |
Her birimizin umut ve hayalleri kanlarımızın dökülmemesi üzerine kilitlenmişti. | Open Subtitles | كل شخص منا خبأ آماله و أحلامه جانباً حتي لا نفقدها كما نفقد حياتنا |
Bütün umut ve hayallerini bir gün peşinden gelecek oğluna bağlamak ve aile işini ona devretmek... | Open Subtitles | وضع جميع آماله وأحلامه على ولده الذي سيتبع خطاه يوماً ما |
Buna rağmen, Ridley'in çalışmalarının ya da teorilerinin işe yarayıp yaramadığı konusunda bir kanıt ya da bir umut oluşturacak bir ışık yok. | Open Subtitles | على أية حال ، ليس هناك دليل مادى على أن عمل " ريدلى " أسفر عن أى نتائج أو أن نظرياته و كل آماله فى العكس صالحة للإستخدام |
Biyolojik baban senin için ne planlamış olursa olsun bu onun hayali ve umudu, senin değil. | Open Subtitles | مهما كان ما يخططه أبوك الحقيقي لك فإنها آماله وأحلامه وليست آمالك وأحلامك |
- Enerji Konseyi'nin umudu bu yönde, evet. | Open Subtitles | أجل ، هذا الذي يعقد عليه مجلس الطاقه آماله لرؤيته يتحقق |
Çıtayı o kadar yükseğe koydu ki onu hayal kırıklığına uğratmaya korkuyorum. | Open Subtitles | لقد رفع آماله وأنا مرتعبة من تخييب آماله |
İnsan umutlarıyla yaşar... ve inanıyorum ki tek tedavi edilemeyecek cüzzam, ruhsal cüzzamdır. | Open Subtitles | يعيش الرجل مع آماله و أعتقد بأن مرض الجذام نفسي فقط ! وتلك هي المعضلة |