Sadece biz bir şeye inandık, ve diğer insanların da buna inanmasını istedik. | Open Subtitles | لقد آمنّا بشئ، وأردنا أن نجعل أناساً آخرين يؤمنون به أيضاً |
Günün birinde insanlar arasında çakra aracılığıyla oluşan bağın dünyaya huzuru getireceğine inandık. | Open Subtitles | آمنّا أنه يومًا ما، رابطة التشاكرا هذه التي بين النّاس ستقود إلى سلام العالم |
Bir şeye yeterince inanırsak, hepimiz... kaderimizi değiştirme gücüne sahip oluruz. | Open Subtitles | إذا آمنّا بشيء بقوّة كافية... فسنمتلك جميعاً القدرة على تغيير قدرنا |
Bir şeye yeterince inanırsak, hepimiz kaderimizi değiştirme gücüne sahip oluruz. | Open Subtitles | {\pos(190,210)}... إذا آمنّا بشيء بقوّة كافية {\pos(190,210)}فسنمتلك جميعاً القدرة على تغيير قدرنا |
Bu bir parçamız haline gelmişti ve ona inanmıştık. | TED | أصبحت جزءاً منا، وقد آمنّا بها. |
Buna bir zamanlar inanmıştık. | Open Subtitles | لقد آمنّا بذلك من قبل |
Biz ona değiştiği için inanmadık o, biz ona inandığımız için değişti. | Open Subtitles | لكنّها تغيّرت لأنّنا آمنّا بها سلفاً |
Ona inandığımız için değişti. | Open Subtitles | لكنّها تغيّرت لأنّنا آمنّا بها سلفاً |
Kendimize inanmamızı istedi ve inandık da. | Open Subtitles | أرادنا أَن نؤمن بأنفسنا وقد آمنّا |
Biz de sana inandık, Vince. | Open Subtitles | ونحن آمنّا بك، (فينس) |
Buna bir zamanlar inanmıştık. | Open Subtitles | لقد آمنّا بذلك من قبل |
Sen inandığımız her şeye ihanet ettin. | Open Subtitles | بل خنتِ كلّ ما آمنّا به |