Doktor Bela,siz uzaydayken çok sağlam para kırmanın iyi bir yolunu buldum. | Open Subtitles | دكتور الشر , بينما كنت بالفضاء أبدعت طريقة لنا لجمع المبالغ الضخمة من المال الشرعي. |
Helal olsun, iyi numara. Bunu nasıl anladınız, söyler misiniz? | Open Subtitles | أبدعت صنعًا، خدعة عجيبة هلا أخبرتني كيف فعلتها؟ |
Bu akşam iyi iş çıkardınız. Haberlerde izledim. | Open Subtitles | مرحبًا، أبدعت صنعًا الليلة، رأيتك في الأخبار. |
Kilitte iyi iş çıkardın. Senden iyi hırsız olurmuş. | Open Subtitles | أبدعت في فتح القفل، لصِرتِ لصّة منازل بارعة. |
Pamuk işçiliği hakkında bildiğim tek bir şey varsa, o da gerçekten zor bir iş olduğudur. | Open Subtitles | الأمر الوحيد الذي أبدعت فيه هو جمع القطن. كان عملاً شاقًا. |
Basitliği ve zarafeti çok iyi kullanan küçük bir şirket var. | TED | هناك شركة أبدعت في البساطة و الأناقة. |
Bu gece iyi iş çıkardın. | Open Subtitles | لحظة، إنّك بحقّ أبدعت اللّيلة. |
Tebrikler, kardeşim. Bugün gerçekten iyi kıvırdın. | Open Subtitles | أبدعت حقاً اليوم |
Bu mendibüler düzeltmeyi iyi yaptım. | Open Subtitles | الفك هذا بإصلاح أبدعت |
Nick size çocuk müzesinde gönüllü olarak çalıştığımı ve müzenin müdürü Candace ile çok iyi anlaştığımı anlatmıştır, değil mi? | Open Subtitles | من الواضح أن (نيك) أخبركم أني كنت أتطوع في متحف الأطفال و قد أبدعت في الأمر حقا مع المسؤولة الأولى (كاندس) ، صح ؟ |
Güneş Gözlüklü Adam'ı çok iyi buldum. | Open Subtitles | واو! أبدعت بشخصية رجل النظارات الشمسية. |
- Çok iyi efendim. | Open Subtitles | أبدعت صنعًا يا سيدي. |
- Adanın göründüğü gibi olmadığını biliyorum. - İyi iş çıkardın Bay Queen. | Open Subtitles | {\pos(190,230)} أعلم أن هذه الجزيرة زاخرة بما يخفى، أبدعت يا سيّد (كوين). |
Burada gerçekten de iyi bir iş çıkardın Maurice. Kimse yanlarında değilken onların yanında oldun. | Open Subtitles | إنّك أبدعت صنعًا هنا يا (موريس)، إنّك آزرتهم حين تخلّى عنهم الجميع. |
İyi yakaladın, kardeşim. Süpersin. | Open Subtitles | ملاحظة رائعة يا صاح، أبدعت. |
ki bu da beni biraz meraklandırıyor açıkçası. Mystic Falls'u vampirlerden temizlerken çok iyi iş çıkardın. | Open Subtitles | مما يثير فضولي، إنّك أبدعت صنعًا بطرد مصّاصي الدماء من (ميستك فولز) |
Samantha kendini ve William'ı gerçekten çok iyi saklamış. | Open Subtitles | (سامنثا) أبدعت صنعًا بإخفاء نفسها و(ويليام). |
Acimasiz, iyi is | Open Subtitles | قاسٍ، أبدعت صنعًا. |
Patrick. Bir kez daha, dekorasyon komitesi başkanı olarak harika bir iş çıkarmışsın. - Noel babanın küçük yardımcısı gibisin. | Open Subtitles | مرة أخرى ، لقد أبدعت في الديكور يبدو "مذهلا وخاصة لباس "بابا نويل |