Tüm çocuklarını ele geçireceğim. | Open Subtitles | سأصطاد أبناءك الواحد تلو الآخر |
Tüm çocuklarını tek tek avlayacağım. | Open Subtitles | سوف أصطاد أبناءك الواحد تلو الآخر |
Sen, çocukların ve onların çocukları 100 yıI boyunca kazacaklar ve asla bulamayacaklar. | Open Subtitles | وأبناءك.. وأبناء أبناءك ستظلوا تحفرون لمدة مائة عام |
Evine, eşine, çocuklarına gidiyorsun ama işi üstünden atamıyorsun. | Open Subtitles | تعود لمنزلك, إلى زوجتك و أبناءك وتعجز ان تُبعدها عنَّك |
Evet, hanımefendi. Oğullarınız ve tüm... | Open Subtitles | ... حسناً سيدتي ، مع أبناءك والجميع |
Çocuklarının üstüne bu kadar titreyemessin, çünkü eğer öyle yaparsan... onları yataklarına gönderdiğinde yine geri gelirler. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تدلل أبناءك لأنه كلما أخرجتهم سيعودون مرة أخرى معكم |
Ve çocuklarından özgürlük umudunu alamazsın. | Open Subtitles | و لا يمكنك سرقة أمل الحرية من أبناءك |
Siz asla, sen ve kibirli Oğulların bir daha asla karşıma çıkmayın. | Open Subtitles | أما أنت فلا أبدًا ولا أبناءك الخونة المتعجرفين الذين يحيكون المكائد لإلصاق العار بي |
Seninle Dehra Dun'a geleceğim ve Çocuklarınla 3-4 gün geçireceğim. | Open Subtitles | سآتى معك الى دهرا دان وأقضى 3 أو 4 أيام مع أبناءك |
Eğer suçlu bulunursan çocuklarını kaybedersin. | Open Subtitles | وإن ثبت أنك مذنبة فستخسرين أبناءك وبيتك |
Ama anlamı olan şey çocuklarını Bay Kidkill'e emanet etmen. | Open Subtitles | لكن المنطقي أن تترك أبناءك للسيد (كيدكيل) |
Buradan gideceksin ve bir daha da gelmeyeceksin ve ikimizin de çocuklarını bir daha görmeyeceksin. | Open Subtitles | ولن ترى أياً من أبناءك مجدداً |
Bu yüzden, karının ve Çocuklarının nerede olduklarını biliyorum. Bunu bildiğini de biliyorum çocukların benim elimde. | Open Subtitles | لذا فأنا أعرف أين زوجتك و انت تعرف أننى أعرف ذلك و لدى أبناءك هنا |
Bay Browning, çocukların durumu ne oldu efendim? | Open Subtitles | سيد براوننج .. بخصوص أبناءك يا سيدي؟ |
Aile kurmak için emin olduğunda çocuklarına, bizlere neler olduğunu anlat. | Open Subtitles | عندما تفعل.. تأكد أن تخبر أبناءك .بالذي حدث لنا. |
Çalışıp çabalar, çocuklarına doğru olanı öğretmeye uğraşırsın ve doğru olduğuna inandıkları şeyi savundukları zaman onlarla gurur duymak istersin. | Open Subtitles | أنت تعملين وتعملين, محاولة تعليم أبناءك أن يفعلوا الشيء الصحيح، وترغبين في أن تكوني فخورة جدا بهم عندما يقفون ليدافعوا عن مايؤمنون به. |
Çocuklarının tek yaptığı seni utandırmak, karın da tacının en kıymetli taşı Mode'u elinden alıyor. | Open Subtitles | أبناءك كل واحد منهم يعمل على هواه وزوجتك أخذت المود الجوهرة الأثمن في تاجك |
Üstelik senin çocuklarından da... | Open Subtitles | وأنهما قد ورطا أبناءك. |
Oğulların gelir. Şatafatlı saçlı karıları da gelir. | Open Subtitles | أبناءك سيحظرون أعني , مع شعور زوجاتهم الكبيره |
Çocuklarınla bir Şükran Günü daha yaşamak istemiyor musun? | Open Subtitles | ألا تريدن للاحتفال بعيد شكر آخر مع أبناءك ؟ |
Eve gelip kendinize akşam yemeği... ..hazırlıyorsunuz, çocuklarınızı boğuyorsunuz, bir film atıyorsunuz. | Open Subtitles | وخنقت أبناءك وشاهدت فيلماً وربما تناولت شراباً |