Bütün Cylonların aynı olmadığını onlara göstermeye çalıştım. | Open Subtitles | لقد حاولت أن أبين لهم أن السيلونز ليسوا كلهم نفس الشيء |
Sözlerimi dinlemiyorsunuz ben de size göstermeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أنت لم تٌصغِي إلى كلامي لذا أنا احاول أن أبين لك |
Gelin şimdi size hemen şu an ne yapabiliyor olabileceğinizi göstereyim. | TED | واسمحوا لي أبين لكم ما يمكن أن تفعلوه الآن. |
Ama o kadar isabetsiz tespitler yaptın ki sana bazı farklılıkları göstereyim. | Open Subtitles | و لكن بما أن تشخيصك خاطئ تماماً دعيني أبين بعض الفروق |
Yapmak istediğim şey bir kişinin bir çift gözlük yapabileceğini sizlere göstermek. | TED | ما أريد فعله هو أن أبين لكم أنه يمكن أن تصنع نظارات. |
Abyan bölgesindeki hava saldırısı Amerikalıları öldürmek için eğitilen savaşçıların askeri kampına düzenlendi. | Open Subtitles | الضرب بطائرة بدون طيار في محافظة "أبين" كان في معسكر المقاتلين الذين تدربوا ليقتلوا الامريكيين |
Pekâlâ, şimdi size yine beslenme düzeniyle ilgili bir şey göstereceğim. | TED | أوكي، سوف أبين لكم شيئاً عن حميتنا الغذائية |
Bu yemekle kıymetini ne kadar bildiğimi gösteriyorum sana. | Open Subtitles | هذا الغداءِ هو لكي أبين لك كم أنت ذو قيمة عندي. |
Senin yerine gider ve yapmak üzere olduğu büyük hatayı ona göstermeye çalışırım. | Open Subtitles | سأذهب نيابة عنك و سوف أبين لها الخطأ الذى ستقوم به |
Bak, Muhafız'a göstermeye çalıştım ama çok sinirlendi. | Open Subtitles | استمع. حاولت أن أبين الجارديان كنه أصبح غاضبا. |
Sana binbir farklı şekilde, burada seni beklediğimi göstermeye çalıştım. | Open Subtitles | حاولت أن أبين لك بشتّى الطرق أنني أنتظرك هنا |
Muhafız'a göstermeye çalıştım ama öfkeden küplere bindi. | Open Subtitles | حاولت أن أبين الجارديان كنه أصبح غاضبا. |
Bak bunun nasıl çalıştığını sana göstereyim. | Open Subtitles | والآن، أسمعي أريد أن أبين لك كيف تستخدميها |
Size nasıl göründüğünü göstereyim. | TED | اسمحوا لي أن أبين لكم كيف يبدو هذا. |
- Bak, sevgilim... Sana ne kadar basit olduğunu göstereyim. | Open Subtitles | دعينى أبين لكِ ، كم هو الأمر بسيط |
Size bütün fotoğrafı göstereyim. | Open Subtitles | نعم دعيني أبين لك الصورة بأكملها |
Şunu da göstermek istiyorum, Kentucky'nin önerileri bayağı iyiydi: ay ışığı, çamaşır deterjanı ve sıvı tırnaklar | TED | وأردت أن أبين لكم ، أيضا ، الاقتراحات المقدمة من كنتاكي هي جيدة : لديهم مسكرات، منظفات الغسيل وسائل الأظافر. |
Bu yüzden ben de kitabın kapağı kendisini yanlış ifade etsin ve okuyucunun da buna olan tepkisini bir şekilde göstermek istedim | TED | ولقد أردت غلاف كتابه هذا لكي يساء تصويره أيضًا ثم أبين كيف يتعامل القاريء معه. |
Dün Abyan bölgesinde hava saldırısı oldu. | Open Subtitles | في محافظة "أبين" بالأمس |
Size onların bir ailede neyin en önemli bulduklarını göstereceğim, onların aileleri biraz farklı görünse bile. | TED | وسوف أبين لكم أنهم يعلمون ما هو الشيء الأكثر أهمية في الأسرة؟ على الرغم من كون أسرهم تبدو مختلفة قليلا. |
Geçen hafta, Dwight giydiklerimize dikkat etmemiz gerektiğine dair bir sirküler geçti ve ben de onu ne kadar ciddiye aldığımı gösteriyorum. | Open Subtitles | الأسبوع الماضي أرسل (دوايت) مذكرة عن قانون اللباس فهذا أنا أبين له أني آخذ كلامه على محمل الجد. |
Eben Dooley Jr., üç yil önce babasinin vefatinin ardindan magazayi miras olarak aldi ve o günden sonra, magazayi yerin dibine soktu. | Open Subtitles | ورث الابن (أبين دولي) مجمّع "ريجنسي" التجاري قبل ثلاث سنوات بعد وفاة والده ومنذ ذلك الحين تقريباً بدأ بأعمالٍ خفيّة |