| Ve size uzun bir nutuk çekmek yerine bugün yanımda getirdiğim bir icatım hakkında konuşmak istiyorum: 44. icadım. Yok, bu da doğru değil. | TED | ومن دون خطب عصماء أريد أن أتحدث إليكم عن اختراع أحضرته معي اليوم اختراعي الرابع و الاربعين لا هذا غير صحيح أيضا |
| İşte ben de bugün su hakkında konuşmak istiyorum. | TED | واليوم حان الوقت بالنسبة لي أن أتحدث إليكم عن المياه. |
| Sorun olmazsa bunun hakkında konuşmak isterim. | Open Subtitles | أود أن أتحدث إليكم عن ذلك إذا كان هذا هو كل الحق. |
| Evet, ben de bu konuda seninle konuşmak istiyordum. | Open Subtitles | نعم. أنا كان يريد كيندا أن أتحدث إليكم عن ذلك أيضا. |
| Bak Ed, seninle konuşmak istediğim bir konu var. | Open Subtitles | الاستماع، إد، هناك شيء كنت أريد أن أتحدث إليكم عن. |
| Deej, seninle bir konu hakkında konuşmalıyım. | Open Subtitles | مهلا، Deej، لقد معنى أن أتحدث إليكم عن شيء. |
| Seninle bir şey hakkında konuşmalıyım. | Open Subtitles | أحتاج أن أتحدث إليكم عن شيء. |
| Koç Nelson'un yolladığı e-posta hakkında konuşmak istiyordum. -Ne? | Open Subtitles | أريد أن أتحدث إليكم عن المدرب البريد الإلكتروني نيلسون أرسل لك. |
| Seninle, düğün şarkın hakkında konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | أردت أن أتحدث إليكم عن موضوع المزج في زفافكم. |
| Seninle Lauren hakkında konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | أردت فقط أن أتحدث إليكم عن لورين هل تحدثتي إلى زوجها؟ |
| Toplumumuzun en korunmasız bireylerinin sağlık ve bakımları hakkında konuşmak istiyorum. Bu insanlar en karmaşık sağlık problemleri ile uğraşmaktalar. | TED | أود أن أتحدث إليكم عن صحة ورعاية السكان الأكثر ضعفا في بلدنا، أولئك الذين يتعاملون مع القضايا الصحية الأكثر تعقيدا وخطرا. |
| - Buraya seninle bir şeyler hakkında konuşmak için geldim. - Tamam. | Open Subtitles | جئت به ل أريد أن أتحدث إليكم عن شيء. |
| Seninle Curtis Bradshaw hakkında konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أتحدث إليكم عن برادشو كورتيس. |
| Simon Lewis hakkında konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أتحدث إليكم عن سيمون لويس. |
| Ben, seninle konuşmak istediğim bir konu vardı. | Open Subtitles | أم... بن، هناك شيء ولقد تم يعني أن أتحدث إليكم عن. |
| seninle konuşmak istediğim bir şey var. | Open Subtitles | هناك شيء أنا أريد أن أتحدث إليكم عن. |
| seninle konuşmak istediğim bir konu var. | Open Subtitles | هناك شيء أريد أن أتحدث إليكم عن. |