Tıp fakültesini bitirdikten sonra evlenmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أتخرّج من كليّة الطب قبل أن أتزوّج |
evlenmek, güzel bir ev sahibi olmak ve eve gelince eşimin beni öpmesi bana ait bir aile... | Open Subtitles | أن أتزوّج في منزل جميل، وزوج يقبلنّي عندما يعود إلى البيت. عائلة تكون ملكي. |
"Saklambaç sona erdi, ben evleniyorum." | Open Subtitles | "إن زمن اللهو قد فات آن الآن أن أتزوّج " |
Sevmediğim biriyle evlenmeyeceğim veya ona yardım edişimin verdiği tatmin duygusunu ona yaşatmayacağım. | Open Subtitles | لن أتزوّج فتاةً لا أحبّها، و لن أعطي ذاك الطاغية شعورَ الرضى بمساعدته. |
Evet, ben de bu yüzden hiç evlenmedim zaten. | Open Subtitles | أجل، هذا هو سبب أنني لم أتزوّج أبدًا |
30'una gelince, benim Evleneceğim gün için bir kolye yapacaktı. | Open Subtitles | قالت ستضعه حول رقبتي حين أتزوّج. بدأت الجمع عندما كانت في الثامنة عشر. |
Sözmü ? Evlendiğim zaman. | Open Subtitles | عـدني، عندما أتزوّج |
Görüyorsun ya, benim aslında hiç evlenmemem gerekiyordu. | Open Subtitles | الشيء بالنسبة لي أنّه لم يكن يجدر بي أن أتزوّج أبداً |
Ve bu yüzden de, neredeyse kazara en yakın arkadaşımın nişanlısıyla evleniyordum. | Open Subtitles | و هكذا كدتُ أتزوّج خطيبَ أعزّ صديقة. |
Ama bir daha evlenmek istemiyorum. | Open Subtitles | لكن لا أريد أن أتزوّج من جديد. |
Yabancı biriyle evlenmek istemiyorum. | Open Subtitles | كما تعلمون، لا أريد أن أتزوّج من غريب أو أيّ شيء... |
Ve günün birinde birisiyle evlenmek | Open Subtitles | وفي المستقبل، أتزوّج بمخلوق فضائي |
Şunu aklımdan geçirdim, "Bu kızla evlenmek istiyorum." | Open Subtitles | ثم فكرتُ بأني يجب أن أتزوّج هذه الفتاه. |
Bu iş bitince iyi bir adamla evlenmek istiyorum. | Open Subtitles | بعد هذه المهمّة... أريد أن أتزوّج... كلاّ، فقط نعيش معًا. |
- Ben evleniyorum. | Open Subtitles | -سوف أتزوّج -هل أنتِ واثقة من ذلك ؟ |
Hayallerimin kadınıyla iki kere evleniyorum. | Open Subtitles | أتزوّج امرأة أحلامي مرّتين. |
Evlendirme dairesinde çalışıyorum ama asla evlenmeyeceğim. | Open Subtitles | ،أعملُ في مكتبِ الزواج لكنّني لن أتزوّج أبدا |
evlenmedim ki. Ben öyle duymadım ama. Artık kocan varmış. | Open Subtitles | أنا لم أتزوّج - هذا ليس ما سمعتُه ، سمعتُ أنّ لديكِ زوج - |
Babam hayatımın her anını önceden planlamıştı. Evleneceğim kişi de buna dahil. | Open Subtitles | لقد خطّط أبي لكلِ جانبٍ مِن حياتي، بمَا فيهم من عليَّ أن أتزوّج |
Evlendiğim falan yok benim. | Open Subtitles | لم أتزوّج |
Hayatımda ondan daha güzel bir şey olamayacağından emin oluncaya kadar evlenmemem gerektiğine karar verdim. | Open Subtitles | أني لن أتزوّج حتى أكون واثقًا من أنه لن يحدث لي أمر جيد في حياتي |
- Durma, gül. Neredeyse Oz'dan bir yaratıkla evleniyordum. | Open Subtitles | هيّا اضحك، كدتُ أتزوّج وحشاً مِنْ "أوز"، هذا مضحك |
Füzyoncu, bak ne düşündüm. İnka soyundan gelen biriyle evlenip, bir yerli partisi kurmalıyım. | Open Subtitles | أعتقد أنني يجب أن أتزوّج من فتاه من إنكا ونلتحق بالحزب الشعبي |
evlenmemi Tanrı istemiyor. Sen istiyorsun. | Open Subtitles | إن الله لم يُقدّر لي الزواج بعد أنتِ مَن تُريديني أن أتزوّج |
Önce, Lex ile evlenmezsem, Clark'ı öldüreceğini söyledin. | Open Subtitles | (أولا تخبرني بأنّك سقتل (كلارك) إذا لم أتزوّج (ليكس |
Ben evlenmiyorum ki! | Open Subtitles | لن أتزوّج لست مخطوبة حتى |