Andy hayal bile edemeyeceğim bok kokulu pislik içinde özgürlüğe doğru 500 metre emeklemiş. | Open Subtitles | أندى زحف الى الحرية خلال 500 ياردة من رائحة عفنه لا أتصورها |
Ama onun son derece solgun olduğunu hayal ediyorum. | Open Subtitles | لكنى أتصورها كما لو كانت شاحبة ..جداً. جدا |
hayal edemeyeceğim bütçesine rağmen Medellin direkt DVD'si çıkacaklar arasına girdi bile. | Open Subtitles | بميزانية لا أتصورها حتى، سيصدر مباشرة في السوق إن أمكنكم التصديق |
Mina'ya, onu çıplak hayal etmeden bakamıyorum ki bu harika. | Open Subtitles | بدون أن أتصورها وهى عارية والذى يبدو رائعا |
Atlas'taki her bir notayı, senle farklı yerlerde farklı çağlarda, tekrar tekrar karşılaştığımızı hayal ederek yazdım. | Open Subtitles | ،هناك قطاعات بأكملها أتصورها لنا لنتقابل مجدداً في حيوات .أخرى وأزمنة أخرى |
hayal bile edemeyeceğim herhangi bir maceranın aksine. | Open Subtitles | ستكون بخلاف أي مغامرة يمكن أن أتصورها أكثر من أي وقت مضى. |
Belki de onun sahibi olabileceğini hayal edebildiğim tek yüz aşık olduğum yüzdür. | Open Subtitles | رُبما الوجه الوحيد الذي أتصورها به هو الوجه الذي وقعت في حبه |
hayal bile edemeyeceğim şeyler yapmıştım. | Open Subtitles | لقد فعلت أشياءاً لم أكن أتصورها يوماً |
Rafa'yı odasına kadar takip ettim, aynen hayal ettiğim gibiydi. | Open Subtitles | "ذهبت مع رافا إلى غرفته, "التي كانت بالضبط كما كنت أتصورها |
...hayal bile edemeyeceğim şekillerde. | Open Subtitles | بطريقة لا يمكنني حتى أن أتصورها. |
Belki de hayal etmek istemiyorum. | Open Subtitles | أو ربما لا أريد أن أتصورها |
Ne komik. Bir erkek hayal etmiştim. | Open Subtitles | أمر مضحك ، كنت أتصورها رجل |
Joe'nin müşterilerle hayal edemeyeceğim bağlantıları vardı. | Open Subtitles | بطرق لم أتصورها قط |