| Ivan, Seninle konuşmam gerek, çok acil! | Open Subtitles | إيفان .. يجب أن أتكلم معك إنها مسألة حياة أو موت |
| Alvin, geç oldu. Biliyorum, ama Seninle konuşmam gerekiyor. | Open Subtitles | أعلم ذلك، ولكنني أريد أن أتكلم معك الآن. |
| Düzenlediğin yemek ve Seninle konuşmak için geldim. | Open Subtitles | لقد جئت لكي أحضر مأدبة عشاءك و لكي أتكلم معك |
| Seninle konuşmak istiyorum. Ayrıca kızla da. Kız nerede? | Open Subtitles | أريد أن أتكلم معك و إلى الفتاة ايضاً، أين هي؟ |
| Artık Seninle konuşmuyorum. Artık fısıldayacağım. | Open Subtitles | أنا لن أتكلم معك مره أخرى في الحقيقة , سوف أهمس |
| Stefano, sadece seninle konuşuyorum başkalarıyla değil. | Open Subtitles | ستيفانو، أنا أتكلم معك فقط ليس مع أي شخص آخر |
| seninle konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | ! هل يمكنني أن أتكلم معك لخمس دقائق . مستحيل - |
| Evet şu anda polis için çalışıyorum ve Seninle konuşmam gereken şeyler var. | Open Subtitles | حالياً أنا أعمل في الشرطة وهناك شيء أريد أن أتكلم معك عنه |
| Evet şu anda polis için çalışıyorum ve Seninle konuşmam gereken şeyler var. | Open Subtitles | حالياً أنا أعمل في الشرطة وهناك شيء أريد أن أتكلم معك عنه |
| Aslında buraya yemek yemek için gelmedim. Seninle konuşmam lazım. | Open Subtitles | في الحقيقة, أنا لست هنا لآكل أريدان أتكلم معك |
| Bana tekrar çıkma teklif etti, ben de evet dedim ardından ilk önce Seninle konuşmam gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | حسنا, لقد طلب مني بالخروج معه مجددا و وافقت على ذلك ثم فكرت أنه يجب علي أن أتكلم معك اولا |
| Lüks dairende saklanıp durma. Seninle konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | لا تختبئ وراء شقتك المبهرجة أريد أن أتكلم معك |
| Lüks dairende saklanıp durma. Seninle konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | لا تختبئ وراء شقتك المبهرجة أريد أن أتكلم معك |
| Yaşam düzenini değiştirmekten söz açılmışken bir şey hakkında, daha doğrusu biri hakkında Seninle konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | بمناسبة الكلام عن أن الحياة تتغير يوجد شيء أو حقيقة شخص أريد أن أتكلم معك عنه |
| Yaşam düzenini değiştirmekten söz açılmışken bir şey hakkında, daha doğrusu biri hakkında Seninle konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | بمناسبة الكلام عن أن الحياة تتغير يوجد شيء أو حقيقة شخص أريد أن أتكلم معك عنه |
| Bir kelime daha yok. Seninle konuşmuyorum. Seçeneklerin başkalarını tehlikeye sokuyor. | Open Subtitles | ليس هناك كلمة اخرى أنا لن أتكلم معك |
| seninle konuşuyorum. | Open Subtitles | رايموند، دع هذه أحاول أن أتكلم معك |
| - Jack, seninle konuşabilir miyim? | Open Subtitles | هل بالإمكان أن أتكلم معك ؟ |
| - Tamam o benimle çekil. Teğmen, sizinle özel olarak konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | حضرة الملازم، أود أن أتكلم معك على انفراد من فضلك |
| Eğer biraz beklerseniz, Sizinle konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | لو يمكنك البقاء قليلاً فأريد أن أتكلم معك. |
| Dr. Hendrix, polis. Sizinle konuşmam gerek. | Open Subtitles | دكتور هندريكس، هنا الشرطة أريد أن أتكلم معك |
| - Sizinle konuşabilir miyim? | Open Subtitles | -هل لى أن أتكلم معك ؟ |
| Sen de! sana söylüyorum! | Open Subtitles | انت أيضاً أتكلم معك |
| Böyle kendini kaybetmiş bir durumdayken seninle konuşmayacağım. | Open Subtitles | أنا لن أتكلم معك حتى تصبح تتمكن السيطرة على هذا الموقف. |
| Sırf odadaki zaman değil. Seninle konuşurken, seni dinlerken aramızda bir bağ oluştu. 18 yaşında olduğunu unuttum, sen de benim-- | Open Subtitles | عندما كنت أتكلم معك, الإستماع عند تواصلنا, نسيت بأنك في الـ18. |