| Biliyor musun, Charlotte? sana güveniyorum ve bu gece eğlenmeni istiyorum. Gerçekten. | Open Subtitles | أتعلمين يا تشارليت أنا أثق بك , يجب ان تستمتعي بوقتك الليلة |
| Seksi bir İsveçliyi işe almak "sana güveniyorum, bakıcıya değil," demekti. | Open Subtitles | تعيين سويدية مثيرة كانت طريقتي للقول أثق بك كي لا تخونني |
| sana güvenmiyorum, tamam mı? Ama en yakın arkadaşımın başı dertte. | Open Subtitles | أنا لا أثق بك ، لكن أعز صديقة لدي في مشكل |
| Sana güvenmek istiyorum. Ama bunu zorlaştırıyorsun. | Open Subtitles | أريد حقاً أن أثق بك لكنك تجعل هذا صعباً جداً علي |
| sana güvenmemi istiyorsun, ama bana doğruları söyleyecek kadar güvenmiyorsun. | Open Subtitles | تريدني أن أثق بك لكنك لا تثق بي لتخبرني الحقيقة |
| Burası hakkında, bizim hakkımızda... kimseye bir şey söylememeni istesem... bu konuda Sana güvenebilir miyim? | Open Subtitles | اذا سألتك أن لا تخبر أحدا عني و عن هذا المكان و عنا أيمكنني أن أثق بك في أمر كهذا ؟ |
| Neyse, eğer bana güvenmemi istiyorsan benim da sana güvenmem âdil olur, değil mi? | Open Subtitles | و على أي حال إن كنت أريدك أن تثقي في فعلىَّ أن أثق بك أيضا |
| Kardo kardoyayız. Hem en iyi arkadaşım hem de sağdıcımsın. Elbette sana güveniyorum. | Open Subtitles | كما تعلم, من صديق لصديقه فأنت أعز أصدقائي و إشبيني فبالطبع أثق بك |
| Tabii ki sana güveniyorum ama kafayı yemiş gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | بالطبع أنا أثق بك. ولكن كنت يتصرف مثل مجنون سخيف. |
| Annene bu mektupla ilgili ne istersen söyle. sana güveniyorum. | Open Subtitles | "أنا أثق بك لتخبر أمك ما رأيك فى هذا الخطاب |
| Tabii sana güveniyorum. sana güveniyorum. Sadece bana gerçeği söylemeni istiyorum. | Open Subtitles | أنا أثق بك أريدك فقط أن تخبريني بالحقيقة |
| Ben sana güveniyorum. Diğer çocuklarda güveniyor. Onlar sadece bilmiyorlar. | Open Subtitles | أنا أثق بك وبالباقون يثقون بك لكنهم لا يعرفون ذلك، عليك مكالمتهم |
| - Biliyormusun, beni şaşırtmaktan hiç vazgeçmiyorsun. - Saymak zorunda değilsin, sana güveniyorum adamım. | Open Subtitles | أنت لا تثق بى إطلاقا لا تبدأ , أنا أثق بك |
| Ben de sana güvenmiyorum. Bu pakette ne var? | Open Subtitles | و انا ايضا لا أثق بك ماذا يوجد في ذلك الصندوق؟ |
| Ve suçlular da insanların kendilerine güvenmemelerine alışık olduklarından, ben de sana güvenmiyorum. | Open Subtitles | و المجرمين أعتادوا على أن يجعلوا الناس لا يثقون فيهم و بما أننى لا أثق بك |
| sana güvenmiyorum, çünkü seni tanımıyorum. | Open Subtitles | ارأيت انا لا أثق بك لأنني لا أعرفك بحق الجحيم |
| Sana güvenmek istiyorum ama güvenilir bir şeye, kanıta ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا أريد أن أثق بك لكني بحاجة إلى شئ يمكن الإعتماد عليه دليل |
| Bunun olacağını biliyordun, değil mi? sana güvenmemi sağladın! | Open Subtitles | أنت كنت تعلم أن هذا سيحدث أنت جعلتنى أثق بك |
| Ama hâlâ Sana güvenebilir miyim bilmiyorum. | Open Subtitles | لكنى مازلت لا أعرف اذا كان بامكانى أن أثق بك. |
| sana güvenmem gerek. | Open Subtitles | ماذا؟ أحتاج أن أعرف إن كنت أستطيع أن أثق بك |
| Önce bu konuda sana güveneyim sana parayı veririm herkes kendi yoluna gider ve bu pazarlık da burada biter. | Open Subtitles | سوف أثق بك ..سأعطيك المال أنا وأنت سوف وهذا الاتفاق سوف ينهي المسألة برمتها |
| Bunu yapmamalıyım biliyorum ama çok gerideyim ve Sana güvenebileceğimi biliyorum. | Open Subtitles | اسمعي, أعلم أنّه ماكان عليّ فعل هذا أنا متأخرة كثيراً وأنا أشعر أنّه يمكنني أن أثق بك |
| Kusura bakma, biliyorum geç oldu ama sana bir şey söylemem gerek, ve bunu sırf sana güvendiğim için söylüyorum. | Open Subtitles | انظري، أنا آسف، أعلم أنه في وقت متأخر جداً، لكن أريد أن أخبرك شيئاً، وأنا أخبرك فقط لأنني أثق بك. |
| Yanlış insanlarla yakınlık kurdun. sana güvenemem artık. | Open Subtitles | أنت تقحم الأشخاص الخطأ بقلبك ولا يمكنني أن أثق بك |
| Bana güvendiğin sürece sana güvenebilirim ben de. | Open Subtitles | حسنا ، في اقرب وقت ستثقي بي ، يمكنني ان أثق بك. |
| Sana güvenmediğimden değil, sadece meslekî tehlikeden dolayı. | Open Subtitles | ليس الأمر أني لا أثق بك بل نوع من التأمين |
| Benim güvenimi istiyorsunuz. | Open Subtitles | لقد قلت أنك تريدنى أن أثق بك فيجب عليك أن تثق بى |