uyurken kaçırılan Daisy Armstrong'un aranması | Open Subtitles | البحث فى إتجاه الشرق عن إبنة أرمسترونج إختطفت أثناء نومها فى منزل العائله |
Karımın uyurken ısırma huyu var da. | Open Subtitles | زوجتى لديها دوافع حيوانيه أثناء نومها و ـــ |
Karabasan kadınlar uyurken saldıran bir Şeytan ruhudur. | Open Subtitles | الكابوس هو روح شريرة يهاجم النساء أثناء نومها |
Evet, uyku bozukluğu var. uykusunda yürüyor. | Open Subtitles | نعم، لديها مرض المشي أثناء النوم إنها تمشي أثناء نومها |
uykusunda öldüğü için, duman yutmasının acı ve çilesini hafifletmiş olabileceği yönünde tanıklık edecek uzmanları var. | Open Subtitles | لديهم خبراء سيشهدون ان منذ انها ماتت أثناء نومها فتنشق الدخان عزل ألمها و معاناتها في الحقيقة |
Doktor, onun uykusunda huzur içinde öldüğünü söylerseniz-- | Open Subtitles | ماتت بسلام أثناء نومها قلت إحتمالاً حتى مع إحتمالاً |
Doktorlar uykusundayken gelip testler yaptılar. | Open Subtitles | أتى أطباء وفحصوها طبياً أثناء نومها. |
Onu uyurken izliyor. Bu nasıl sapıkça olmuyor? | Open Subtitles | ،إنه يراقبها أثناء نومها كيف لا يكون هذا تحرّشاً؟ |
Odasına girmişler, ayıcığıyla uyurken alıp götürmüşler. | Open Subtitles | دخلوا غرفتها واختطفوها أثناء نومها جوار دميتها الدبّ |
Durum böyle değil, efendim ama insanlar uyurken böyle şeyleri yapabilirler. | Open Subtitles | أنا لا أستبعد أي شيئ ، فالناس تفعلَ أشياءا ًً غريبة أثناء نومها |
Claire ne tür bir resim istediğimi sordu ben de onun uyurken bir resmini istediğimi söyledim çünkü, uyurken çok güzel oluyor. | Open Subtitles | و أجبت باني أريد واحدة تبدو نائمة فيها، لأنها تبدو جميلة جداً أثناء نومها. |
uyurken bile kaşınan bir kadınla ilgili bir vaka vardı. | Open Subtitles | ثمة حالة موَثقة عن امرأة لمْ تستطع التوقف عن الحكة, حتى أثناء نومها. |
O uyurken üç gün önce bir kız çocuğu doğurmuş olan bir cariye efendisine bir erkek çocuğu sunarak memnun edeceğini umarak değersiz kızını seninle değiştirmiş. | Open Subtitles | و أثناء نومها كان هناك عشيقة ولدت بنت قبلها بيوم بدلت بنتها عديمة الفائدة بك |
Ben hayatımın aşkını öldürdüm. uyurken canlı canlı yaktım onu. | Open Subtitles | قتلت حبّ حياتي، حرقتها حيّة أثناء نومها. |
uykusunda öldü. Karma olsa gerek. | Open Subtitles | . لقد ماتت أثناء نومها أظنّ أنّه كان بسبب مرض |
Bizzy, anevrizma geçirip uykusunda öldü. | Open Subtitles | بيزي أصيبت بتمدد للأوعيه الدموية وتوفيت أثناء نومها |
Doktorlar uykusunda gelip üstünde deneyler yapıyorlardı. | Open Subtitles | الأطباء جاءوا وفحصوها طبياً أثناء نومها. |
uykusunda huzur içinde ölen hoş, yaşlı bir hanımefendiydi. | Open Subtitles | لقد كانت إمرأة لطيفة والتي فارقت الحياة بسلام أثناء نومها |
- Boğuşma izi de yok. Muhtemelen uykusunda kaçırıldı. | Open Subtitles | لا توجد علامات على صراع، على الأرجح أنّها قد إختُطفت أثناء نومها. |
Teknik olarak uykusunda öldüğü halde, | Open Subtitles | لأنه على الرغم أنها تقنيًا ماتت أثناء نومها |