Buraya Kuzeydoğulu ukala bir piçten nutuk dinlemeye gelmedim ben. | Open Subtitles | أنا لم أجئ لأحَاضر من قبل صغير مغرور من المنظقة الشّمالية الشّرقيّة |
Beni yanlış anlamışsın. Buraya seninle dövüşmeye gelmedim. | Open Subtitles | إنّك فهمت نواياي بالخطأ، لم أجئ هنا لقتالك بالمرّة. |
Galeri için gelmedim, bir sorun var. Telefonunu da açmiyordun. | Open Subtitles | لم أجئ للعرض، إنّما لديّ مشكلة وإنّك لا تردّ على هاتفك. |
Sorun çıkarmayacağım, kimseye zarar vermek için gelmedim. | Open Subtitles | انظرن، إنّي مسالمة، لم أجئ لأؤذي أي أحد. |
Ah, teknem görülemeyecek kadar küçük. Ve buraya kabuk toplamaya hep gelirim. | Open Subtitles | مركبى صغير جدا لكى يلاحظ و أجئ فى أغلب الأحيان هنا للحصول على المحار |
Ve komşular ben yanlarında gelmezsem kalmalarına izin vermişti. | Open Subtitles | و سمح لهم جيراننا بالإقامة لديهم على شرط ألا أجئ معهم |
Birkaç senedir yaptırmadım ama onun için gelmedim buraya. | Open Subtitles | فلم يفحصني طبيب منذ بضع سنين، لكنّي لم أجئ لهذا الغرض. |
Buraya baharda hiç gelmedim. | Open Subtitles | إننى لم أجئ إلى هنا قط فى هذا الفصل |
Ben buraya Hillsboro'yu değiştirmeye gelmedim. | Open Subtitles | إننى لم أجئ إلى هنا لأجعل " هيلزبورو " مختلفة |
Buraya sana hoşçakal demeye gelmedim. | Open Subtitles | ولكنني لم أجئ إلي هنا كي أودعك |
Buraya zarar ziyan maksadıyla gelmedim! Bir şey sormak istiyorum! | Open Subtitles | لم أجئ حاملًا الأذى لأحد، بل إنّي أحمل سؤالًا يتحتّم أن أطرحه! |
Açık olayım, arkadaş falan değiliz ve seni serbest bırakmak için gelmedim. | Open Subtitles | للإيضاح، لسنا صديقين، ولم أجئ لتحريرك. |
Senin oyunu kazanmak için buraya gelmedim, Jack. | Open Subtitles | لكني لم أجئ إلى هنا لربح صوتك, جاك |
Buraya kimseyi incitmeye gelmedim. | Open Subtitles | لم أجئ إلي هنا لأيذاء أي شخص |
Buraya sana zarar vermek için gelmedim, Jen. Buraya her zaman istediğin şeyi vermek için geldim. | Open Subtitles | لم أجئ لأؤذيك يا (جين)، بل لأعطيك ما وددتِه دومًا. |
Buraya sanat görmeye gelmedim. | Open Subtitles | لم أجئ لأقدّر الفنّ. |
Buraya birilerini öldürmek için gelmedim ki. | Open Subtitles | لم أجئ هنا بُغية قتل أحد. |
Buraya seni suçlamaya gelmedim, Stefan. Yapmamız gerekeni yapma sebebimizi anlaman için geldim. | Open Subtitles | لم أجئ للومك يا (ستيفان)، بل لأفهّمك سبب ما اضطررنا لفعله. |
Buraya birilerini öldürmek için gelmedim ki. | Open Subtitles | لم أجئ هنا بُغية قتل أحد. |
Buraya birilerini öldürmek için gelmedim ki. | Open Subtitles | لم أجئ هنا بُغية قتل أحد. |
Burada özel bir işim yok, çünkü düzenli olarak gelirim buraya. | Open Subtitles | لا داعى لوجودى هنا لأننى أجئ الى هنا بأنتظام |
Ve komşular ben yanlarında gelmezsem kalmalarına izin vermişti. | Open Subtitles | و سمح لهم جيراننا بالإقامة لديهم على شرط ألا أجئ معهم |