ويكيبيديا

    "أجبرني" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • zorladı
        
    • zorla
        
    • istedi
        
    • mecbur
        
    • zorlarsa
        
    • yaptırdı
        
    • zorladığı
        
    Onu sevdim, çünkü beni zorladı aramaya ve neşeye tutunmaya. TED إنني أحبه لأنه أجبرني على إيجاد البهجة و التعلق بها.
    Geçen hafta, stüdyoyla üç yıllık bir sözleşme daha imzalamaya zorladı beni. Open Subtitles في الإسبوع الماضي أجبرني على توقيع عقد لمدة ثلاثة سنوات مع الإستديو
    Sırf küçük düşürmek için toplantının ortasında açmaya zorladı beni. Open Subtitles أجبرني على الردّ خلال الإجتماع حتى يقوم بالتحقير مِن شأني.
    Ya biri beni kaçırır, zorla sesimi kaydeder, baş parmağımı da keserse? Open Subtitles ماذا لو خطفني أحدهم و أجبرني على تسجيل صوتي ثم قطع إبهامي؟
    Ev arkadaşına sahip olmanın avantajları. Ah haa. Erkek kardeşim üç yaşına geldiğinde, annemler odamı onunla paylaşmamı istedi. Open Subtitles هذهِ بركةُ حصولكِـ على شريكةٍ لغرفتكـِ عندما بلغَ أخي سنَّ الثالثةَ من عمرهِ أجبرني والدايَّ على مشاركتهِ الغرفه
    Bir kez daha işim, planları, son dakika değişikliğine mecbur bıraktı. Open Subtitles و لكن أجل.. مجددًا عملي أجبرني على تغيير مخططاتي في اللحظة الأخيرة
    Bu yüzden zaman çizgileri arası seyahati göstermem için zorladı. Open Subtitles و لهذا أجبرني على تعلميه طريقة السفر بين خطوط الأحداث
    Yaşım senin yaşından biraz büyükken babam beni Ruslar için çalışmaya zorladı. Open Subtitles لقد أجبرني أبي على الإنضمام للخدمة الروسيّة حين كنت أكبر منك قليلا
    Bu kabul edilemez sosyal adaletsizlik, beni, dünyamızdaki temiz su problemi için bir çözüm bulmaya zorladı. TED هذا الظلم الاجتماعي غير المقبول أجبرني على أن أرغب في إيجاد حل لمشكلة المياه النظيفة في كوكبنا.
    Kim zorladı beni? Open Subtitles كيف جاءت هذه الكلمات إلى شفاهي؟ من أجبرني لقوله؟
    Bunca yıldır hayatımda penisim baskın oldu, beni onun seçtiği yöne gitmeye... zorladı. Open Subtitles كُل تلكَ السنوات سيطرَ قضيبي على حياتي و أجبرني على المُضي في أي اتجاهٍ
    Sahnelerim bitince; beni taşınmaya ve numaramı değiştirmeye, gemileri yakmaya zorladı. Open Subtitles عندما صورت مشاهدي أجبرني علي الرحيل و غير رقم هاتفي، و أحرق كل جسوري.
    On yaşındayken, babam beni bir saat boyunca, durmaksızın top atma oynamaya zorladı. Open Subtitles عندما كنتُ في الـ 10 من عمري أجبرني أبي على الإمساك بالكرة ساعة كاملة من دون توقف
    Ne? Yemin ederim ben istemedim ama ona yardım etmeye zorladı beni. Open Subtitles أنظر، لم أكن أقصد أقسم بذلك، لقد أجبرني على مساعدته
    Sabah karşı gelip ona 5000 dolar depozitini vermeye zorladı. Open Subtitles لقد أتى بالفجر و أجبرني لأعطائه دينك الـ 5000
    Uzaklaştırma almak beni, olayları başka bir açıdan görmeye zorladı. Open Subtitles كَوَني فُصِلت من المدرسة أجبرني علي موازنة الأمور
    Beni zorla adamdan kovdu ve ben onu geri istiyorum. Open Subtitles حسناً، انه أجبرني على الخروج من جزيرتي ، وأريد العوده
    Önce beni çamaşır çekmecesine koydu, sonra suya soktu sonra da zorla köfte yedirdi. Open Subtitles أولا وضعني في درج الملابس الداخلية ثم دفعني تحت الماء ثم أجبرني على أكل الماتلوف
    Beni burada bıraktılar. Aslında zorla attılar. Open Subtitles هو أنزلني هناك أجبرني في الحقيقة للخروج من السيارة
    Yargıç öfke kontrolü için terapiye katılmamı istedi. Open Subtitles القاضي أجبرني على الذهاب لطبيب نفسي للتحكم في الغضب
    Doktor, beni kaynamış yiyecek yemeye mecbur etti ama bazen böyle şeyler de yiyorum. Open Subtitles لقد أجبرني الطبيب على تناول طعام مسلوق لكنني أحياناً آكل ما أحب
    Beni o makineye girmeye zorlarsa içerideki herkes tehlikeye düşer. Open Subtitles إن أجبرني على دخول الآلة فهؤلاء الناس بالداخل جميعهم في خطر
    Silahı ağzıma ben soktum... bunu bana o yaptırdı. Open Subtitles أنا وضعت المسدس في فمي، وهو أجبرني على فعل ذلك.
    Çünkü beni başka insanların sevişmesini izlemeye zorladığı için üzgündüm. Open Subtitles لأني كنت مستاءة و بعدها أجبرني على مشاهدة الناس يمارسون الجنس

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد