Bak, ben onun dikkatini dağıtmanın bir yolunu bulurum ve sende gizlice çıkarsın. | Open Subtitles | انظروا، سوف أجد طريقة ما ليصرف لها، ثم التسلل. |
Kendimi bu sıkıntıdan kurtarmanın bir yolunu bulacağım. | Open Subtitles | سوف أجد طريقة لأخرج من هذه الورطة بنفسي. |
Tek yapmam gereken yarın bir broker hesabı açmanın yolunu bulmak. | Open Subtitles | يجب علي فقط أن أجد طريقة . لأفتح حساب مالي غداً |
Belediye daha fazla celp kâğıdı göndermeden önce evi tamir etmenin bir yolunu bulmam gerek. | Open Subtitles | الان يجب أن أجد طريقة لإصلاح المنزل قبل أن تصفعني المدينة بمزيد من الاستشهادات. |
Ama hayatıma devam edecek yeni bir yol bulmam gerekiyordu. | Open Subtitles | ولكن توجب عليّ أن أجد طريقة جديدة للمضي في حياتي |
ya da olamayanlardan... bunu özel kılmanın bir yolunu bulmalıyım. | Open Subtitles | أو لم يحدث يجب أن أجد طريقة لأجعله مميزاً |
Bunun beni tüketeceğini anladığımda daha ilk zamanlardı, bende insanların beyinlerini bağışlamaları için başka bir yol bulmaya karar verdim. | TED | وبما أنني جديد علي هذا العمل بدأت أنزعج منه، قررت أن أجد طريقة أخرى أن أقنع الناس أن يتبرعوا بأدمغتهم لأجل هذا البحث. |
Diğer yandan, yaratıcılığımın kendi başarısıyla hayatta kaldığından emin olmak için bir yol bulmak zorundaydım. | TED | بعبارة أخرى، كان علي أن أجد طريقة ما أتأكد من خلالها أن إبداعي قد تجاوز نجاحه. |
Ailem bilgisayarımı ve telefonumu aldılar ve sana ulaşmanın bir yolunu bulamadım... | Open Subtitles | والداي أخذوا مني حاسوبي وهاتفي ولم أستطع أن أجد طريقة للوصول إليك |
beni elde etmesine izin vermeyeceğimi gösteren bir yol bulmalıyım. | Open Subtitles | يجب علي أن أجد طريقة لكي لا أتركه يصل إلي |
Yani, eğer başka bir yol bulamazsam o gidicek. | Open Subtitles | ما أريد قوله ، إذا لم أجد طريقة أخرى عندها ، ستذهب |
Ben erkeğim, bana iki tane dondurma çubuğu ve lastik ver ben onu sikmenin bir yolunu bulurum. | Open Subtitles | لا، أنا رجل. أعطنى قطعتى حلوة ومطاط. سوف أجد طريقة لمضاجعتها مثل مكغفير القذر |
Aşağı yukarı. Ya ateşbükmenin yeni bir yolunu bulurum ya da Avatar kendine yeni bir öğretmen bulmak zorunda kalır. | Open Subtitles | الأمر هو إما أن أجد طريقة جديدة لتسخير النار أو أن الأفاتار عليه أن يجد معلماً جديداً |
Sonra herkesi eve döndürmenin bir yolunu bulacağım. | Open Subtitles | حسنا لذلك لابد أن أجد طريقة حتى نرجع كلنا للمنزل |
Onları kendi başıma alt etmenin bir yolunu bulacağım. | Open Subtitles | سوف أجد طريقة للقضاء عليهم بنفسي،لا أريد أن يصيبك |
Andy'yi öldürmeden önce onu yok etmenin bir yolunu bulmak için. | Open Subtitles | حتى أجد طريقة لِهَزم شيطان الوقت قبل أن يقتل، أندي |
Karanlığı nasıl kaldırır ve insanlarla arasındaki bağı kırarız onun bir yolunu bulmam gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن أجد طريقة لرفع هذا الظلام، و كسر أيّما يكن الرابط بين أولئك الناس وذاك الكوكب. |
Yakında sakız çiğnemeyi bırakmak içinde bir yol bulmam gerekecek. | Open Subtitles | بالطبع, بعدها يجب أن أجد طريقة لأتخلى عن مضغ العلكة |
Mickey herşeyimi aldı.Geri almanın bir yolunu bulmalıyım. | Open Subtitles | ميكي أخذ كلّ شيء. يجب أن. أجد طريقة لأسترجع كل شيء. |
Hem seninle gelip, hem de keyif almamı sağlayacak bir yol bulmaya karar verdim. | Open Subtitles | لقد قررت أن أجد طريقة يمكني بها أن أحظى بهذه التجربة وأستمتع بها |
Bu geçişi normalleştirebilecek bir yol bulmak istedim, rahatsızlığın hastalıkla her zaman aynı şey olmadığını açıklamak için. | TED | أردت أن أجد طريقة لتوضيح أن ذلك الانتقال طبيعي، ولشرح أن عدم الارتياح ليس دائمًا مرادفًا للمرض. |
Çünkü müsait değildim, çünkü bu söylemenin bir yolunu bulamadım ve en çok da, bu konuda strese girmek istemedim. | Open Subtitles | لأني لم أجد طريقة لمصارحتها بالموضوع و الأهم من ذلك كله حيث لا أستطيع التعبير عن أهمية هذه النقطة |
Ama, enerjimi aktarmak için yeni bir yol bulmalıyım. | Open Subtitles | لكن علي فعل هذا ، يجب أن أجد . طريقة جديدة لأوجه إليها طاقتي |
Leeds ortalıklarda yok, Ange ayrıldı Evan ve Dylan işin eğlenceli kısmını yapıyorlar ve ben bunu durdurmak için bir yol bulamazsam cevaplamak istemediğimiz birçok soruya cevap vermek zorunda kalacağız. | Open Subtitles | ليدز) غائب دونَ إذن, (آنج) استقالت) آيفان) و (ديلن) يقومان بالأمور المرحة) وإن لم أجد طريقة لإيقاف هذا الأمر عندها سيكون هناك الكثير من الناس تسأل العديد من الأسئلة لا نريد الإجابة عنها |
Ben düzeltmenin bir yolunu bulana kadar, tüm düğmelerini kapalı tut. | Open Subtitles | ما لم أجد طريقة لحل هذه المشكلة وإبقاء مفاتيحك كلها مغلقة |
Askeri darbe değil. Alt tarafı, birlikte çalışabilmemizin bir yolunu bulmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | ليس انقلاباً أريد فقط أن أجد طريقة لنعمل معاً |
Eğer ona geri ödemenin bir yolunu bulmazsam, eğer şehri terk edersem bana yakın olan herkesi öldüreceğini söyledi. | Open Subtitles | لو لم أجد طريقة لأرد له الدين لو كنت تركت المدينة قال بأنه سيقتل كل شخص قريب مني |