"أجد طريقة" - Translation from Arabic to Turkish

    • yolunu bulurum
        
    • yolunu bulacağım
        
    • yolunu bulmak
        
    • yolunu bulmam
        
    • bir yol bulmam
        
    • yolunu bulmalıyım
        
    • yol bulmaya
        
    • bir yol bulmak
        
    • yolunu bulamadım
        
    • bir yol bulmalıyım
        
    • bir yol bulamazsam
        
    • yolunu bulana
        
    • bir yolunu bulmaya
        
    • bir yolunu bulmazsam
        
    Bak, ben onun dikkatini dağıtmanın bir yolunu bulurum ve sende gizlice çıkarsın. Open Subtitles انظروا، سوف أجد طريقة ما ليصرف لها، ثم التسلل.
    Kendimi bu sıkıntıdan kurtarmanın bir yolunu bulacağım. Open Subtitles سوف أجد طريقة لأخرج من هذه الورطة بنفسي.
    Tek yapmam gereken yarın bir broker hesabı açmanın yolunu bulmak. Open Subtitles يجب علي فقط أن أجد طريقة . لأفتح حساب مالي غداً
    Belediye daha fazla celp kâğıdı göndermeden önce evi tamir etmenin bir yolunu bulmam gerek. Open Subtitles الان يجب أن أجد طريقة لإصلاح المنزل قبل أن تصفعني المدينة بمزيد من الاستشهادات.
    Ama hayatıma devam edecek yeni bir yol bulmam gerekiyordu. Open Subtitles ولكن توجب عليّ أن أجد طريقة جديدة للمضي في حياتي
    ya da olamayanlardan... bunu özel kılmanın bir yolunu bulmalıyım. Open Subtitles أو لم يحدث يجب أن أجد طريقة لأجعله مميزاً
    Bunun beni tüketeceğini anladığımda daha ilk zamanlardı, bende insanların beyinlerini bağışlamaları için başka bir yol bulmaya karar verdim. TED وبما أنني جديد علي هذا العمل بدأت أنزعج منه، قررت أن أجد طريقة أخرى أن أقنع الناس أن يتبرعوا بأدمغتهم لأجل هذا البحث.
    Diğer yandan, yaratıcılığımın kendi başarısıyla hayatta kaldığından emin olmak için bir yol bulmak zorundaydım. TED بعبارة أخرى، كان علي أن أجد طريقة ما أتأكد من خلالها أن إبداعي قد تجاوز نجاحه.
    Ailem bilgisayarımı ve telefonumu aldılar ve sana ulaşmanın bir yolunu bulamadım... Open Subtitles والداي أخذوا مني حاسوبي وهاتفي ولم أستطع أن أجد طريقة للوصول إليك
    beni elde etmesine izin vermeyeceğimi gösteren bir yol bulmalıyım. Open Subtitles يجب علي أن أجد طريقة لكي لا أتركه يصل إلي
    Yani, eğer başka bir yol bulamazsam o gidicek. Open Subtitles ما أريد قوله ، إذا لم أجد طريقة أخرى عندها ، ستذهب
    Ben erkeğim, bana iki tane dondurma çubuğu ve lastik ver ben onu sikmenin bir yolunu bulurum. Open Subtitles لا، أنا رجل. أعطنى قطعتى حلوة ومطاط. سوف أجد طريقة لمضاجعتها مثل مكغفير القذر
    Aşağı yukarı. Ya ateşbükmenin yeni bir yolunu bulurum ya da Avatar kendine yeni bir öğretmen bulmak zorunda kalır. Open Subtitles الأمر هو إما أن أجد طريقة جديدة لتسخير النار أو أن الأفاتار عليه أن يجد معلماً جديداً
    Sonra herkesi eve döndürmenin bir yolunu bulacağım. Open Subtitles حسنا لذلك لابد أن أجد طريقة حتى نرجع كلنا للمنزل
    Onları kendi başıma alt etmenin bir yolunu bulacağım. Open Subtitles سوف أجد طريقة للقضاء عليهم بنفسي،لا أريد أن يصيبك
    Andy'yi öldürmeden önce onu yok etmenin bir yolunu bulmak için. Open Subtitles حتى أجد طريقة لِهَزم شيطان الوقت قبل أن يقتل، أندي
    Karanlığı nasıl kaldırır ve insanlarla arasındaki bağı kırarız onun bir yolunu bulmam gerekiyor. Open Subtitles يجب أن أجد طريقة لرفع هذا الظلام، و كسر أيّما يكن الرابط بين أولئك الناس وذاك الكوكب.
    Yakında sakız çiğnemeyi bırakmak içinde bir yol bulmam gerekecek. Open Subtitles بالطبع, بعدها يجب أن أجد طريقة لأتخلى عن مضغ العلكة
    Mickey herşeyimi aldı.Geri almanın bir yolunu bulmalıyım. Open Subtitles ميكي أخذ كلّ شيء. يجب أن. أجد طريقة لأسترجع كل شيء.
    Hem seninle gelip, hem de keyif almamı sağlayacak bir yol bulmaya karar verdim. Open Subtitles لقد قررت أن أجد طريقة يمكني بها أن أحظى بهذه التجربة وأستمتع بها
    Bu geçişi normalleştirebilecek bir yol bulmak istedim, rahatsızlığın hastalıkla her zaman aynı şey olmadığını açıklamak için. TED أردت أن أجد طريقة لتوضيح أن ذلك الانتقال طبيعي، ولشرح أن عدم الارتياح ليس دائمًا مرادفًا للمرض.
    Çünkü müsait değildim, çünkü bu söylemenin bir yolunu bulamadım ve en çok da, bu konuda strese girmek istemedim. Open Subtitles لأني لم أجد طريقة لمصارحتها بالموضوع و الأهم من ذلك كله حيث لا أستطيع التعبير عن أهمية هذه النقطة
    Ama, enerjimi aktarmak için yeni bir yol bulmalıyım. Open Subtitles لكن علي فعل هذا ، يجب أن أجد . طريقة جديدة لأوجه إليها طاقتي
    Leeds ortalıklarda yok, Ange ayrıldı Evan ve Dylan işin eğlenceli kısmını yapıyorlar ve ben bunu durdurmak için bir yol bulamazsam cevaplamak istemediğimiz birçok soruya cevap vermek zorunda kalacağız. Open Subtitles ليدز) غائب دونَ إذن, (آنج) استقالت) آيفان) و (ديلن) يقومان بالأمور المرحة) وإن لم أجد طريقة لإيقاف هذا الأمر عندها سيكون هناك الكثير من الناس تسأل العديد من الأسئلة لا نريد الإجابة عنها
    Ben düzeltmenin bir yolunu bulana kadar, tüm düğmelerini kapalı tut. Open Subtitles ما لم أجد طريقة لحل هذه المشكلة وإبقاء مفاتيحك كلها مغلقة
    Askeri darbe değil. Alt tarafı, birlikte çalışabilmemizin bir yolunu bulmaya çalışıyorum. Open Subtitles ليس انقلاباً أريد فقط أن أجد طريقة لنعمل معاً
    Eğer ona geri ödemenin bir yolunu bulmazsam, eğer şehri terk edersem bana yakın olan herkesi öldüreceğini söyledi. Open Subtitles لو لم أجد طريقة لأرد له الدين لو كنت تركت المدينة قال بأنه سيقتل كل شخص قريب مني

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more