Kızımla ilişki yaşamak konusunda ciddi niyetlerin varsa kendi iyiliğin için de söylüyorum esrar satmak dışında bir iş yapmayı düşünmelisin. | Open Subtitles | إن كنت جادًا بخصوص تكوين علاقة مع ابنتي ،من أجل مصلحتك عليك أن تفكر في شيء آخر إلى جانب بيع المخدرات |
Senin iyiliğin için bitmemiş gibi davranmasına izin verdim. | Open Subtitles | من أجل مصلحتك لم تزعم بذلك و لكنى جعلتها تزعم بذلك |
Kendi iyiliğin için sana yalvarıyorum bunun bir parçası olma en azından daha fazlasını öğrenene kadar. | Open Subtitles | من أجل مصلحتك الخاصة،أتوسل اليك لا تتدخلي أكثر في هذا. على الأقل حتى نعرف أكثر. |
Eğer iki saat içerisinde babam geri dönmezse kendi iyiliğiniz için yola koyulmalısınız. | Open Subtitles | إان لم يعد ابانا خلال ساعتان أنت يجب أن تكمل طريقك، من أجل مصلحتك. |
Tamam, kibarca söylüyorum, kendi iyiliğiniz için, daha ileri gitmeyin. | Open Subtitles | حسناً، إنني أطلب منك بلطف، ومن أجل مصلحتك الخاصة، ألاّ تفعل هذا |
O yüzden kendi iyiliğin için yüzüne gözüne bulaştırma. | Open Subtitles | لذلك لا تقم بإفشالها من أجل مصلحتك حسناً؟ |
Dinle, kendi iyiliğin için, seni geri getiremeyeceğim kadar uzağa gitme. | Open Subtitles | استمع ، من أجل مصلحتك لا تورط نفسك في أمور لا أستطيع إخراجك منها |
bunu yapmaktan hoşlanmıyorum fakat bu senin iyiliğin için. | Open Subtitles | يبدو أنك غير معجبة بهذا الآن ولكن هذا من أجل مصلحتك. |
Kendi iyiliğin için kendi kendine iyileşmeyi öğrenmelisin. | Open Subtitles | من أجل مصلحتك يجب أن تقومى بشفاء نفسك بمفردك |
Umarım senin iyiliğin için tazminat davası açmaya kalkmazlar. | Open Subtitles | وانا حقا آمل ومن أجل مصلحتك أن لا يقوموا برفع شكوى رسمية |
Ben size iyi şeyler dileyen sakın kapatma, bu senin iyiliğin için. | Open Subtitles | أنا من سيحقق أمنياتك لا تغلقي الهاتف, هذا من أجل مصلحتك |
Hayal kırıklığına uğrattıklarını, kurtaramadıklarını kendi iyiliğin için bir kenara bırakmalısın. | Open Subtitles | الأشخاص الذين خيبت أملهم و الذين لم تستطع انقاذهم عليك أن تنسى أمرهم من أجل مصلحتك |
Bana fikrini değiştirdiğini ve senin iyiliğin için sana hayır dememi istedi. | Open Subtitles | قال لي أنه أعاد النظر و طلب مني أن أقول لا لك من أجل مصلحتك |
Bunun hassas bir konu olduğunu biliyorum, ama kendi iyiliğin için bu bizi redd-i hakim konusuna geri getirecek. | Open Subtitles | أعرف أنه موضوع حساس لكن من أجل مصلحتك هذا يعيدنا إلى موضوع الامتناع |
Kendi iyiliğin için. | Open Subtitles | مع موافقه رئيس الشرطة من أجل مصلحتك |
- Üvey babanın bu isteği senin iyiliğin için. | Open Subtitles | تحدي زوج أمّكَ على الثروة من أجل مصلحتك |
Biliyorsun sadece, senin iyiliğin için konuşuyorum. | Open Subtitles | تعلمين أني أتحدث من أجل مصلحتك |
Senin duygularını çok fena inciteceğim ama inan bana Craig bu senin iyiliğin için. | Open Subtitles | سأقوم بجرح مشاعرك بشكل سيء ولكن "صدقني "كريغ إنه من أجل مصلحتك |
Sizin iyiliğiniz için, nefesinizi tutabileceğinizi umuyorum benim çay suyum kaynayana kadar. | Open Subtitles | أتمنى فقط من أجل مصلحتك أن تحبس أنفاسك بقدر الفترة التي يحتاجها إبريقي ليسخن |
Kendi iyiliğiniz için bunun ne kadar önemli olduğunun farkındasınızdır. | Open Subtitles | , من المهم أن تكوني على علمٍ بذلك من أجل مصلحتك |
Bu yüzden kendi iyiliğiniz için söylemek zorunda olduğunuzu şeyi açıklar mısınız? | Open Subtitles | لذا ، من فضلك ، من أجل مصلحتك ما الذي لديكَ لتقوله ؟ |