| Artık partimi sadece sevdiğim insanlarla geçireceğim. | Open Subtitles | الآن أستطيع قضاء حفلتى مع الإمرأتين اللتين أحبهما فعلاً |
| Bu masanın çevresinde dünyada en çok sevdiğim iki kişi var. | Open Subtitles | يجلس حول هذه الطاولة أكثر رجلين أحبهما بالعالم |
| "Bir zamanlar, çok çok uzaklarda bir yerde", çok sevdiğim, fakat boyunlarını koparmak istediğim iki velet yaşarmış. | Open Subtitles | في قديم الزمان في مكان بعيد كان هناك طفلان متذمّران أحبهما لكن تمنيت ليّ رقبيتهما أحياناً |
| "Ayrı yerlerde yaşarlar, Ama ikisini de çok severim" | Open Subtitles | ورغم أنهما يعيشان في مكانين مختلفين ولكني أحبهما بنفس القدر |
| Onları sevdiğimi ve bu akşam arayacağımı söyle. | Open Subtitles | ،أخبريهما بأنني أحبهما وأنني سأهاتفهما الليلة |
| Ben onları seviyorum, onlar beni sevmiyor. | Open Subtitles | أنا أحبهما . هما من لا تحبانني |
| Hayatta her şeyden çok sevdiğim iki şey vardı. | Open Subtitles | كان هناك شيئان أحبهما أكثر من أي شئ بالعالم |
| Çok sevdiğim ablam ve partnerime destek oluyorum sadece. | Open Subtitles | انا فقط أدعم شريكي و شقيقتي الذين أحبهما كثيرا |
| Ama, biliyorsun, sevdiğim bir işim var, sevdiğim bir kocam var, sevdiğim iki harika çocuğum var, sevdiğim bir evim var. | Open Subtitles | لكن لدي عمل أحبة و لدي زوج أحبة و طفلين رائعين أحبهما منزل احبة |
| Hayatımın en zor günüydü, sevdiğim iki adam arasında seçim yapmak. | Open Subtitles | كان اليوم الأصعب في حياتي، الإختيار بين رجلين أحبهما. |
| Bir araya gelmenizi istedim çünkü bu gezegende en çok sevdiğim kişilersiniz. | Open Subtitles | أنصتا ، أردتكما الأثنتين التواجد معاً لأنكما أكثر أثنتان أحبهما على هذا الكوكب |
| Eşit derecede sevdiğim iki kızım var. | Open Subtitles | أنا أم لابنتين أحبهما كلتيهما بالقدر ذاته |
| Çünkü bugün güzel bir gün ve en sevdiğim iki kişiyle birlikteyim. | Open Subtitles | فهذا اليوم يوم جميل وأنا مع الشخصين اللذين أحبهما كثيراً |
| Benim de bir kocam, bir babam ve çok sevdiğim iki oğlum var. | TED | أنا نفسي عندى زوج وأب وإثنين من الأبناء الذين أحبهما كثيراً . |
| Çok sevdiğim iki şey varsa, biri insanları evlendirmek diğeri de $5,000 dolar kazanmaktır. | Open Subtitles | هنالك شيئان أحبهما جمع الناس بالزواج و ربح 5 ألاف دولار - ماذا؟ |
| Çok sevdiğim iki şey varsa, biri insanları evlendirmek diğeri de $5,000 dolar kazanmaktır. | Open Subtitles | هنالك شيئان أحبهما جمع الناس بالزواج و ربح 5 ألاف دولار - ماذا؟ - |
| sevdiğim iki adamla beraber, Manhattan'da çok mutlu bir... | Open Subtitles | أعيش في مانهاتن مع رجلين أحبهما |
| Hayır, anne. Onları severim. | Open Subtitles | لا يا أمى أنا أحبهما |
| İkisini de severim. | Open Subtitles | أحبهما معاً |
| Onları severim. | Open Subtitles | أنا أحبهما. |
| Onları yaşamdan daha çok sevdiğimi onlar gibi biriyle hiç karşılaşmadığımı ve ebediyen özleyeceğimi. | Open Subtitles | أنّي أحبهما أكثر من الحياة نفسها... . ولم ألتقِ أبداً أحداً مثلهما |
| Bak, Elena, bunlar benimde çocuklarım. Ben onları seviyorum. | Open Subtitles | (إيلينا) إنهما ولداي وأنا أحبهما أتسمعينني؟ |