Yarın Haley'ye tekrar evlenme teklif edene kadar yüzüğü ben saklıyorum. | Open Subtitles | و أنا أحتفظ له به حتى يعرض عليها الزواج مجدداً غداً |
Bu harika bir fikir! Hem kredi kartı hala bende. | Open Subtitles | هذه فكرة رائعة، وأنا ما زلت أحتفظ ببطاقة الائتمان خاصته |
Burada bana ihtiyacınız yok. Bırakın çıkayım, lanet araba sizde kalsın. | Open Subtitles | إنّك لن تحتاجني هُنا، أتركني أرحل فحسب وأنت أحتفظ بسيارتي اللعينة. |
Bu sütü 6 haftadır fırının yanında saklıyordum. Enayi herif! | Open Subtitles | كنت أحتفظ بهذا الحليب جانب الفرن لمدة 6 أسابيع ، مغفل |
Sırf başkalarına anlatmasın diye yanımda tutuyorum. | Open Subtitles | أحتفظ به فقط لأمنعه من التحدث إلى الأخرين |
Hem bana kendini aç hem de sırlarını sakla diyemezsin. | Open Subtitles | لايمكن أن تخبريني بأن انفتح ثم تخبريني بأن أحتفظ بأسراري |
Alttaki çekmecede bir silah saklarım. Gerekirse diye, bilirsin. | Open Subtitles | أحتفظ بالمسدس في درج الملابس فقط في حالة حدوث طواريء كما تعلم |
Senin krallığına... bağlılık yemini edeceğim... artık krallığımızdaki her şey senin... bu halı hariç, onu kendime saklıyorum. | Open Subtitles | أنا أقدم لك الولاء لأنك الملك وكل ما فى المملكة ملكاً لك ماعدا هذا البساط لأنى أحتفظ به لنفسى |
Ben nasıl Sezar'ı Roma uğruna vurdumsa aynı hançeri kendime saklıyorum, yurdum için ölmem ne zaman gerekirse. | Open Subtitles | بما أني قتلت أعز صديق لي من أجل روما.. فإني أحتفظ بنفس الخنجر لنفسي.. متى ما كان قتل نفسي لمصلحة روما |
Onları bankada bir kasada saklıyorum. | Open Subtitles | انا أحتفظ بهم فى صندوق ايداع الامانات فى البنك |
Beni sevselerdi tüfeğimin bende kalmasına izin verir elime bu salak çifteyi tutuşturmazlardı. | Open Subtitles | لو أنني أعجتهم لسمحوا لي أن أحتفظ ببندقيتي و ليس بهذه البندقية التافهة |
Bu üniformanın bende olması bile mantıksız bende kalması için özel icazet vermişlerdi. | Open Subtitles | لا يفترض ان أحتفظ بذلك بعد الآن. لقد أعطوني ترخيص خاص لأحتفظ به. |
Satın alma herhangi bir sebepten iptal olursa ücretin %10'u bende kalır. | Open Subtitles | إذا فشل البيع لأي سبب كان أحتفظ بـ10 بالمئة من سعر البيع |
Paran kalsın. Bahse girmek doğru değildi zaten. | Open Subtitles | أحتفظ بالنقود فلم يكن من اللأئق الرهان علي هذا الأمر |
Sizde kalsın isterseniz. Cinayetle bir ilgileri varsa polislikten emekliliğimi isteyeceğim. | Open Subtitles | أحتفظ بهم لو أردت ، لو كان لهم علاقه بالجريمه سأتقاعد فورا |
Yatak odam banka kasasına benzemişti, değerli şeyleri orada saklıyordum. | Open Subtitles | حولت غرفة نومي إلى خزانة أحتفظ فيها بالأشياء المميزة هل هي نائمة؟ |
Bu kadınları Roma ahlakına olan saygımdan dolayı tutuyorum. | Open Subtitles | انا أحتفظ بهذه النساء بعيدا عن إحترامي للأخلاقيات الرومانية |
Bunu prensiplerimden ve benden bir hatıra olarak sakla. | Open Subtitles | أحتفظ به لأجل أن تتذكرني ، دائماً أحتفظ به معك، مفهوم؟ |
Ana karakterleri orada saklarım. Gönüllülerin ilk geldiklerinde içinde bulundukları orijinal kişilikleri. | Open Subtitles | حيث أحتفظ بالنسخ الأساسية ، وهى النسخ الأصلية لشخصيات للمتطوعين التى دخلوا بها إلى هنا |
Onu senin için saklayacağım. Geri döndüğünde içeceksin! | Open Subtitles | سوف أحتفظ به لك، وعندما تعود فسوف تشربه أنت |
Bu zeki Fransız beyefendisini hatırlatması için kutuyu saklamak istiyorum. | Open Subtitles | أود كثيراً لو أحتفظ به كتذكار حتى يذكرني برجل فرنسي فائق الذكاء |
Olmazsa senin için sakladığım daireyi satıveririm. | Open Subtitles | في أسوأ الأحوال, سأبيع الشقّة كنت أحتفظ بها من أجلك |
Mektubu hukuki delil ya da ipucu olarak saklamamı ister misin? | Open Subtitles | تريدني أن أحتفظ بالرسالة كدليل عدلي أو.. علامات ؟ |
Yarın bir seansımız var ve bunu konuşacağız, bu yüzden o düşünceyi aklında tut. | Open Subtitles | لدينا جلسة غداً ، سنتحدث عن ذلك أحتفظ بهذه التفكير |
Tüm bakım raporlarımı tam tutarım. 45 günde bir araç kontrolü... | Open Subtitles | أنا أحتفظ بسجلات دقيقة للصيانة و فحص للمركبات كل 45 يوم كما يقتضي القانون |
Starett'in telini bir süredir tutuyordum. | Open Subtitles | كنت أحتفظ بالأسلاك لستاريت منذ بعض الوقت |
Seni kendime yakın tutmak için arkadaşlarını kullanmama rağmen mi? | Open Subtitles | حتى بعد أن استغللت أصدقائك لكى أحتفظ بك بالقرب منى ؟ |