Ama kader bir kez kararını vermişti, arkasında soyundan kimseyi bırakamayacaktı. | Open Subtitles | لكن القدر قد قرر بأنه لا يجب أن يترك أحداً من جنسة ورائة |
Daha önce kimseyi sevmemiştim, annem ve köpeğim hariç. | Open Subtitles | أنا لم أُحب أحداً من قبل ما عدا .. ربما أمي و ذلك الجروالصغير عندما كنت صغيرا |
Hayır. Daha önce de söyledim. Ömrümde kimseyi öldürmedim. | Open Subtitles | كلا , كلا لقد أخبرتك من قبل أننى لم أقتل أحداً من قبل |
Doktor, daha önce kimseye söylemediğim bir şey söyleyeceğim. | Open Subtitles | أيها الطبيب سأخبرك بشئ لم أخبره به أحداً من قبل |
kimseye benden bahsettin mi? | Open Subtitles | هل سبق و أن أخبرت أحداً من قبل عني و عنكي ؟ |
Evet, çok garip. kimsenin başını ayağıma bu kadar yaklaştırmamıştım. | Open Subtitles | لم أدع أحداً من قبل يضع رأسه بالقرب من قدماي من قبل |
Hiç kimseyle görüşme yaptın mı? | Open Subtitles | هل جربت على الأقل أن تقابل أحداً من أجل الوظيفة؟ |
Senin yerine Bölge'den birini ayarlayayım. | Open Subtitles | سأجعل أحداً من "المقاطعة" يعفيك من منصبك |
Benim için ayağa kalkmaktan korkmayan bir askere ihtiyacım var | Open Subtitles | أحتاج جندياً لا يخاف أن يواجه أحداً من أجلي |
Haydi ama Clark. Sanki sen hiç kimseyi uzaktan izlememiştin. | Open Subtitles | هيا كلارك أخبرني بأنك لاتراقب أحداً من بعيد |
O miktarda bir sakinleştiriciye direnç gösteren kimseyi görmemiştim. | Open Subtitles | أنا لم أرَ أحداً من قبل يقاوم مسكّناً بتلك الكمية |
Daha önce hiç kimseyi öldürmedin. Benimle başlamayacaksın. | Open Subtitles | أنتَ لم تقتل أحداً من قبل ولن تبدأ ذلك بي |
kimseyi vurmak zorunda kalmamıştık. Daha önce öldürmemiz gereken kimseyle karşılaşmadım. | Open Subtitles | لكننا لم نطلق الرصاص أو نقتل أحداً من قبل |
Daha önce kimseyi bıçaklamadım. | Open Subtitles | كيف أفعلها؟ لم يسبق أن طعنتُ أحداً من قبل |
Sana nereden bulduğundan kimseye bahsetme dedim. | Open Subtitles | وقلت لك بان بأن لا تخبر أحداً من أين أتيته |
Sana daha önce kimseye söylemediğim bir şey söyleyebilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكنني أن أخبرك شيئاً لم أخبر به أحداً من قبل؟ |
CBI'dan kimsenin benimle bağlantı kurmasına izin verme ve kimseye bunlardan bahsetme. | Open Subtitles | لا تدعِ أحداً من المكتب يتّصل بي، ولا تخبري الحقيقة لأحد. |
Şimdiye kadar kimsenin yakalamadığı gerçeğini de eklersek, ilk yakalanışının çok kolay olduğunu anlamalıydım. | Open Subtitles | , والحقيقة أنه لم يصطاده أحداً من قبل لذا كان يجب أن أدرك بأن أولوية الأسر قد أنخفضت تماماً |
Bunu kimseyle paylaşmadım korumam gereken bir imajım var. | Open Subtitles | لم أخبر أحداً من العائلة بهذا، لذا.. لديّ خيال لأصونه. |
Bud, D.C.'nin ilk kuralı L.A.'den birini işe almamaktır. | Open Subtitles | بد), أول قاعدة في واشنطن) هي ألّا توظف أحداً من لوس انجلوس |