bir gün bizim bölümün kuzey ve güney yanlarını ayıran A ve B kapısının arasında beni kenara çekti. | TED | في أحد الأيام سحبني بين البابين أ و ب الذي يفصل الجانب الشمالي عن الجانب الجنوبي من وحدتنا السكنية. |
Natalia, eğer bir gün, bundan yıllar sonra bile olsa... | Open Subtitles | ،ناتاليا، في أحد الأيام حتى لو كان بعيداً في المستقبل |
bir gün senden ayrılsam beni Mardar gibi arar mısın? | Open Subtitles | إذا تركتك في أحد الأيام فهل ستبحث عني؟ مثل ماردار؟ |
birgün, her biri ya evlenecek ya da evlenmeyecek. | Open Subtitles | في أحد الأيام, كل واحدة منهن عندما ستتزوج أم لا, ما أروعهن |
Bir adam geçen gün başka bir arabaya çarptı. Uçarak benim taksiye geldi. | Open Subtitles | لقد أصيب رجل في أحد الأيام بسيارة أجرة و قد وصل إلى سيارتي |
Tek bir kelime söylemezdi. Ama bir gün eve giderken onunla karşılaştım. | Open Subtitles | لم نتحـدث مطلقـاً ولكن في أحد الأيام كنتُ عائدة للمنزل، فذهبتُ إليه. |
Sonra bir gün odasına gittim ve yatağının boş olduğunu gördüm. | Open Subtitles | في أحد الأيام ذهبت إلى غرفته ولاحظـت أن سريره كان فارغاً. |
Ne Easter Bunny'yi bilirler ne de bir gün... Tanrı'nın bizi çağıracağını. | Open Subtitles | أو عن أرنب عيد الفصح و في أحد الأيام عندما يستدعيهم الرب |
- 3-2-7-9. Böyle tuhaf bir gün işte. Her şey silinip gitmiş. | Open Subtitles | 3279 أنه أحد الأيام , كما تعلمين عندما كل شيئ يختفي فحسب |
Bu delikanlı bir gün birinci sınıf bir adli tabip olacak. | Open Subtitles | ذلك الشاب سيكون طبيبا شرعيا من الدرجة الأولى في أحد الأيام. |
Bu arada, bir gün, tezinde önemli bir yer tutan Gaudi'nin yaptığı Park Guell'i incelemeye giden Vicky birisiyle karşılaştı. | Open Subtitles | في الوقت الحالي في أحد الأيام و خلال ذهابها لتدرس تصميمات غاودي و المهم في أطروحتها فيكي حظيت بفرصة لقاء |
bir gün, Güney Afrika'da yeni bir yaşam kurmaya karar verdim. | Open Subtitles | وفي أحد الأيام قررت أن أبدأ حياة جديدة في جنوب أفريقيا |
bir gün öfkeli bir lezbiyeni çok memnun edeceksin sen. | Open Subtitles | سوف تجعلين امرأة سحاقية غاضبة سعيدهـ جدًا في أحد الأيام |
bir gün, peyzajcıma çek yazıyordum ve aniden kafama dank etti. | Open Subtitles | في أحد الأيام كنت أكتب شيك لمنسق حديقتي و فجأة أدركت |
bir gün ortadan kaybolur ve bir daha geri dönmezler. | Open Subtitles | خرجت في أحد الأيام ولم تعد، كأنها اختفت في الهواء. |
bir gün pederin biri genç bir rahibeyi arabayla evine götürüyormuş. | Open Subtitles | كاهن منح راهبة شابة توصيلة من الكنيسة للمنزل في أحد الأيام |
Tanığın dediklerine inan ve bir gün oğlum her şeyi yoluna koyacaksın. | Open Subtitles | تحلى بالإيمان، الشاهد قد تحدث و أنه في أحد الأيام أنت ابني |
Ve bir gün tutucu kesimin benim Facebook yayınından yok olduğunu farkedince şaşırmıştım. | TED | وهكذا تفاجأت حين لاحظت في أحد الأيام أن المحافظين قد اختفوا من تغذيتي الإخبارية على الفيسبوك. |
birgün onu seçtim ve onunla yatmaya karar verdim. | Open Subtitles | فقط احضرته في أحد الأيام وقررت أن ينبغي أن يكون هو الأول |
geçen gün televizyon izliyordum ve bir reklam gördüm, adamlar Hemingway mobilyaları pazarlıyorlardı. | Open Subtitles | أعني، كما تعلم كنت أشاهد التلفزيون في أحد الأيام وجاء إعلان لبيع أثاث المنزل الخاص بـ همنجواي |
Ve bu ufaklıkta günün birinde Dunder Mifflin kağıdı olabilir. | Open Subtitles | وهذا الجذع هنا قد يكون في أحد الأيام دندر ميفلين |
Beni suya batırıp bir daha da çıkarmayacakları o günlerden biri. | Open Subtitles | فى أحد الأيام سيغمرونى فى الماء ولن أستطع إنقاذ نفسى |
Sonra bir gün bir adamla tanıştı ona aşık oldu ve işi bıraktı. | Open Subtitles | ثم فى أحد الأيام قابلت رجل ووقعت فى حبه وتركت العمل |