Ama akşam yemeğine çağırarak, kardeşini iyileştirmeyeceğini sen de biliyorsun. | Open Subtitles | لكن, كما تعلمي, دعوتهم على العشاء لن يقوم بشفاء أخاه. |
Gözaltı kararı üzerinde asılıyken Chuck küçük kardeşini karşısına aldı ve ona polisten nasıl kaçılacağını anlatmaya başladı. | TED | ومع عقوبة المراقبة هذه التي تهدده، أقعد تشك أخاه الصغير وبدأ بتعليمه كيف يهرب من الشرطة. |
Peki, bilinmeyen bir sır onun erkek kardeşi, aslında Virtual Earth takımında çalışıyor. | TED | من الأسرار غير المعروفه أن أخاه في الواقع يعمل مع فريق الأرض الإفتراضية |
Tamam, kardeşi ruhsuz ve cinayete meyilli bir psikopattı ama öyle işte. | Open Subtitles | برغم أن أخاه كان قاتلًا قاسيًا مخبولًا، إلّا أنّه ما يزال أخاه. |
Bunu söylemek beni üzüyor ama yarın kardeşinin düğününde bulunmanı istemiyorum. | Open Subtitles | كما أعطي غداً لا أريد أن تكون في زواج أخاه راؤول |
Bu civardan geçiyordum da, kendi kendime "kardeşim, kardeşini unutmuş mudur acaba?" dedim. | Open Subtitles | لقد كنت ماراً من هنا فقلت لنفسي.. "أتسأل لو أن أخي تذكر أخاه" |
O bey işaretli desteyle oynanmayacağını... kardeşine öğretmeliydi. | Open Subtitles | كان يجب أن يعلم هذا الرجل المحترم أخاه ألا يغش فى لعب الورق |
Küçük kardeşini yetiştiriyor. Bilhassa sorun çıksın istemiyor. | Open Subtitles | الذي يربي أخاه الصغير والذي لا يهتم إلا بشؤونه الخاصة |
Ve şimdi Allah'ın da takdiriyle bir Hristiyan başka bir Hristiyan kardeşini öldürecek. | Open Subtitles | و الان سوف يأمر الله ان أخا مسيحيا سيقتل أخاه المسيحى |
Erkek kardeşini, Tokyo'daki askeri akademiye gönderdi. | Open Subtitles | . .. انه يرسل أخاه إلى الأكاديمية العسكرية في طوكيو |
Böyle bir şey yapmış olamaz." demiş kardeşini korumaya çalışmıştı. | Open Subtitles | مسحتيل أن يكون قد فعلها كان يحاول يُساعد أخاه |
kardeşi evinde yoktu ama onu yakalayacaklardır kesin, sorun yok. | Open Subtitles | أخاه ليس في المنزل، لكنّهم سيحرصون على القبض عليه، لامشكلة. |
Fredo kardeşi Michael'e ihanet ederken hepimiz ne yapılması gerektiğini biliyorduk, | TED | عندما خان فريدو أخاه مايكل، نعرف جميعا ما يجب فعله. |
kardeş, kardeşi öldürür, oğlunu öldüren babasını öldüren kardeşi. | Open Subtitles | الأخ يقتل أخاه الذي قتل والده الذي قتل ابنه. |
Ben neredeyse 3 yaşındaydım, Ve sen benim onun kardeşi olduğumu biliyordun. | Open Subtitles | كنت تقريباً في الثالثة من عمري وكنت تعرف بأنني أخاه |
kardeşinin öldürüldüğünü asla kabul etmezdi hâliyle tüm kayıtları yok ettirdi. | Open Subtitles | نعم، محال أن يعترف بأن أخاه قد قُتل، فأخفى الأمر كله |
"kardeşim bu tip şeylerden hoşlanmaz." demişti. | Open Subtitles | لكنه قال أن أخاه لا يحب فعل هذا. |
- İngilizce bilmez. Cebinden masraf ederek kardeşine destek olmaya gelmiş. | Open Subtitles | و قد حضر على نفقته الخاصة لمساندة أخاه فى ظل هذه الظروف العصيبة |
Prens Wu Luan'ın amcası öldürür Ağabeyi olan İmparatoru ve göz diker tahta ve İmparatoriçeye. | Open Subtitles | قُتل الامبراطور بواسطة أخاه عم الأمير واستولى على العرش والامبراطورية |
O daireye hiç girmediğini iddia ediyor. Sadece abisini binaya kadar takip ettiğini söylüyor ve güvenlik görüntüleri de anlattıklarını doğruluyor. | Open Subtitles | يدعي أنه لم يدخل الشُقَّة قط، بل تبع أخاه للمبنى، والمراقبة الأمنية توثّق ادّعاءه. |
Muhtemelen ahırın birinde kardeşiyle o acayip alet üzerinde çalışırken sızıp kalmıştır. | Open Subtitles | إنه على الأرجح في حظيرة يعمل على أداة غريبة الشكل مع أخاه الغريب |
Bu bebek çok şanslı bir çocuk olacak sen abisi olacağın için. | Open Subtitles | تعرف ياكلارك أن هذا الطفل سيكون محظوظاً لأنك أخاه الأكبر |
O domuz ağabeyini öldürdüğünden beri bütün lordlar tacı istiyor. | Open Subtitles | عندما قتل ذلك الخنزير أخاه كل لورد أراد أن يتوج |
Bunu halletmenin yolu budur zaten. Ne kadar sert vurursan kardeşin de o kadar hızlı normale döner. | Open Subtitles | ستكون هذه حركة جيدة صفعني بقوة لدرجة أن أخاه استقام |
Büyümesini izlerken herkes abisinin bir yıldız olacağını düşünüyordu. | Open Subtitles | خلال نشأته ظن الجميع أن أخاه الأكبر سيكون النجم |
Alex de ağabeyinin yaz kampına gittiğini söyledi. | Open Subtitles | وقال اليكس ان أخاه ذهب للمخيم الصيفي مرة |