"أخبرك بأن" - ترجمة من عربي إلى تركي

• söylemem
• demedim
• söylememi
• söylüyorum
• söylemedim
• söyleyeyim
• söylememiş
• diyorum size
• söylediğimde
• söyleyebilirim
• söyledi sana

Sana kaç kere daha söylemem gerekiyor? O piyonu yiyemezsin.
كم مرة علي أن أخبرك بأن لا تأخذي ذلك البيدق

Hortumda bir dostunu kurtarmak için gitmen, kabul edilebilir, demedim mi?
ألم أخبرك بأن الرحيل وسط الاعصار لإنقاذ صديقة ينجيك من العقاب؟

Size, köstebeğin Montrose olduğunu söylememi istedi.
لقد أراد منى أن أخبرك بأن منتروز هو الخائن

Size bu ekibin çuvallayacağını söylüyorum.
بربك , أحاول أن أخبرك بأن هذا الفريق سيفشل

Sen, garip birisin. Ben, ismimin, Ajay olmadığı sana söylemedim mi?
أنت شخص غريب ألم أخبرك بأن أسمي ليس أجاى ؟

Size söyleyeyim, bu adam sizin oğlunuzu öldürdü.
أريد أن أخبرك بأن الرجل الذي قتل إبنك قد توفي

Mahkeme salonuma gelirken uygun giyinmenizi söylememiş miydim?
ألم أخبرك بأن ترتدي زي مناسب عندما تأتي إلى قاعة محكمتي؟

O ikisi kardeşimle karısını öldürdü diyorum size!
هلا أنصتّ إليّ؟ أنا أخبرك بأن هؤلاء الإثنان قتلا أخي وزوجته

Şimdi, sana söylediğimde, yukarı bakmanı istiyorum, çok yavaş
حينما أخبرك بأن تفعل أنظر لأعلى ببطء شديد

Bir gün içerisinde durumumun değiştiğini söyleyebilirim.
أعتقد بأنه يجب أن أخبرك بأن هدفي قد تغير

Bu tip bir ceketin düğmeleri olmadığını söylemem gerekir.
يجب أن أخبرك بأن هذا النوع من المعاطف ليس به أزرار

Bunun bizim için kötü olacağını söylemem gerekmiyor sanırım.
لا داع لأن أخبرك بأن هذا قد يسيء لنا كثيراً

Kraft'ların Alden zincirini satın aldıklarını sana söylemem gerekirdi.
كان يجب على أن أخبرك بأن مجموعة " كرافت قد قامت بشراء سلسلة " أولدن"

Her şeyi ciddiye al demedim sana.
أنا لم أخبرك بأن تكون مشدوداُ طوال الوقت

Kötü adamların seni alıp götürmesine izin verme demedim mi?
ألم أخبرك بأن لا تدعي الأوغاد يأخذونك بعيدا؟

Sana siktir olup gitmeni söylememi istiyor ! Özür dilerim.
أنها تريدني أن أخبرك بأن تُذهب وتُضاجع نفسك

Size hainin Montrose olduğunu söylememi istedi.
لقد أراد منى أن أخبرك بأن منتروز هو الخائن

Ama arkadaşının içki sorunu olduğunu söylüyorum.
لكني أخبرك بأن صديقك يعاني من مشكلة الثمالة

Dostun olarak, sen, izin vermeyeceğim bir şey söylemeden önce buradan gitmeni söylüyorum.
و كصديقك فأنا أخبرك بأن تخرج من هنا بجق الجحيم قبل أن تقول شيئًا لا يُمكنني أن أتغاضى عنه

Çok, ama çok afedersin, çocuklarım olduğunu söylemedim.
أنا آسفة جداً, أني لم أخبرك بأن لدي أطفال

Sana söyleyeyim bu pek güvenli değil.
وعلي أن أخبرك بأن هذا المنزل ليس سراً بالدرجة الكافية

Cassius... sana kardeşinin beyninden uzak durmanı söylememiş miydim?
كاسيوس... ألم أخبرك بأن تبقى بعيدا عن عقل أخوك؟

Öyleyse cesetleri yoldan çekip kimsenin göremeyeceği bir yere götürmeni söylediğimde anlayışla karşılarsın.
إذن، ستفهم حينما أخبرك بأن تزيح هذه الجثث من الطريق فى مكان لا يستطيع أحد قطّ العثور عليها

Gayet net söyleyebilirim ki o dava bundan çok daha güçlüydü.
ويمكنني أن أخبرك بأن ذلك الملف كان أقوى بكثير من هذا الملف

"Tamam mı?" Kim söyledi sana tamam olduğunu?
"سأقبل"؟ "سأقبل"؟ من أخبرك بأن تقبل؟