Şaka yaptığını söyle. | Open Subtitles | أخبرني أنّك تمزح |
Şaka yaptığını söyle. | Open Subtitles | أخبرني أنّك تمزح. |
Lütfen o kadını öldürmediğini söyle bana. Tanrım! | Open Subtitles | أرجوك أخبرني أنّك لمْ تقتل تلك المرأة. |
Tanrım! Söylesene... Bu kadar aptal olmadığını söyle bana! | Open Subtitles | يا للهول، أخبرني أنّك لست بهذا الغباء |
Bana senin tehlikede olacağını ve tehlikenin yakında olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرني أنّك في خطر، وأن الخطر كان وشيكًا |
Gardiyan bana senin de Hintli olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ذلك الحارس أخبرني أنّك هندي أيضاً |
Etkisiz hâle getirdiğini söyle. | Open Subtitles | أخبرني أنّك أغلقتها. |
Lütfen bana şaka yaptığını söyle. | Open Subtitles | أرجوك أخبرني أنّك تمزح. |
Şaka yaptığını söyle. | Open Subtitles | أخبرني أنّك تمزح. |
Merritt, şaka yaptığını söyle. | Open Subtitles | ميريت)، هيّا، أخبرني أنّك تمازحني. |
Bu kadar aptal olmadığını söyle bana! | Open Subtitles | أخبرني أنّك لست غبيّ لهذا الحد. |
Ellerini kullanmadığını söyle bana. | Open Subtitles | أخبرني أنّك لمْ تستخدم يديك... |
İyi olacağını söyle bana. | Open Subtitles | أخبرني أنّك ستكون بخير |
Senin deli olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أخبرني أنّك مخبول. |
Marcel burada olduğunu söyledi. Neler olduğunu anlatmak ister misin? | Open Subtitles | (مارسِل) أخبرني أنّك هنا، أتودّي إخباري بما جرى؟ |
Faber bana köstebeğin sen olduğunu söyledi, Sam. | Open Subtitles | أخبرني أنّك أنت الجاسوس ، سام |
Lütfen mimoza getirdiğini söyle. | Open Subtitles | رجاءً أخبرني أنّك أحضرت عصير الـ (ميموزا). |
Zırhını getirdiğini söyle lütfen. | Open Subtitles | أرجوك أخبرني أنّك جلبت بدلتك. |