Ayrıca, babamla konuştum. En baştan evlenmemin yanlış olduğunu söyledi. | Open Subtitles | بحانب ذلك، لقد تحدثت مع والدي لقد أخبرني أنّه من الغباء أن أتزوج |
İşin müdürü dün çatıda sadece bir elemanının olduğunu söyledi. | Open Subtitles | حسناً، الرجل الذي يُدير العمل أخبرني أنّه كان هناك البارحة عامل واحد فقط على السطح |
Çok pişman olduğunu söyledi ve o saati çaldığı için af diledi. | Open Subtitles | أخبرني أنّه نادم، وهو طالبٌ للمغفرّة... لسرقته ساعةً. |
Diğer göstericilerle beraber hapiste olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | لقد أخبرني أنّه في السجن مع بعض المتظاهرين الآخرين |
Ayrıca, bana Ninja Kaplumbağaların arkadaşı olduğunu söylemişti ve o zamanlar çok tutulurlardı. | Open Subtitles | وأيضًا أخبرني أنّه صديق سلاحف النّينجا، وكانوا مشاهيرًا حينها. |
Bana ortaklığın yürümesindeki en büyük etkenin karşılıklı güvenden ibaret olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | أخبرني أنّه لكي نحرص على نجاح شراكة ما يجب أن تكون هنالك ثقة بين الرقم واحد والرّقم اثنين |
Park yerinde olduğunu söyledi. | Open Subtitles | . و أخبرني أنّه بمواقف السيّارات |
Dave'le evlendim çünkü bana ünlü bir yazar olduğunu söyledi. | Open Subtitles | تزوّجت (دايف) فقط لأنّه أخبرني أنّه كان مُؤلفاً مشهوراً. |
Bir Danimarkalı karikatürist bana peygamberi çizmek için görevlendirilen 24 karikatüristten biri olduğunu söyledi. Bunlardan 12'si reddetti. Bunu biliyor muydunuz? | TED | أحد الرسامين الدنماركيين أخبرني أنّه كان أحد ال24 رسام الذين تم إعطائهم مهمة رسم الرسول(ص). وإثنا عشر منهم رفضوها. أكنتم تعلمون ذلك؟ |
Bunun benim hatam olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | أخبرني أنّه كان خطئي |
Bana ihtiyacı olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | لقد أخبرني أنّه بحاجة إلي. |