Çünkü planladığım şeyi duyunca, daha da mutlu olacaksın. | Open Subtitles | لأنك عندما ستسمع ما أنا أخطط له سوف تكون أكثر سعادة بكثير |
Eğer planladığım şeyi hayata geçirebilirsem işte o zaman tedavi, hayatını kurtarmak yerine, seni öldürecektir. | Open Subtitles | و إن فعلت ما أخطط له فإن العلاج سيقتلك لا سينقذك |
Evet planladığım bir şey değildi ama pazar günü veya pazartesi sabahı evde olurum. | Open Subtitles | ليس ما كنت أخطط له لكني سأعود الأحد أو الإثنين بأقصى تقدير |
Planlamadığım şey ise... közlerin üzerindeyken yönünüzü değiştirmenin ne kadar zor olduğuydu. | Open Subtitles | ما لم أخطط له كان مدى صعوبة تغيير الإتجاه على الفحم الحجري |
Planlamadığım tek şey işte yeni dostlarımın güneyli konukseverliğiydi. | Open Subtitles | ما لم أخطط له كان الكرم الجنوبي من أصدقائي الجدد |
Sürgün yemeden önce yarım kalan işimize devam edeceğiz. | Open Subtitles | سأواصل العمل فيما كنت أخطط له |
Başarı gösterenler kim olduğumu ve planladığım şeyi bilecek. | Open Subtitles | أولئك من سيبلون جيدًا سيعرفوا من أكون وما أخطط له |
Pek planladığım gibi bir gün geçirmiyorum. | Open Subtitles | لم تكن الظهيرة التي أخطط له بالضبط. |
- planladığım tek şey elimdeki işleri bitirmek. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أخطط له هو أنجاز عملي |
Conrad her girişteki güvenliği arttırmış Grayson'lar için planladığım şey içinse onu benimle içeri sokmam gerektiğini söylemeliyim. | Open Subtitles | لقد زاد (كونراد) من مستوى الحراسة عند كل مدخل وبالنسبة لما أخطط له لأجل (غريسون) لنقل أن عليّ أن أدخله معي |
planladığım buydu. | Open Subtitles | هذا ما كنتُ أخطط له |
- planladığım şey bu. | Open Subtitles | هذا ما أخطط له |
Hiç Planlamadığım bir şey oldu hatta hiç ama hiç düşünmediğim bir şey. | Open Subtitles | إذاً، أظن إنه شيئاً لم أكن .. أخطط له أو حتى سبق وأن فكرتُ فيه. |
Planlıyorum, ama Planlamadığım tek şey gidip depolarına göz gezdirmekti. | Open Subtitles | -أخطط لذلك لكن الشيء الوحيد الذي لا أخطط له هو التلصص داخل مستودعاته |
Sürgün yemeden önce yarım kalan işimize devam edeceğiz. | Open Subtitles | سأواصل العمل فيما كنت أخطط له |