Dedemin istediği bir şey varsa o da seni babam dışında biriyle görmektir. | Open Subtitles | كل ما أراده جدي هو أن يراكِ مع رجل أخر بالإضافة إلى أبي |
Yani bütün istediği, bebeği senden başka kimsenin yetiştirmemesiydi değil mi? | Open Subtitles | أعني، كل ما أراده هو ألَّا يربي الطفل شخصاً آخر، صحيح؟ |
Gelmiş geçmiş en güzel yeni yıl herkesin istediği buydu. | Open Subtitles | .. أفضل عيد ميلاد على الإطلاق هذا ما أراده الجميع |
Sanırım bir çeşit bağlanma deneyim olsun istedi, ...ama ben kesinlikle bunu hissetmiyorum. | Open Subtitles | أظن أنه أراده أن يكون بعضًا من الترابط ولكنّني لا أشعر به كليّا |
Cengiz Han, Göktanrı'nın tüm dünyayı fethetmesini istediğini düşünüyordu. | TED | آمن جنكيز خان أن تنجيري أراده أن يغزو العالم كله باسمه. |
O bilgileri istiyordu ve başka birinin eline geçmesine izin vermezdi. | Open Subtitles | هو أراده ، ولم يكن ليترك أي أحد آخر غيره يملكه |
Tek istediği bana sakso çekmek ve ağzına boşalmamı sağlamaktı. | Open Subtitles | كل ما أراده هو مص قضيبي وأن أقذف داخل فمه |
İşkence edilmiş. Muhtemelen şekil değiştirenin öğrenmek istediği bir şeyi biliyordu. | Open Subtitles | تعرّضَ لتعذيب، لذا لا بدّ أنّه كان يعرف شيئاً أراده المتحوّل. |
Ama yapmak istediği tek şey, bu yer hakkında sorular sormaktı. | Open Subtitles | لكن كلّ ما أراده أن يسألني بضعة أسئلة حول هذا المكان |
Yapmak istediği şey Hollanda'da olabilecek bir hayali şehir oluşturmaktı. | TED | وكان ما أراده هو بناء مدينة خيالية يمكنُ أن تكون في هولندا. |
İstediği tek şey, halkının sömürgeden kurtulması, tıpkı 1940'lardaki Mahatma Gandhi gibi. | TED | كل ما أراده هو أن يكون شعبه حرًا من المستعمرة مثل المهاتما غاندي في أربعينيات القرن العشرين. |
İnsanların istediği bir şey de bir patlama, karaktere uygulanacak güçlü bir etki ve karakterin buna havada tepki vermesi. | TED | ما أراده الناس من سلوك هو أن يحدث للانفجار ، قوة كبيرة تطبق على الشخص ، و الحصول على ردة فعل الشخص عليها في الجو. |
Bakın, Brian'ın tek istediği bize gösterdiği saygıyı görmekti. | Open Subtitles | انظروا .. كل ما أراده براين منا هو نفس الاحترام الذي يكنه لنا |
Hayatı boyunca ne istedi ve ne oldu? | Open Subtitles | ما الذى أراده طول حياته أو الذى كان يريده؟ |
Tehdit olarak kullandığı değişiklikleri yapmadan biri onu öldürmek mi istedi? | Open Subtitles | هل هناك أحدما أراده أن يموت قبل أن يقوم بتنفيذ تهديده بتغير الوصيه |
Angelika, babanın istediğini yap ve hemen git. | Open Subtitles | أنجيليكا، افعلي ما أراده والدك اتركي القرية الآن |
Yani hiç bir şansı yoktu. Biri onun ölmesini istiyordu | Open Subtitles | إذاَ لم تكن له أي فرصة شخص ما أراده ميتاَ |
Sadece seninle vakit geçirmek istemiş Tek ihtiyaç duyduğu buydu | Open Subtitles | أراد أن يقضي الوقت معكِ ليس إلا هذا كل ما أراده |
Herbert öyle istiyor ve ben de öyle istiyorum. | Open Subtitles | لأن هذا ما أراده هربرت و أردته أنا أيضاً |
Sanki böyle olmasını istiyormuş gibi. | Open Subtitles | كان الأمر وكأنه أراده هو أن يكون كذلك. |
Babam kırtasiye ürünleri satıyordu. Mezar taşının kalem şeklinde olmasını istemişti. | Open Subtitles | طالما أن والدي كان بائعاً لمستلزمات المكاتب, فقد أراده على شاكلة قلم رصاص. |
- Söylenme Marie, baban bunu isterdi | Open Subtitles | لا تضخمي الأمور يا ماري هذا بالضبط ما أراده والدك |
İki gün ve gece boyunca yürüdü, hayatını riske attı ve ayrıldı. Tek isteği onu görmekti. | TED | سار طيلة يومين وليلتين وخاطر بحياته وخرج، والشيء الوحيد الذي أراده هو رؤيتها. |
Ama tek istedigi sadece diger insanlar gibi rahat bir hayat yasamakti. | TED | و لكن كل ما أراده هو أن يعيش حياة مريحة مثل الأخرين. |
Babanız orta yaş krizi yaşamak istiyorsa "Pope and Associates" bu konuda ne yapabilir bilmiyorum. | Open Subtitles | مع احترامي لك، إن كان هذا ما أراده والدك، فأنا لست أعرف ما يمكننا أن نفعله. |
Babam bunu istemezdi. | Open Subtitles | هذا لم يكن ما أراده والدنا |
Uysal, itaatkâr bir genç kız olarak, anne babası ne istediyse yaptı. | TED | كانت مطيعة، فعلت كل ما أراده منها والداها. |
Ne olursa olsun, Tanrı'nın bana bahşettiği bu evliliği sonuna kadar sürdüreceğim. | Open Subtitles | مهما حدث, سأعيش وأموت في ذلك االزواج المقدس الذي أراده الله لي |