"أرادوه" - ترجمة من عربي إلى تركي

• istedikleri
• istediler
• istediklerini
• istediği
• istiyorlar
• istiyorlardı

Etrafım, istedikleri Noel hediyesi alınacak mutlu çocuklar tarafından sarılmıştı.
كنت محاصراً من قبل أطفال أسعد منّي، لحصولهم على ما أرادوه في الكريسماس

Artık onun için çalışmıyorlardı. Ve istedikleri, senin... Ödeşmeni sağlamak.
المساواة ما أرادوه حقا هو أن نحصل على حصتنا من كل شيء

evet, yine de...orada bulunmasını istedikleri intörndün.
.نعم,معذلك. أنت المستجد الذي أرادوه في هذه الحالة

Grubumuzun liderleri öyle düşünmesini istediler.
هذا ما أرادوه زُعماء مجموعتِنا أَنْ تَعتقدَه

Bir kez istediklerini alınca, sonraki adım ortadan kaybolmaktı.
عندما حصلوا على ما أرادوه الخطوة التالية هي أن يفسدوا الأمر

Islahevi, dışarıdan bakıldığında... tam da orayı yönetenlerin istediği gibi... bir tür okula ya da üniversiteye benziyordu.
من الخارج، أولئك الذين أداروه أرادوه أن يشبه نوع لطيف من مدرسة أو جامعة

Ben bilmiyorum ama suikastçı biliyor. O yüzden onun ölmesini istiyorlar.
لا أَعْرفُ،، لكن القناص يُحتضر لِهذا أرادوه ميتاً

Benim kimliğimi bilen tek kişi oydu ve onlar da bunun böyle olmasını istiyorlardı.
أنّها كانت الوحيدة التي تعرف هويتي، وهذا ما أرادوه.

İnsanların bana istedikleri zaman ulaşmalarından bıktım.
لقد سئمت و تعبت من ان يتصل بي الناس في أي وقت أرادوه

Eşinizin düşmanlarının baştan beri istedikleri şey zaten buydu.
ما يعطي أعداء زوجك ما أرادوه تماماً في المقام الأول

Senin maaşla karşılığında istedikleri para da sen de yoktu.
أراهن أنك لم تجلب المال الذي أرادوه في المقابل

Tavsanlar bir nevi, dünyada istedikleri kisiler olabilen tek kadinlardi.
والأرانب كانوا بعض النساء في العالم الذي أمكنهم أن يكونوا أي أحد أرادوه

O zaman istedikleri şeyi bize fark ettirmeden öğrenmişler.
إذاً لقد عرفوا ما أرادوه من دون أن نُدرِك

Annemin onlara istedikleri her şeyi verirken bana vermediğini hissettim.
وشعرت فقط كأن أمي منحتهم كل شيء أرادوه و أنا، ليس الكثير

Kendi kendilerine başarıyormuş gibi görünmesini istediler.
أرادوه أن يبدو مثل إنّهم يركلون أعقابهم لوحدهم

Sihriyle herşeyi düzeltti..kalsın istediler ama o gitti
يعالج الأعرج بواسطة مسحوقه السحري. لقد أرادوه أن يبقي لِذا أعطوه أرضاً.

Daha istediklerini bile bilmedikleri bir şeyi istediklerine ikna etmen yeter.
عليكِ بإقناعهم أنهم يريدون شيئاً.. لم يعرفو أنهم أرادوه بالبدايه.

Çalıştığın insanlar, istediklerini yerine getirdiğin an seni ıskartaya çıkarmaya hazırdı.
لإنهاء القضية هؤلاء من تعمل معهم كانوا على وشك إنهاءك في أقرب فرصة تُنهي ما أرادوه منك

Sorgulayıcı, beni haftanın altı günü oturtup, duymak istediği itirafı alana kadar hikayemi, işlerimi tekrar tekrar yazmamı istedi.
كان المحقق يُجلسني على طاولة ستة أيام في الأسبوع ويجعلني أكتب عن رحلتي وعملي مرارًا وتكرارًا حتى اعترفت لهم بما أرادوه.

Onların istediği sen değildin.
لم يكن أنت الذى أرادوه

Peki ne istiyorlar diyeceğiz?
ماذا سنخبره عما أرادوه ؟

Senden ne istiyorlar?
ما الذي أرادوه منك؟

Onu kaçırdılar. Onu istiyorlardı.
لقد إختطفوه لقد أرادوه

Onu istiyorlardı.
لقد أرادوه