Aslında, sizinle konuşmak istedik, tabii sizin için de uygunsa. | Open Subtitles | فى الواقع أردنا التحدث معك لو كان هذا ممكن |
Perşembe günü neyi patlatacağımızı konuşmak istedik. | Open Subtitles | أردنا التحدث معك عمَّا ستفعل يوم الخميس |
Hayır, aslında sizinle konuşmak istiyorduk. | Open Subtitles | لا، في الواقع أردنا التحدث معكِ |
Bizde bunu konuşmak istiyorduk. | Open Subtitles | هذا ما أردنا التحدث به |
Hayır hayır... Aslında seninle önemli bir şey hakkında konuşmak istiyoruz. | Open Subtitles | كلا، كلا، كلا، كلا، في الواقع أردنا التحدث إليك، وهو أمر مهم. |
Sorun olmazsa yatak odanızda ne gördüğün hakkında konuşmak istiyoruz. | Open Subtitles | أردنا التحدث معك حول ما رأيتيه في غرفة نومك إذا كان لا بأس بذلك |
Onunla konuşmak istiyorsak içeri girmemiz gerek. | Open Subtitles | يجب أن نذهب إلى هناك إن أردنا التحدث له0 |
- Yok. Bu yüzden sizinle konuşmak istedik. | Open Subtitles | هذا ما أردنا التحدث اليكى بشأنه |
Komşun ve ben seninle bir şey hakkında konuşmak istedik. | Open Subtitles | جارك وأنا أردنا التحدث معك بشأن شيء ما |
Sue, yatmadan önce bu konuda seninle konuşmak istedik. | Open Subtitles | سو).. قبل أن نذهب للنوم) أردنا التحدث معكِ بهذا الشأن |
Anne, seninle bir saniye konuşmak istiyorduk. | Open Subtitles | أمي، أردنا التحدث معك لحظة |
Biz de bu konuda konuşmak istiyoruz. | Open Subtitles | صحيح، أجل.. هذا ما أردنا التحدث بشأنه |
Seninle neden konuşmak istiyoruz bugün biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلمين لماذا أردنا التحدث معكِ اليوم ؟ |
Andy, seninle durumun hakkında konuşmak istiyoruz ve çok endişeliyiz. | Open Subtitles | أندي) أردنا التحدث إليك) أغلبنا قلقون عليك |
konuşmak istiyorsak bu tek şansımız olabilir. | Open Subtitles | إذا أردنا التحدث إليه، فقد تكون هذه فرصتنا الوحيدة. |
konuşmak istiyorsak bu tek şansımız olabilir. Gidelim. | Open Subtitles | إذا أردنا التحدث إليه، فقد تكون هذه فرصتنا الوحيدة. |