topraklarını alacaklar ama kanun çerçevesinde. Nazik bir konu. İncelenmesi lazım. | Open Subtitles | سيحصلون على أرضهم و لكن بالقانون إنه أمر حساس و يجب أن ندرسه |
- Çünkü biz onların ülkelerini istila ettik, ağaçlarını kestik ve topraklarını kazdık? | Open Subtitles | لأننا غزونا أرضهم وقطعنا اشجارهم وحفرنا أرضهم ؟ |
Bu para Kızılderililere ait. Ben onların topraklarında büyüyüp avlandım. | Open Subtitles | إنها تخص أولئك الهنود لقد كبرت و طاردوني في أرضهم |
Beni dinle. İnsanları kendi topraklarından silah gücüyle atma vakti geçti. | Open Subtitles | إسمعنى جيدا ولّى زمن طرد الناس من أرضهم بالقتل |
İnsanların olmadığı bir dünyada yollar, artık boz ayı için engel olmak yerine onlara eski topraklarına dönmede yardımcı olacaklardır. | Open Subtitles | في حياة ما بعد البَشَر الطرق لم تعد موانع للدبّ وبدلاً من ذلك أصبحت ممرات تقودهم إلى قلب أرضهم السابقة |
Mısırlılar, topraklarının eski büyüklüğüne dönmesi içinartıkyenifiravunabelbağlamıştı. | Open Subtitles | أمل المصريون الأن في الفرعون الجديد أن يعيد أرضهم إلى العظمة |
Çamaşırlarını yıkayacaksınız, yerlerini sileceksiniz ölene kadar bebeklerini uyutacaksınız! | Open Subtitles | تستطيع أن تغسل ملابسهم و تمسح أرضهم تستطيع أن تتذلل لهم لكى . تنعم بحياة عادية و لكنك مازلت فى النهاية فقير |
topraklarını kaybettiklerini çocuklarının aç olduklarını besin kaynaklarının çalındıklarını görüyorlar ama pes etmiyorlar. | Open Subtitles | لإرتفاع كل صباح للمواجهة مفقودون من أرضهم لرؤية الأطفال جوعى حياتهم تجهز مسروقة وهم لا يستسلمون |
# Don Cipriano'nun çağrısına uydular ve bir daha topraklarını hiç göremediler. | Open Subtitles | أطاع مكالمة، الدعوة دون سيبريانو، أنهم لم ير أرضهم مرة أخرى |
# Vicdanlarının sesine kulak verdiler ve bir daha topraklarını göremediler | Open Subtitles | أطاع مكالمة، الدعوة للعدالة، وأنهم لم ير أرضهم مرة أخرى |
Bu madenleri kuruttum. Neredeyse hiçbir şey kalmadı. topraklarını ele geçirmeliyim. | Open Subtitles | لقد جففتُ هذه المناجم، لم يتبقى أيّ .شيء هناك، يجب أن أستولي على أرضهم |
Geçmişte tren yolu geldiğinde Amerikan Ordusu, topraklarını almak ve yerlileri öldürmek için Kızılderili kaynaklara zaman zaman zehir attı... | Open Subtitles | ، فحينما كانت تُبنى السّكة الحديديّة قام الجيش الأمريكيّ بتسميم آبار الهنود أحياناً . كي يقتلهم ويأخذ أرضهم |
Kanunlar her zaman kanun yapıcılarının yanındadır ve herşey onların temsil ettiği çark etrafında döner. | Open Subtitles | إن القانون لا زال على جانب صانعيه و كل شئ يدور حول أرضهم الصلبة |
onların topraklarında olduğu için komuta MOSSAD'da olacak. | Open Subtitles | هذه عملية مشتركة ولأنها على أرضهم سيكون الموساد المسؤولون عن هذه النقطة |
Amerikanların kendi topraklarında köle oldukları yadsınamaz bir gerçek. | Open Subtitles | ليس هناك إنكاراً للحقيقة الامريكيون عبيداً في أرضهم |
Küçük bir kabile olan, Gothlar, Karadeniz yakınlarındaki topraklarından sürülmüşlerdi. | Open Subtitles | -قبيلة أصغر - القوطيون طردو من أرضهم قرب "البحر الأسود". |
Mesajdan Romalıların topraklarına yaklaştığını öğreniyor. | TED | تدرك كاما من الرسالة أن الرومان يقتربون من أرضهم |
Bence değer verdikleri umutlarını ve topraklarının geri kalanını almalı ve hepsini yerle bir etmeliyiz. | Open Subtitles | أعتقد أنه عليك أن تأخذ أملهم الثمين و بقية أرضهم و تحرقها كلها إلى الأرض |
Çamaşırlarını yıkayacaksınız yerlerini sileceksiniz ölene kadar bebeklerini uyutacaksınız! | Open Subtitles | تستطيع أن تغسل ملابسهم و تمسح أرضهم تستطيع أن تتذلل لهم لكى . تنعم بحياة عادية |
İkinizin, yerleşimcilere arazinin etrafından dolaşmamızın imkânı olmadığını söylemenizi istiyorum. | Open Subtitles | وتخبرونهم أنه ليس هناك طريق حول أرضهم هذا قرار الاستملاك |
Bu nedenle siyahlar Amerika'yı terk etmeli ve ana vatanlarına geri dönmeliydi. | Open Subtitles | .. لذا على السود أن يغادروا أمريكا و يعودوا إلى أرضهم الأم |
Pardon. Demiryolunun yerleşimci bir aileyi toprağından çıkartması gerekiyor. | Open Subtitles | آسف على سكة الحديد أن تنقل عائلة من أرضهم |
onların topraklarındayız. | Open Subtitles | اننا في أرضهم. |