Belimdeki kabzada 1 kiloluk bir demir var. | Open Subtitles | إنني أرتدي حزاماً حديدياً يزن 3 أرطال في ساقي |
5 kiloluk bir torbaydı ve hepsini yediğini iddia ediyor. | Open Subtitles | كان وزن الكيس 5 أرطال ويدعى أنه أكله كله |
Lütfen, iki kiloluk makyajına ve yarım santim, sentetik olarak felç edilmiş derine ihtiyacım yok. | Open Subtitles | اوه رجاء, لا أريد تلك الأربعة أرطال من المكياج وأربع بوصات من الجلد المترهل |
Top, 5 pound'dan daha ağır olamaz. | Open Subtitles | إن وزن الكرة لا يمكن أن يكون أكبر من خمسة أرطال |
Malcolm'u yeni gördü... 3 pound. | Open Subtitles | حسنٌ، تذكّرا، لقد رأى مالكوم لتوّه ثلاثة أرطال |
Kesin bir rakam değil ama, her bomba yaklaşık 3 kg ağırlığındaydı. | Open Subtitles | لم يذكروا الدقة بأن خمسة أرطال في كل قنبلة |
Sen, 1 kiloluk rafında duran 3 kiloluk alabalık gibisin. | Open Subtitles | أنت مثل خمسة أرطال من السلمون في خط الرطلين |
O zevk geçidine 3 kiloluk doku genişleticisini sokmak için en azından 30 yaşına kadar beklemen gerektiğinden bahsetmiyorum bile. | Open Subtitles | حتى تعاقبي بوابة المتعة تلك بموسع نسيجي يزن سبعة أرطال أنا في السابعة والثلاثين |
Bu 1.3 kiloluk şeyin kim olduğumuzu belirlediğine inanmak güç. | Open Subtitles | من الصعب تصديق أن هذه الـ3 أرطال هي السبب وراء شخصيتنا |
Demek istediğim, beş kiloluk un çuvalına ismini yazmışsın. | Open Subtitles | أقصد , وضعت أسمك على خمس أرطال من الدقيق |
Beğenin ya da beğenmeyin, hepimiz doğduğumuz bir buçuk kiloluk karnabahara takılı kaldık. | Open Subtitles | أردتم ذلك أم لا، فإننا عالقين مع ثلاثــة أرطال من القرنبيط التي ولدنــا بها. |
Donanma dokuz kiloluk ve altı kiloluk toplar taşıyor. | Open Subtitles | تسعة مدقات على النقل البحري و ستة أرطال لقطعة الميدان |
Kızım Fiona doğduğunda kilosu 4 pound, 12 onstu ya da 2,15 kilogramdı. | TED | عندما ولدت طفلتي (فيونا ) كانت تزن أربعة أرطال و اثنتي عشرة أوقية أو 2.15 كيلوغرام |
Bu Jude Thatcher'ın doğumu. Ağırlığı sadece 3.5 pound. | Open Subtitles | هذا (جود تاتشر) لقد كان يزن فقط ثلاثة أرطال ونصف |
Bu Jude Thatcher'ın doğumu. Ağırlığı sadece 3.5 pound. | Open Subtitles | هذا (جود تاتشر) لقد كان يزن فقط ثلاثة أرطال ونصف |
Kesin bir rakam değil ama, her bomba yaklaşık 3 kg ağırlığındaydı. | Open Subtitles | لم يذكروا الدقة بأن خمسة أرطال في كل قنبلة |
Ufak bir kuş bana o evde oturanların elinde 1.5 kg bizim ürünümüzden olduğunu ve kesinlikle bizden almadıkları bu malı sattıklarını söyledi. | Open Subtitles | عصفورة صغيرة قالت لي بأن هناك بعض الرجال بالداخل يملكون 3 أرطال من منتجنا. والذين هم يبيعونه |
Seal Beach'de ki Donanma Silah Deposu'ndan 5 libre C-4 kaybolmuş. | Open Subtitles | . تعال هنا يا دون لقد فقدت 5 أرطال من المتفجرات نوع سي 4 من القاعدة البحرية في شاطيء سيال |
Hayatta kalabilmek için yalnızca iki kilogram civarı bir basınç gerekiyor. | TED | ونحتاج إلى خمسة أرطال من الضغط فقط لنبقى على قيد الحياة. |
5 kilo verdi ama çok yakıştı tabii. | Open Subtitles | لقد فقدت عشرة أرطال لكنها طبعاً جذابة للغاية |
Kamera on kilo fazla gösteriyor, bilmiyor musun? | Open Subtitles | ألا تعرف أن الكاميرا تيضيف 10 أرطال. |
Evlenmeden öncesine göre sadece bir kaç kilo fazlalığım var. | Open Subtitles | أنا على بعد بضعة أرطال من وزن زفافي. |
Bir fıçı buğday çimi suyu, üç kilo soya peyniri, biraz çinko peltesi ve 600 dolarlık bir çift güneş gözlüğü. | Open Subtitles | جالون من عصير الشوفان ، و خمسة أرطال من حشوة التوفو ، و هلام الزنك و نظارتان شمسيتان بثمن ستمائة دولار |