Ama annemim bilmediği bir şey vardı: hayatımı son derece sıkıcı buluyordum ve yapmak istediğim en son şey kendim hakkında yazmaktı. | TED | والذي لم تكن تعلمه هو اعتقادي أن حياتي كانت شديدة الملل, وأن آخر ماكنت أريد القيام به كان أن أكتب عن نفسي. |
yapmak istediğim şey, aslında, size bunu gerçekte olduğu gibi muhteşem 3D haliyle sunabilmek. | TED | ما أريد القيام به هو أن أقدمه ثلاثي الأبعاد كما هو في الواقع. |
yapmak istediğim şey bilgisayar, zeka ve interneti bir parçamız haline getirmek. | TED | ما أريد القيام به هو أنني أريد أن أنسج الحوسبة، الذكاء والانترنت كجزء منا. |
Bunun yerine daha havalı bir şey yapmak istiyorum. | Open Subtitles | بينما ما أريد القيام به فعلاً أروع من ذلك بكثير |
Tam aksine ben ikimizin de menfaatine olacak şeyler yapmak istiyorum. | Open Subtitles | على العكس من ذلك... هناك شيء أريد القيام به لمصلحتنا المتبادلة. |
O saçma test sonucu ne olursa olsun, ne yapmak istediğimi zaten biliyorum. | Open Subtitles | أعني، أعرف مسبقاً ما الذي أريد القيام به بغض النظر عما يقوله هذا الاختبار الغبي |
Şimdi, yapmak istediğim: Şu ortadaki 9 tane yüzeyi arkasına bir filtre koyarak sarı ışıkla aydınlatacağım. | TED | والآن الذي أريد القيام به حقاً هو أنني سوف أضع تسعة أسطح هنا تحت إضاءة صفراء ببساطة عن طريق وضع فلتر خلفهم |
Son yapmak istediğim şey geceyi tanımadığım insanlarla geçirmek. | Open Subtitles | أخر شيء أريد القيام به هو أن أقضي الليل مع ناس لا أعرفهم |
Benim ve yapmak istediğim hakkında yanılıyorsun. | Open Subtitles | أنت مخطئ بشأني ,كالاهان و بما أريد القيام به |
Hiç bir grupta yer almadım, ama yapmak istediğim bu. | Open Subtitles | لم أكن في فرقة ، ولكن هذا ما أريد القيام به. |
yapmak istediğim şey için derse ihtiyacım yok. | Open Subtitles | أنا لست بحاجة إلى دروس لذلك أريد القيام به. |
Şimdi tek yapmak istediğim bizi sağ salim eve götürmek. | Open Subtitles | والآن كل ما أريد القيام به هو إعادتنا إلى الديار بسلام. |
Daha yapmak istediğim bir sürü şey vardı. | Open Subtitles | العار الحقيقي هو ان هناك أشياء كثيرة ما زلت أريد القيام به |
Onu laf olsun diye dedi ayrıca dışarıda yapmak istediğim bir şey de yok. | Open Subtitles | هو كان يقول ذلك , بالإضافة إلى ذلك ,لا يوجد شيء أريد القيام به على أي حال في الخارج. |
Delice ama ne zaman başıma olağanüstü bir şey gelse yapmak istediğim ilk şey bunu karıma anlatmak olur. | Open Subtitles | إنهُ جنون. لكن, حينما يحدث شيء مذهل معيّ، أول شيء أريد القيام به هو ان أخبر زوجتيّ بهِ. |
Ben de "Bir gün ben de öyle yapmak istiyorum" diye düşündüm. | Open Subtitles | فكّرتُ أنّ هذا ما أريد القيام به يوماً ما. |
Şu anda sana neler yapmak istiyorum bir bilsen. | Open Subtitles | أوه، الأشياء أريد القيام به للكم الحق الآن. |
Sam'in yapmasını istemiyorum. Kendim yapmak istiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أريد سام أن يقوم - أريد القيام به - |
Evet Kara, benim. Dinle, ne yapmak istediğimi biliyorum. | Open Subtitles | نعم يا "كارا" إسمعي أنا أعرف ما أريد القيام به |
Ne yapmak istediğimi buldum. | Open Subtitles | لا بأس. لقد اكتشفت ما أريد القيام به |
Ne yapmak istediğimi biliyorum. | Open Subtitles | أعلم ما أريد القيام به |
Çok zordu. Daha fazla yapmak istemiyorum. | Open Subtitles | إنه صعب جدا لا أريد القيام به بعد الآن |