ويكيبيديا

    "أريكة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • kanepe
        
    • koltuk
        
    • kanepede
        
    • kanepesinde
        
    • kanepesi
        
    • koltukta
        
    • koltuğu
        
    • kanepeye
        
    • koltuğunda
        
    • kanepenin
        
    • koltuğa
        
    • kanepeyi
        
    • koltuğun
        
    • kanepeden
        
    • kanepedir
        
    Ama dördüncü katta kanepe taşıyan iki asker beni duvara sıkıştırdı. Open Subtitles ولكني أذكر في الدور الرابع أن هناك شخصا كان يحمل أريكة
    Diğer odada bir kanepe var. Neden biraz uzanıp uyumaya çalışmıyorsun? Open Subtitles توجد أريكة في الغرفة المجاورة لم لا تتمددين وتنامين قليلاً ؟
    Çünkü kanepe üzerimden geçtiğinden beri yüzüm asfalt gibi dümdüz oldu. Open Subtitles لأني وجه مدمر مثل طريق تالف بعد أن وقعت أريكة عليّ.
    Mesela duşta düşeceğim, sonra beni iki hafta sonra bulacaklar, öyle şişmiş olacağım ki, adam mı yoksa koltuk mu olduğum anlaşılmayacak. Open Subtitles كأن أنزلق وأنا أستحم مثلاً ثم يجدونني بعد موتي بأسبوعين وقد انتفخ جسدي بشدة لدرجة لا يعرفون إذا كنت إنسان أو أريكة
    Bir kaç insanın sığabileceği dev bir koltuk vardı. ve kısaca içinde harika zaman geçirmiştik. TED بها أريكة ضخمة، تسع لعدد جيد من الناس وقد استمتعنا بوقتنا في هذه
    Ne sanıyorsun? Tess'in kanepede uzanmış seni beklediğini falan mı yoksa... Open Subtitles ما رأيك أن تيس أنتظرك مريح على أريكة في الملابس الداخلية؟
    Altın renkli ipek brokar döşeli büyük bir kanepe vardı. Open Subtitles حسناً، كان هناك أريكة كبيرة منجَّدة مِن الذهب الديباجي الدمشقي
    Bu güzel kanepe ise çiftimiz TV izlerken gelinin oturması için. Open Subtitles هذه أريكة جميلة.. لأجل جلوس العروس لحسن الحظ لمشاهدة البرامج التلفزيونية
    Yeni bir kanepe istiyordum çünkü minderlerin üzerinde zıplarken meyveli kokteyl dökmüştün. Open Subtitles أردت أريكة جديدة لأنك سكبت عصير عليها بينما كنت تتقافز على الوسائد
    Evet, belki de ben de uyumak için başka bir kanepe bulmalıyım. Onunla beni burada yalnız bırakmayacaksınız, değil mi? Open Subtitles نعم، ربما يجدر بي العثور على أريكة أخرى لأنام عليها أيضا. أنتم يارفاق لن تتركوني هنا وحيدا معه، أليس كذلك؟
    Aslında o eski bir kanepe ama ben onu boyadım, kaplattım ve çok yeni görünüyor. Open Subtitles في الواقع فإنها أريكة قديمة، لكني أعدت طلاءها وكساءها وما شابه حتى أصبحت كالجديدة
    Çünkü merdivenin altında bir kanepe olmasını çok istiyorum. Open Subtitles فقط لأن لدي مجموعتي القلب على أريكة للذهاب مع الخطوة سلم.
    koltuk yerine, yatak mı kullandınız? Fena anlaşma değil. Open Subtitles بدلا من أريكة أنت تستخدمين فراشا إنها ليست صفقة سيئة
    Onlar daha iyi olmak için savaşıyor siz de burada durup boş yere bir kanepe ve birkaç koltuk için tartışıyorsunuz. Open Subtitles أنهم يقاتلون لأجل أيام أفضل وأنت هنا تجادل على أريكة وبضع كراسي
    Bir koltuk almama müsaade etmelisin. Sana bir koltuk alabilir miyim? Open Subtitles يجب أن تدعيني أبتاع لكِ أريكة هل يمكنني أن أبتاع لكِ واحدة؟
    Ofisindeki kanepede, iki şipşak arasında Profesör Patches mi sana bunu öğretti? Open Subtitles هل الأستاذ المليئ بالبقع العجوز علمك ذلك خلال مداعبته في أريكة مكتبه؟
    İhtar üzerine 6 saat içinde bir ülkeyi terk etmenin ve birinin kanepesinde kalakalmanın nasıl bir şey olduğunu biliyorum. TED أعرف كيف يبدو ترك بلدك بعد إشعار ست ساعات لينتهي بك المطاف على أريكة شخص ما.
    - Her zaman! Bu ne kanepesidir. Ünlü "Yapımcının kanepesi". Open Subtitles علشان كدة الأريكةُ معمولة أريكة المنتجِ مشهور
    Benim açımdan, koltukta boş boş oturup, bilginin ona küçük bir kutuda gelmesini bekleyen birinin, hareketsizliğinin resmini yansıtıyor. TED بالنسبة لي فإنها تستحضر صورًا سلبية عن شخص يجلس بِتَرَاخٍ على أريكة منتظرًا أن تأتي المعرفة إليه في طرد أنيق صغير.
    Bir arkadaşıma koltuğu taşımaya yardım ediyordum, kapıya sıkıştı. Open Subtitles كنت أساعد صديقي بنقل أريكة فأغلقت الباب عليها
    İlk seansta Alex, ofise üzerinde kot pantolon ve bol salaş bir bluzla gelmişti, kendini kanepeye bırakıp ayakkabılarını çıkarmıştı ve bana, erkekler hakkındaki problemlerini konuşmak için geldiğini söylemişti. TED دخلت ألكس لجلستها الأولى و هي تلبس الجينز و قميصاً كبيراً فضفاضاً، و ارتمت على أريكة مكتبي و خلعت نعليها ثم قالت لي إنها أتت لتتحدث عن مشاكلها مع الرجال.
    Çünkü senin yüzünden ben de Jules'in koltuğunda şarap içemiyorum. Open Subtitles بسببك، لا أستطيع أن أشرب النبيذ على أريكة جولز أيضا
    Küçük bir kanepenin çevresinde sizi kovalayan bir kuş vardı. Open Subtitles كان هناك a طير كبير مُطَارَدَتك حول a أريكة صَغيرة.
    İşte.Gördün mü? Bir koltuğa 800 dolar verdim. Open Subtitles حسناً, هل ترَين لقد أنفقتُ الآن 800 دولار لشِراء أريكة
    Bakın, birisi koca kanepeyi atmış, hem de gayet iyi durumda. Open Subtitles وانظروا إلى تلك الأريكة أحدهم ألقى بـ أريكة مازالت نظيفة
    Daha sonra fotoğraf çektim ve sokaktaki bir koltuğun resmini çizdim. TED وبعد ذلك صورت وقمت بتلوين أريكة كانت في الشارع.
    O yüzden niçin kanepeden kalkıp eğlenceli bir şeyler yapmıyorsun? Open Subtitles لماذا لا تحصل قبالة أريكة وتفعل شيئا متعة؟
    Annemin iki işi olan bir kocadan daha mutlu edecek bir şey varsa o da yeni bir kanepedir. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي يُسعد أمّي أكثر من أن زوجها يشغل وظيفتين هو حصولها على أريكة جديدة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد