Eğer bunu adam gibi becerirsek, bu okulda efsane oluruz. | Open Subtitles | لو استطعنا فعل ذلك , سنكون أساطير في هذه المدرسة |
Sonra, zaman geçtikçe o inançlar, efsane ve folklora doğru geçti. | Open Subtitles | وبعدها، مع مضي الوقت، تضاءلت تلك المعتقدات إلى أساطير وخرافات شعبية. |
Biliyorsun, Tanrıçalar hep kader ve efsaneler hakkında şarkılar söylediler | Open Subtitles | كما تعلمين , الملهمات يغنون أغانٍ عن أساطير و أقدار |
Finansal servis sektöründe efsaneler ve bu efsaneleri cüceleştiren devler vardır. | Open Subtitles | في عالم الخدمات المالية هناك أساطير وهناك عمالقة يجعلون الأساطير كالأقزام |
Bir ulusun tarihi ne kadar eskiyse, bir o kadar da efsanesi oluyor. | Open Subtitles | لكن التاريخ القديم يحول الناس أحياناً إلى أساطير.. |
♪ Legends of awesomeness. ♪ | Open Subtitles | ¶ أساطير الروائع ¶ |
İlginçtir, bu bitkiyle ilgili pek çok efsane var. | TED | المثير بالأمر، أن هناك عدة أساطير مرتبطة بهذه النبتة. |
Düşünsenize kaderinde efsane olmak olan binlerce star vardı ve çeşitli sebeplerle kaybolup gittiler. | TED | تخيلوا آلاف الفنانين الذين قُدّر لهم أن يكونوا أساطير لكن لأسباب مختلفةٍ؛ ذهبوا طيّ النسيان. |
Yunanistan ve Roma antik kitaplardaki bir efsane haline gelmiş... ve Avrupa medeniyetleri barbarlık dönemine girmişti. | Open Subtitles | الأغريق والرومان أصبحوا أساطير قديمة في الكتب القديمة والحضارات الأوروبية دخلت عصر البرابرة |
efsane ve folkloru değil. | Open Subtitles | ,مبنيه على حقائق .وليس أساطير وحواديت شعبيه |
*Ve beş yıl içinde, Führer ve Nasyonal Sosyalizm efsane olacak. | Open Subtitles | وفي غضون 5 أعوام، سيصبح الفوهرر والاشتراكية الوطنية مجرد أساطير |
Bilinmeyen bir zamanda bu kahramanlar antik Yunan'da gezdiler, gittikleri yerlerde yeni efsaneler yarattılar. | TED | لمرات لا تُحصى، صالَ وجالَ هؤلاء الأبطال في بلاد الإغريق. مخلّفين أساطير أينما ذهبوا. |
Vendigo'yla, Kızıl ve Siyah'ın gelişi hakkında efsaneler vardı. | Open Subtitles | توجد أساطير ويندجو الآتيه من اللون الأحمر والأسود |
Bu çizgi roman kahramanları, çağdaş efsaneleri oluşturuyorlar. | TED | أنهم أساطير حديثة، أبطال الكتب الهزليه ،هؤلاء. |
Diğer insanların ve hayvanların şekline girebilen yaratık efsaneleri. | Open Subtitles | أساطير عن مخلوقات يمكنها تغيير شكلها إلى حيوانات أو إلى أشخاص |
İşin sadece karakterlerin efsanesi hakkında olduğunu sanıyor. | Open Subtitles | يظن أن كل هذا يتعلق بعلم أساطير الشخصيات. |
♪ Legends of awesomeness. ♪ | Open Subtitles | ¶ أساطير الروائع ¶ |
Eski Dünyanın mitlerini ve efsanelerini araştırmaya başladı. | Open Subtitles | لقد أخذت تقرأ عن أساطير وخرافات العالم القديم |
Bu Kızılderili yaratılış efsanelerinden yüzlercesi var. | Open Subtitles | هناك المئات من أساطير الأمريكيين الأصليين |
8. Hüseyin Yılmaz 10 Saat Önce | Open Subtitles | الغزو الجزء الثاني الفتاة الخارقة، البرق، سهم، أساطير الغد |
Amerikan Yerlileri'nin mitolojisi. | Open Subtitles | أساطير الهنود الحمر كأسطورة المرأة الغزال |
Benim önerim onun hayat çalışmasını bir mitoloji olarak değerlendirmemen. | Open Subtitles | أقترح عليكم ألاّ تربطوا عمل حياته على أنها أساطير |
Bizim hakkında söylediğini! "Sizler efsanesiniz." Çoğul. | Open Subtitles | "ماذا قال عناّ،"أنتم يا رجال أساطير بصيغة الجمع |
Denizkızlarının derisinden ölümsüzlüğün çekip alındığına dair anlatılan mitler. | Open Subtitles | أساطير الحصولِ على الخلود بواسطة إلتهام لحم الحوريات |
Ama Beta'lar yarışlarda tam bir efsaneydi. Hiç kaybetmezdik. | Open Subtitles | الــ بيتا كانوا أساطير في هذه التحديات لم نخسر أبدا |
Çeviri - Flavia (Türkü Şentürk) #DontKillSeanBean İyi seyirler. | Open Subtitles | "{\fad(500,500)}{\cH00FF00}"أساطير الحلقة رقم : |
Anlamanın zor olduğunu biliyorum ama benim geldiğim yerde, yani geldiğim zamanda 2166 yılında sen ve bu çatıdaki herkes sadece birer kahraman değil efsanelerdiniz. | Open Subtitles | أعلم أنه يشق عليكم الاستيعاب، لكن من حيث جئت في زمني عام 2166، فأنتما وكل شخص على هذا السطح لا تعتبرون أبطال فقط إنكم أساطير |