Bu akşam menüde 40 yıllık Profesör kukusu yok mu? | Open Subtitles | لايوجد مهبل أستاذة بعمر الأربعين على اللائحة الليلة يا صاح؟ |
Ama, Profesör olmayan ve yaşamak için para kazanması gereken pek çok avukat gibi düşündüğüm için değil. | Open Subtitles | السبب لتوليِ القضايا، هو أنني مختلف عن أكثر المحاميين الأخرين الذين ليسوا أستاذة بل يتولها لغرض لقمة العيش |
Profesör Berkeley'in sahibi. | Open Subtitles | إنها أستاذة كبيرة ودائمة في جامعة، بيركلي |
Söylesene, bir okul öğretmeni yaz tatilinde ne tür bir toplantıya gitmek zorundadır? | Open Subtitles | اخبريني، أي اجتماع يجب أن تذهب إليه أستاذة بالمدرسة في الأجازة الصيفية؟ |
Senin yaşındayken bana özel alaka gösteren bir öğretmenim vardı. | Open Subtitles | لقد كان لدي أستاذة تهتم بي عندما كنت بعمرك |
Burada olacağınızı tahmin etmeliydim, Profesör McGonagall. | Open Subtitles | كان يجب أن أعرف أنك ستكونين هنا يا أستاذة ماجوناجل |
Ama Harry haritayı kendine saklamayacak. Profesör McGonagall'a verecek. | Open Subtitles | هارى لن يحتفظ بها سيسلمها الى أستاذة ما كجونجال |
- Oh. Evet. Belki de bir öğretmen ya da üniversitede bir Profesör olmalıyım. | Open Subtitles | ربما يجب علي أَن أُصبح معلمة أَو أستاذة كلية |
Profesör McGonagall, Sybil'e içeriye kadar eşlik eder misiniz? | Open Subtitles | أستاذة ماكجونيجال، هل من الممكن أن ترافقي سيبيل إلى الداخل؟ |
Profesör Jeong Yun Su 6 yılda çok değişmişsin. | Open Subtitles | أستاذة جونغ يون سو لقد تغيرتِ كثيراً خلال الـ 6 سنوات |
Gerçekten, o okuldaki en iyi Profesör. | Open Subtitles | حسنا, سأتحدث بجد, انها مثل, أعظم أستاذة درست لديها في المدرسة |
Bu senin olacağın tarzda bir avukatlık değil genç bayan çünkü sen yargıç olacaksın veya annen gibi Profesör olursun. | Open Subtitles | لن تصبحي محامية من هذا النوع أيّتها الشابّة. لأنّك ستصبحين قاضية أو أستاذة قانون مثل أمك. |
Profesör, bu bizim yasal hakkımız. | Open Subtitles | يا أستاذة بناءًا على عقدنا فإن ذلك من حقنا |
Slayt tıklayıcım Hannah Martin'e -slaytlara tıklayan kişi- ve beni bir araya getirmek için gelen hayatımın ışığı eşim Profesör Mary Crock, | TED | وأود أن أشكرالباحث مارتن هانا، وهو ناقر الشرائح ، الذين يقوم بالنقر فوق الشرائح، وزوجتي، أستاذة ماري كروك، التي هي نور حياتي، لقد قدمت هنا لدعمي |
Larycia Hawkins kürsüsünde - Wheaton College'da ilk kadrolu Afrika-Amerikalı Profesör olarak - her gün ayrımcılıkla yüzleşen Müslüman kadınlarla birlikte başörtüsü takmayı teşvik etti. | TED | لاريشا هوكينز رسمت على منصتها كأول أستاذة أفريفية أميريكية في كلية ويتون سوف أرتدي الحجاب تضامنًا مع النساء المسلمات لمواجهتهم التمييز كل يوم. |
Benim bir edebiyat öğretmeni olduğumu, anlayacağını sanmıştım. | Open Subtitles | .اعتقدت أنك ستدرك أنني كنت أستاذة الأدب التقليدي |
Ayrıldığımızdan beri, sadece korunmalı olarak bir anaokulu öğretmeni ve diş hijyenisti ile oldum. | Open Subtitles | مند إنفصالنا، مارست الجنس الآمن فقط مع أستاذة وطبيبة أسنان صحية. |
- İyi iş başardın. - öğretmenim iyiydi. | Open Subtitles | .لقد قُمت بعمل جيد - . لدى أستاذة جَيدة - |
öğretmen öğrenciye, yaşlı aslan genç aslana karşı. | Open Subtitles | التلميذ ضد أستاذة الأسد العجوز أمام الأسد الشاب |
Veterinerlik okulundayken, yarasalara özel ilgisi olan çok seksi bir Hocam vardı. | Open Subtitles | بالعودة إلى جامعة الطب البيطرى , قد كان لدىّ أستاذة جامعية مُثيرة للغاية كانت تمتلك أشياء للخفافيش |
Çok dalgın bir profesörüm. | Open Subtitles | - .سأعثر عليهم- أنا فقط أستاذة شاردة الذهن |
Anlayışsızın biri olduğumu, etrafımdakileri hor gördüğümü ve eşcinsel bir sanat öğretmenine benzediğimi söyledi. | Open Subtitles | قال أنّي طائش متهوّر، متفاخر وأبدو مثل أستاذة فنون سحاقية. |
Önce yeterince kötü muamele görüp, acı çekme profesörü olman gerekir. | Open Subtitles | تصبح مرفوساً لمدة طويلة بما فيه الكفاية، حتى تكون أستاذة الألم |
Laura, önünde parlak geleceği olan bir profesördü ama birden her şeyi bırakıp seks operatörü olmaya karar verdi. | Open Subtitles | إنّها أستاذة مع مُستقبل مهني واعد، وبعد ذلك فجأة، -تُقرر أن تُصبح عاملة مومس الهاتف . |
Princeton'da dilbilimi profesörlüğü. | Open Subtitles | أستاذة في علم اللغات . "في جامعة "برينستون |
Evet. Rebecca East Teksas Lisesi'nde iktisat profesörüymüş. | Open Subtitles | نعم,ريبيكا أستاذة علم الاقتصاد في جامعة شرق تكساس |
üniversitede akademisyenken de bunu bizzat yaşadım. | TED | شاهدت بنفسي هذا عندما كنت أستاذة جامعية. |